Etibank davasına devam edildi

Etibank'ın zarara uğratılmasıyla ilgili olarak bankanın eski sahibi Dinç Bilgin ile oğlu Şevket Önay Bilgin'in de aralarında bulunduğu 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Etibank davasına devam edildi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.07.2010 - 15:01

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Dinç Bilgin ve oğlu Şevket Önay Bilgin'in de aralarında yer aldığı 16 tutuksuz sanık katıldı.

Mahkeme heyeti başkanı Ertuğrul Tokalakoğlu, davanın duruşma saatinin bugün 11.00 olarak belirlendiğini ancak heyetin üye hakiminin davadan çekilmesi nedeniyle görevlendirilen hakim Şener Diribaş'ın İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya katılması gerektiğinden saat 14.00 itibariyle celsenin açıldığını tutanağa yazdırdı.

Daha önce alınan kararlar gereği BDDK'dan istenen Etibank AŞ'nin hissedarlarına ilişkin bilginin geldiğini tutanağa geçiren Tokalakoğlu, hissedarların isimlerini okudu. Tokalakoğlu, söz konusu cevabi yazı ile dosyadaki bazı belgelerde adı geçen hissedarların uyuşmadığını ifade etti.

Hissedarlar arasında adı geçen tutuksuz sanık İsmail Hakkı Karakaya, bankada sadece yönetim kurulu üyesi olduğunu, hissesi bulunmadığını söyledi.

Tutuksuz sanık Şükrü Karahasanoğlu da yönetim kurulu üyelerine sembolik hisseler verildiğini, bunun kanuni zorunluluk olduğunu kaydetti.

Dinç Bilgin ve Şevket Önay Bilgin'in avukatı Asım İplikçioğlu, duruşma öncesinde mahkemeye 2 dilekçe sunduğunu, bunlarla birlikte bankadan kullanılan kredilere ilişkin sözleşmeleri ve ipotek belgelerini mahkemeye verdiğini hatırlattı.

Murakıp raporları ve BDDK'nın şikayetiyle başlayan soruşturma ve kovuşturma sürecinde delillerin müdahillerin sorumluluğu altında bırakılmasının sakıncaları olacağını zaman zaman dile getirdiğini belirten İplikçioğlu, şöyle konuştu:
''Alınan kredilerden daha fazla ipotek oluşturulduğuna dair belgeler var. Bu kredi sözleşmelerinin ve ipotek belgelerinin örneklerini mahkemeye verdik. Mahkeme gerekli görürse TMSF'den bu belgelerin asıllarını getirterek karşılaştırma yapabilir. Bilirkişi marifetiyle sanıkların kredi sözleşmeleri düzenlerken ipotek verip vermedikleri, ipoteklerin gerçek ve yeterli olup olmadığı incelenebilir. Bu, davayı kökünden çözecek bir konudur. Belgelerin asılları getirtilirse murakıplara da bu belgelere neden yer verilmediğinin sorulması gerekir.''

Avukat İplikçioğlu, TMSF'nin el koymasının ardından Etibank'ın bütün taşınabilir eşyası ile 243 adet gayrimenkulünün satıldığını belirterek, bu varlıkların sanıklara ait olduğu dikkate alınarak, hangi değerlerle paraya çevrildiğinin, borcun ne kadarının ödenmiş sayılması gerektiğinin resen tespiti maksadıyla TMSF kayıtları üzerinde keşif yapılarak bilirkişilerce tespit edilmesini istediğini söyledi.

Mahkeme heyeti, avukat İplikçioğlu'nun mahkemeye sunduğu kredi sözleşmeleri ve ipotek belgelerinin dosyadaki belgelerle kıyaslanmasının ardından bu konudaki talebin karara bağlanmasına hükmetti.

İddia edilen zarar miktarlarının, bunun iadesi konusunda toplanan kanıtların yeterli açıklıkta bulunduğunu belirten mahkeme heyeti, varlıkların hangi değerle paraya çevrildiği, borcun ne kadarının ödenmiş sayılması gerektiği hususlarının araştırılması talebinin reddine karar verdi.
TMSF'den Etibank'ın el konulma tarihine kadar hissedarlarının kimler olduğunun sorulmasına karar veren mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
 

Davanın geçmişi

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Temmuz 2005 tarihli kararında, bankanın zarara uğratılmasına ilişkin Dinç Bilgin'i ''zimmet'' suçundan 14 yıl hapis ve 499 milyon 977 bin TL para, Şevket Önay Bilgin'i 9 yıl 4 ay hapis, Şükrü Karahasanoğlu ile Zeki Ünal'ı 9 yıl 26'şar gün hapis, Mustafa Dinçer ile İsmail Hakkı Karakaya'yı da 7 yıl 9 ay 10'ar gün hapis cezasına çarptırmıştı.

''Nitelikli dolandırıcılık'' suçundan Cavit Çağlar'ın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldığı kararda Mustafa Çağlar'a 1 yıl 6 ay 22 gün, Hakkı Cengiz Kırgül'e de ''özel belgede sahtecilik'' suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiş ancak bu cezalar ertelenmişti.

Mahkeme heyeti, Dinç Bilgin, Cavit Çağlar, Mehmet Nail Keçili, Şevket Önay Bilgin, Mustafa Çağlar, Türker İnanoğlu ve Nevzat Ak'ın da aralarında bulunduğu 23 sanığın ''cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturma, bu teşekküle üye olma ve teşekkül üyelerine yardım etme'' suçlarına ilişkin beraatine karar vermişti.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını usul eksikliğinden bozmuş, ayrıca karardan sonra yürürlüğe giren Bankacılık Yasası'nda lehe hükümler olup olmadığının incelenmesini istemişti.

Yargıtayın bozma kararı üzerine davanın yeniden görülmesine başlanmış, Bilgin ailesi avukatları aracılığıyla reddihakim talebinde bulunmuş, mahkeme bu talebi reddetmişti.

Avukat Asım İplikçioğlu'nun bu konudaki itirazını görüşen İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, reddihakim talebini kabul etmişti.

Bunun üzerine İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi de Dinç Bilgin ve Şevket Önay Bilgin hakkındaki bu kararı kabul ederek dosyalarını ayırmıştı. Bu sanıkların yargılanmasına İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilmişti.

Diğer sanıklar açısından yargılamayı sürdüren mahkeme heyeti, 15 Kasım 2006 tarihli duruşmada Cavit Çağlar'ı ''nitelikli dolandırıcılık'' suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 20 bin 830 TL adli para cezasına mahkum etmişti.

Mustafa Çağlar'ı da aynı suçlamaya ilişkin olarak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 15 bin 620 TL adli para cezasına çarptıran mahkeme heyeti, cezanın ertelenmesine karar vermişti.

Bankanın dört yöneticisini de 11 yıl 8 ay ile 7 yıl 9 ay arasında hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, diğer sanıklar açısından beraat ve ortadan kaldırma kararları vermişti.
 

2. bozma

Kararı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesi, Cavit Çağlar ve oğlu Mustafa Çağlar hakkındaki davayı zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırmıştı.

Dinç Bilgin ve oğlu Şevket Önay Bilgin'in hukuki durumlarının ve suç vasfının ihtisas mahkemesi olan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde birlikte yapılacak yargılamada değerlendirilmesi gerektiğini belirten yüksek mahkeme, diğer sanıklar hakkındaki kararı da çeşitli nedenlerle bozmuştu.

Davanın yeniden görülmesine başlanmasının ardından Dinç Bilgin ve Şevket Önay Bilgin'in ayrılan dosyaları yeniden ana davayla birleştirilmişti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler