Faiz oranları değişmedi (21.07.2011)

Para Politikası Kurulu'nun bugün gerçekleştirilen Temmuz ayı toplantısına Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Turalay Kenç, Necati Şahin, M. İbrahim Turhan, Abdullah Yavaş ve Mehmet Yörükoğlu katıldı. Erdem Başçı başkanlığında gerçekleştirilen PPK toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile Banka bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan faiz oranlarının sabit tutulmasına karar verildi.

PPK, bu ayki toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 6.25'te sabit bıraktı. PKK, 2010 Aralık ayında politika faizini yarım puan gerileterek, yüzde 7'den yüzde 6.50 seviyesine çekmişti. PPK, Ocak ayında yaptığı çeyrek puanlık indirimle, politika faizlerinde iki ayda 0.75 puanlık indirim gerçekleştirmişti. PPK, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarının ardından, Temmuz ayında da politika faizlerinde değişikliğe gitmemiş oldu.
 

Gecelik borçlanma faizleri 8 aydır yüzde 1.50 düzeyinde tutuluyor

PPK, Merkez Bankası gecelik borçlanma faiz oranını ise yüzde 1.50'de, borç verme faiz oranı yüzde 9'da, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını yüzde 8 düzeyinde sabit tuttu. Gecelik borçlanma faizlerini son 8 aydır yüzde 1.50 düzeyinde tutan Kurul, hatırlanacağı üzere 9 ay aradan sonra 2010 Eylül'de gecelik borçlanma faizlerini çeyrek puan aşağı çekerek, yüzde 6.25 olarak açıklamıştı.

Ekim ayında gecelik borçlanma faizlerini yarım puan indirerek yüzde 5.75 düzeyine, Kasım ayında 4 puan indirerek yüzde 1.75 düzeyine, Aralık ayında ise çeyrek puan indirerek yüzde 1.50'ye çekmişti. 4 aylık dönemde gecelik borçlanma faizlerinde 5 puan indirim yapan Kurul, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayında da gecelik faiz oranlarını yüzde 1.50'de sabit tutma kararı almıştı. Kurul, Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde sıfır düzeyinde, borç verme faiz oranı yüzde 12 düzeyinde sabit bıraktı.
 

İstihdam kriz öncesi seviyelere döndü

PPK'nın açıklamasına göre son dönemde iktisadi faaliyete dair açıklanan veriler Nisan Enflasyon Raporu'nda sunulan çerçeveyi büyük ölçüde teyit etti. Özel tüketimde yavaşlama işaretleri gözlenirken yatırım talebi ılımlı bir seyir izledi. Dış talep ise zayıf görünümünü korudu. İstihdam koşullarındaki iyileşme devam ederken işsizlik oranları kriz öncesi seviyelerine döndü. Bununla birlikte, güçlü verimlilik artışlarının da katkısıyla birim işgücü maliyetleri azalmakta, zayıf dış talebin etkisiyle imalat sanayinde kapasite kullanım oranları düşük düzeylerini korudu. Kısa vadede temel (çekirdek) enflasyon göstergelerinin bir miktar daha yükselmesi beklense de iktisadi faaliyetteki yavaşlama nedeniyle artısın sınırlı kalacağı tahmin edildi.
 

İç talep kontrol altına alındı

Son dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun aldığı tüketici kredilerine yönelik önlemler ve maliye politikasındaki sıkı duruş Merkez Bankası'nın uyguladığı politika bileşimini destekleyerek iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulundu. Kurul, uygulanan politikalar sayesinde iç talebin kontrol altına alındığını belirtti ve yılın son çeyreğinden itibaren cari dengede iyileşmenin gözlenmeye başlayacağını teyit etti.

Risk iştahının etkilenmesi halinde faiz koridoru kademeli olarak daraltılacak

Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul, iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı ve son dönemde küresel ekonomideki giderek artan belirsizlikleri de göz önüne alarak mevcut politika bileşiminde bir değişikliğe gitmedi. Bununla birlikte Kurul, bazı Avrupa ülkelerindeki kamu borcu sorununa ve küresel büyümeye ilişkin endişelerin risk iştahını olumsuz etkilemeye devam etmesi halinde faiz koridorunun kademeli olarak daraltılmasının uygun olacağını belirtti. Ayrıca, gelişmiş ülke ekonomilerindeki sorunların daha da derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceği ifade edildi.