Fehmi Koru, 'Gülen'in dışa açılma kararı'nda ismi geçen 3 kişinin şüpheli ölümünü yazdı

Koru kitabının 127. sayfasında, “Fethullah Gülen’in dışa açılma kararında ismi geçenlerin başına  gelenler” diyerek yaşananlara dikkat çekiyor. Ayşe Kulin’in hayat hikâyesini romanlaştıran Aylin Demirel’in 1995 yılı ocak ayında evinin bahçesinde ölü bulunmasını yazan Koru, “Arabasının altında.  Ablası Nilüfer Gülek, Amerikalı doktorların raporlarına ‘freak accident’ (garip kaza) diye geçen ölümün  ‘kaza’ olduğuna hiç inanmadı. Ancak arkasını aramasına da izin vermediler...” diye yazdı.

Koru, ‘Türk Papa’ olarak tanınan Monsenyör Marovitch’in Papa 23. John’un evini ziyaret etmeye  giderken tren rayları üzerine düştüğünü ve ağır yaralandığını, 2012’de de vefat ettiğini yazdı. Gülen’in  ilk Vatikan randevusunun iptali üzerine devreye girerek Amerikalı dostları sayesinde görüşmeyi bir yıl  sonra sağlayan Üzeyir Garih’in 25 Ağustos 2001 günü şüpheli şekilde öldürüldüğünü anlatan Koru, şu ayrıntıya dikkat çekti:

“Cinayet zanlısı Yener Yermez bana bir mektup yazarak yıllar sonra olayla ilgili hiçbir şeyin göründüğü  gibi olmadığını ileri sürecekti.”

GAZETECİLERE BRİFİNG

Kitabında 17 Aralık sonrası Sabah, Yeni Şafak, Star ve Yeni Akit gazetelerinde  köşe yazan bir grup gazetecinin, Erdoğan’ın Kısıklı’daki evinde “sabah brifingleri” aldığını ve “bir yanlış anlaşılma sonucu” brifing buluşmasına tanık olduğunu yazdı.

Koru 'yanlışlıkla' alındığı toplantıyı şu sözlerle anlattı:

“Evin alt katı toplantılara müsait bir salon olarak tasarlanmış. O kata iner inmez, hepsini yakından tanıdığım, Sabah, Star, Yeni Şafak ve Yeni Akit gazetelerinde köşeleri olan orada bekleşen gazetecilerle karşılaştım. Bana refakat eden koruma, Erdoğan’dan ‘sabah brifingi’ almaya gelen gazetecilerden sandığı için olacak, beni de alt kat salona indirmişti. Kendimi diğerlerinden ayıracak ne dediğimi yaşadığım şaşkınlık yüzünden hatırlamıyorum; ama uyarım üzerine koruma beni hemen yukarı kata çıkardı, beklemem için evin girişindeki salona aldı. Biraz sonra da Tayyip Bey geldi zaten…”