'Ev kadınları da bireysel emekliliğe dahil olacak'
Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı, bireysel emeklilik reformunun son derece ümitvar göründüğünü, daha önce sistemi giremeyen ev kadınlarının da sisteme dahil olacağını söyledi.

Merkez Bankası (MB) Başkanı Erdem Başçı, bireysel emelilik reformunun son derece ümitvar göründüğünü ve burada çok ciddi devlet katı payının olacağını belirterek, "Daha önce sisteme giremeyen gençler, ev kadınları bu sisteme dahil olacak" dedi.
Başçı, Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) Akbank'ın ev sahipliğinde düzenlediği, "İstanbul'u Önemli Bir Finans Merkezi'ne Dönüştürmek" başlıklı konferansın öğle yemeği sırasında yaptığı konuşmada, para politikaları hakkında bilgi verdi.
Başçı, küresel tarfta Amerika'da başlayan ve genişleyen krizin, krediler ve döviz kurları üzerinde etkileri olduğunu söyledi. Bu dönemde Türk Lirası ve diğer gelişmekte olan ülke ekonomilerinde para birimlerinin, olması gereken değerin oldukça üzerine çıktığına işaret eden Başçı, "O nedenle bu dönemde biz, nispeten hem aşırı kredi büyümesi, aşırı talep büyümesi gibi konularda tedbir alırken, aynı zamanda faiz oranlarını artırmadık. Oldukça düşük tuttuk. Çünkü döviz kuralları üzerinde aşağı yönlü, TL değerini ise artırıcı yönde bir baskı vardı" dedi.
'Merkez Bankası'nın karşı karşıya kalmak istemediği durum'
Avrupa'nın borç krizi ile birlikte enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskıların ortaya çıkmaya başladığını söyleyen Başçı, bu dönemde Türk Lirası'nın haddinden fazla değer kaybetmeye başladığını, ayrıca petrol fiyatlarının da düşmediğini ifade etti. Dolayısıyla enflasyonun üzerinde yukarı yönlü baskı, ancak üretim üzerinde aşağı yönlük risklerin ortaya çıktığına dikkati çeken Başçı, bunun Merkez Bankası'nın en zorlandığı ve karşı karşıya kalmak istemediği bir durum olduğunu söyledi. Bu ortamda Türkiye'nin, kendine has likidite politikası izlediğini, faiz koridorunu aktif olarak kullandığını, Avupa borç krizinden sonra faiz koridorunu yukarıya doğru genişleterek Türk Lirası üzerindeki değer kaybı baskısını bertaraf etmeyi başardıklarını vurgulayan Başçı, ayrıca Türk Lirası'nda haddinden fazla değer kaybı gözlemlediklerinde, ek tedbirlere gittiklerini söyledi.
'Kurda aşırı dalgalanma istemiyoruz'
Avrupa borç krizinden sonra 'fiyat istikrarı hedefi tehlikeye girebilir' endişesi gerekçesiyle TL'nin daha fazla değer kaybetmesini istemediklerini dile getiren Başçı, o nedenle TL'nin en iyi performans gösteren para birimlerinden biri olduğunu, sadece Çin'in Türkiye'den daha performans gösterdiğini, diğer gelişmekte olan ülkelere oranla da TL'de daha iyi performans gözlemlediklerini kaydetti. Reel döviz kurlarının ise aşırı dalgalanma göstermesini istemediklerinin altını çizen Başçı, "Türk Lirası'ndan ne aşırı değerli, ne de aşırı değersiz olmasını istiyoruz. Bunla ilgili politika tedbirleri de doğru yönde verildi. Sonuçta alınıyor" dedi.
'En az oynak para birimlerinden biri 'TL' oldu
Başçı, gelişmekte olan ülkelere karşı Türk Lirası'nın her yıl bir miktar reel olarak değer kazanmasının normal olduğunu, burada bir trend çizgisi çizerek o trendten sapmaya bakmak gerektiğini, doğru analizin bu olduğunu ifade etti. Bu çerçevede gelişmekte olan ülkelere karşı bakıldığında ise o trend çizgisinin söz konusu olmadığını dile getiren Başçı, burada bir yeter çizgisi olduğunu ve "orada nasılız" diye bakıldığında TL'nin bir miktar uzun vadeli denge değerinin altında göründüğünü belirtti. Diğer taraftan TL'nin oynaklık durumunu da iyi durumda olduğuna dikkati çeken Başçı, "Türk Lirası, hem Euro bölgesi krizi sırasında, hem de yakın zamanda en az oynak para birimlerinden birisi oldu" dedi.
'İlk çeyrekte eksi büyüme 'olumsuz hava koşulları', ikinci çeyrekte artıya geçeriz'
Finansman tarafından ise doğrudan yabancı yatırım ve uzun vadeli yatırım çekmeyi amaçladıklarının altını çizen Başçı, doğrudan ve uzun vadeli yatırımların payının şu anda tatminkar bir şekilde devam ettiğinin düşünülebileceğini kaydetti. Büyümeye küresel açıdan bakıldığında ise aşağı yönlü risklerin bulunduğunu vurgulayan Başçı, "Türkiye'de ise yılın ilk çeyreğinde yatay veya eksi bir gayrisafi hasılada görünüm olabilir önceki çeyreğe göre. Önceki yıla göre artı bir rakam göreceğiz. Bunun önemli bir sebebi biz olumsuz 'hava koşulları' diye düşünüyoruz. Dolayısıyla bunun geçici olduğunu düşünüyoruz ve ikinci çeyrekten itibaren tekrar büyüme artıya dönecek, büyüme eğilimi devam edecek. Öncü göstergelerde bu görünüyor" dedi. Başçı, sanayi üretiminin de arttığını, burada da ılımlı bir artışın söz konusu olduğunu savundu.
'Yumuşak iniş sürüyor'
Başçı, Türkiye'nin yumuşak inişi başarıp-başaramadığı konusunun da konuşulduğunu hatırlatarak, "Biz bunu başardığımızı daha önceden söyledik. Yumuşak iniş olumlu şekilde devam ediyor, işler planlandığı gibi gidiyor" dedi. Sermaye tarafında ise fiziksel yatırımların iyi gittiğini dile getiren Başcı, emek açısından bakıldığında ise Türkiye'nin kesinlikle emek kıtlığı değil, emek bolluğu olan bir ülke olduğunu, üstelik kadınların işgücüne katılımında bir artış görülmeye başladığını söyledi. Türkiye'de 2007-2011 döneminde rekor bir istihdam artışı görüldüğünü dile getiren Başçı, bu dönemde her yıl istihdamın ortalama yüzde 4 arttığını, bunun ne Türkiye tarihinde, ne de dünyada görülmüş bir durum olmadığını savundu.
'Mayıs ayında tek haneye dönme ihtimali kuvvetli'
Konuşmasında enflasyon konusuna da değinen Başçı, 2012 yılı sonunda hedeflerinin yüzde 6.5 olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Burada şöyle bir önemli nokta var. Şu anda yüzde 11'in üzerinde. Fakat beklentilere ve dolayısıyla uluslararası kuruluşların rapor tahminlerine göre, enflasyonun düşmesi bekleniyor. Merkez Bankası'da bunu bekliyoru. Bizim hedefimiz yüzde 5. Önümüzdeki 3 yıl için biz yüzde 5'e önce enflasyonu indirip, orada tutmayı amaçlıyoruz. Bu, gerçekçi ve ulaşılabilir bir hedef diye düşünüyoruz. Enflasyon yüzde 11'in üzerine çıktığı halde, 1-2 yıl ötesi anket beklentilerinde bozulma görülmedi. O nedenle bu şokların geçici olduğunu, döviz kurları ile vergi artışlarının bir seferlik etkilerini yansıttığını kamuoyuda bizimle paylaşıyor ve aynı görüşte. Biz enflsayonu yıl sonuna kadar yüzde 6.5'a kadar düşebileceğine inanıyoruz. Düşüşün de bu ay önemli düzeyde olabileceğini tahmin ediyoruz, Mayıs ayında tek haneye dönme ihtimali oldukça kuvvetli. Ondan sonraki seyir önem taşıyacak, mümkün olduğunca para politikasında sıkı bir duruş sergilemeye devam ediyoruz."

En Çok Okunan Haberler
-
Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal gözaltına alındı
-
Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal hakkında soruşturma!
-
Cübbeli Ahmet'ten 'çakarlı araç' savunması
-
'İmralı' sürecinde amaç açığa çıktı!
-
Erdoğan şehit ailelerine seslendi
-
ABD'de aşağılanan Zelenski aradığını orada buldu
-
İftar için horoz kesmek istedi: Kan kaybından öldü
-
Erdoğan'ın diploması nerede?
-
Saray'dan çok konuşulacak 'Yavaş' çıkışı
-
Edip Akbayram'dan kötü haber