Erinç buruk kutlamada konuştu: Gerçeği yazdıkları için cezaevindeler

Tutuklu yazar, çizer ve yöneticilerimizden Akın Atalay, Kadri Gürsel ve Musa Kart’ın doğum günü ile gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’in meslekteki 60. yılını buruk bir törenle kutladık. Tutuklu yazar-yöneticilerimizin eşlerinin de katıldığı kutlamada konuşan Erinç, “Arkadaşlarımız niye içeride? Gerçekleri yazdıkları, çizdikleri için içeride yatıyorlar” dedi.

Erinç buruk kutlamada konuştu: Gerçeği yazdıkları için cezaevindeler
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.03.2017 - 23:21

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’in meslek yaşamındaki 60. yılı ile Silivri Cezaevi’nde 132 gündür tutuklu olan gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Yayın Danışmanımız ve yazarımız, Uluslararası Basın Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesi Kadri Gürsel ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve çizerimiz Musa Kart’ın doğum günü kutlandı.

Gazetemizin Şişli’deki merkez binasında gerçekleşen kutlamaya, tutuklu yazar ve yöneticilerimizin eşleri, gazetemiz  yazarları ve çalışanları katıldı. Kutlamada konuşan Orhan Erinç, Musa Kart’ın 63, Akın Atalay ve Kadri Gürsel’in 56. doğum günlerini cezaevinde kutladıklarını belirterek, “Umuyorum ki bundan sonra arkadaşlarımızın da aramızda olduğu nice kutlamalar yaparız” dedi.

Erinç, şöyle devam etti: “Öncelikle içerideki arkadaşlarımızı özlem ve sevgiyle anıyorum. Akın Atalay’ın, Kadri Gürsel’in ve Musa Kart’ın doğum günlerini kutluyorum. Sanırım ki bir soruya yanıt aramak durumundayız. Bu da arkadaşlarımız niye içeride? Arkadaşlarım lütfettiler, Onlar sayesinde 14 Şubat 1957’de gazeteciliğe başlayışımın 60. yılımı kutluyorum. Bu süreler göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Geri dönüp bakınca acı, tatlı bir şeyler oluyor ama ben Cumhuriyet’teki sürecimi net ve brüt diye açıklamak durumundayım çünkü 1963’te geldiğime göre 54 sene olmuş. 1981 Haziranı’yla 1993 Nisan’ı arasındaki süreçte biraz sürgün gibiydim. O dönemde net 42, brüt 54 yıl olmuş Cumhuriyet’te. Şimdi bu süreçte yaşadıklarımıza bakınca şunu görmek durumundayız. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı kendi çıkardığı yasaları bile uygulamama konusunda tam uzmanlaşma aşamasında. İktidar 12 Eylül’ün darbeci anayasından hem yakınıyor, hem de mutlu görünüyor. Bunun yanı sıra 12 Eylül hukukunun yeniden yaşama geçirmiş, bununla yetinmeyip ‘Tazminatlarını devlet kesesinden öder, istediğim hukuksuzluğu yaparım’ yaklaşımıyla yeni bir boyut eklemiş durumda. O nedenle arkadaşlarımız gerçekleri yazdıkları, çizdikleri, ilettikleri için içeride yatıyorlar. Tabii bunun sorumluluğunu sanıyorum ki bazı muhbir arkadaşlarımız üstlenmek durumunda.” 

Soruşturma neden uzuyor?

Bu süreçte basın hukuku, kişiler hukuku ve iş hukukunun yok sayıldığını belirten Erinç, “Basın Yasası diyor ki: ‘Üzerinden 4 ay geçmiş haber ve yazılar hakkında dava açılmaz’. Bize 3 yıl önceki başlıkları yazıları soruyorlar. Demek ki Basın Yasası yok. Kişiler hukukuna vakıf yönünden bakmak gerekiyor. Vakıf da kişiler hukuku kapsamında olmasına rağmen o da ceza hukukunun bir parçası haline getirildi. Basın İş Yasası dediğimiz 5953 sayılı yasaya göre de patronun ya da gazete üst yönetiminin yayın politikasını değiştirme hakkı var. Bu sadece değiştiren yönetimle çalışanlar arasındaki bir parasal sorun. Bu da karşımıza ceza yasası olarak, hatta terörle mücadele yasasının uygulanması olarak çıkıyor, yani hukuktan bir karma yapıp ceza hukukunun içine sokmaya çalışıyorlar bizi. O nedenle de uzuyor zaten ‘Neden iddianame yazılmıyor’ sorusu. İşverenin yayın politikasını değiştirme konusu işverenle çalışan arasında. Ben Fatih Adliyesi’nde ki iş mahkemesinde 9 dosyada bu konuda bilirkişilik yaptım. Yayın politikasının değişip değişmediği konusunda uzmanlığımı yargı kabul ediyor. Sonra da diyor ki: ‘Sen yayın politikasını değiştirdin, gazeteyi FETÖ’cü ve PKK’ci yaptın’ diyor. Muhbir arkadaşlarımız sadece Ergenekon davası sırasında FETÖ’cü savcı, yargıç, polis, yönetici politikacıların yeni saldırılarına uğramamak için yayın politikamızı daraltmış olmamızdan yola çıkıyorlar. Oysa 1992’den başlayarak sorumlu yönetici oldukları dönemin başlıklarına haberlerine ve yazarlarına baksalar yayın politikamızda hiçbir değişikliğin olmadığını görecekler. Belki de utanacaklar ama o konuda emin değilim” diye konuştu.

Takipsizlik bekliyorum

Soruşturma sonunda takipsizlik kararı verilmesini beklediğini vurgulayan Erinç, şöyle devam etti: “Çünkü basın hukuku açısından zamanaşımı var. Vakıflar yasası açısından bir yanlışlık varsa karşılığı idari para cezası. Basın-İş yasası açısından da öyle bir cezalandırma sonucu olmayan iddia. Bu nedenle burada arkadaşlarımız aramızda olmadan bir ön kutlama daha yapma durumunda kaldık. İlk ön kutlamayı Alternatif Nobel Ödülü’nü aldığımızda yapmıştık. Umuyorum ki bundan sonra arkadaşlarımızın da aramızda olduğu nice kutlamalar yaparız. Benim de hatırlanmamı teşekkürlerle karşılıyorum.”

‘Ayrılık da sevdaya dahil’

Akın Atalay’ın eşi Adalet Dinamit eşine şöyle seslendi: “İyi ki doğmuşsun, iyi ki varsın, iyi ki tanımışım seni, iyi ki sevdalanmışım sana. Bu sene böyle oldu. Ayrı kaldık doğum gününde. Üzülmüyorum; ayrılık da sevdaya dahil. Nâzım’ın dediği gibi, seni düşünmek güzel şey, ümitli şey... Çok özledim seni... Biliyorum bu da geçecek. Kendine iyi bak. Musa’nın ve Kadri’nin de doğum gününü kutluyorum. Hepinizi hasretle kucaklarım.”

 

'Özgür ve mutlu hep birlikte'

Musa Kart’ın eşi Sevinç Kart ise “Özgürlük onu hayatı boyunca cesaretle savunan gazetecilerin hakkıdır. Nice yıllar olsun. Özgür ve mutlu hep birlikte” dedi. 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler