FETÖ'ye yönelik kumpas soruşturması davası: İlk oturumda tahliye edildiler
Eski Beylikdüzü (Kavaklı) Belediye Başkanı Orhan Tıraşlıoğlu'na kumpas kurarak 2002 yılında tutuklanmasına neden oldukları iddiasıyla, emekli askerlerin de arasında bulunduğu 3'ü tutuklu 8 sanığın, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan yargılanmasına başlandı.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Adnan Eren ve Celalettin Kekeçoğlu katıldı. Diğer tutuklu sanık Adnan Güner'in, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı duruşmada, tutuksuz sanıklar eski İstanbul Jandarma Alay Komutanı emekli albay Hami Çakır, Demet Özel, Murat Üretir ve emekli astsubay Şener Turan da hazır bulundu.
Sanıklardan şikayetçi olan eski belediye başkanı Orhan Tıraşoğlu ve kardeşi Erol Tıraşoğlu ile eski İstanbul Jandarma Alay Komutanı emekli Tuğgeneral Halil İbrahim Tüysüz'ün de aralarında bulunduğu 7 kişinin, "müşteki" sıfatıyla yer aldığı duruşmada, mahkeme heyeti başkanı iddianame ve suçlamaların özetini okudu.
- "FETÖ'cü olsam şikayetimden vazgeçmezdim"
Savunması alınan sanıklardan Adnan Güner, örgütle hiçbir bağlantısı olmadığını belirterek, müteahhitlik yaptığı dönemde, 1999 yılında eski adı Kavaklı olan Beylikdüzü'nde bulduğu bir arsayı kat karşılığı inşaat yapmak için projelendirdiğini ve imar almak için gittiği belediyede eski belediye başkanı Tıraşoğlu'nun kendisinden rüşvet istediğini ileri sürdü.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek Orhan Tıraşoğlu'ndan şikayetçi olduğunu ve savcının da kendisine Tıraşoğlu ile anlaşmayı önerdiğini aktaran Güner, tekrar gittiği belediye başkanının istediği ücreti ve krediyle aldığı bir otomobili verdiği, 2 yıl sonra jandarma görevlilerinin çağrısıyla Büyükçekmece jandarma karakoluna gittiği, orada şikayet için gelen çok sayıda insan bulunduğu, ifade verdiği, Tıraşoğlu'nun hakkındaki soruşturmayı öğrendikten sonra otomobili borcu ödenmemiş daire karşılığı almış gibi makbuz istediği, danıştığı soruşturma savcısının da suç üstü yapmak için makbuzları teslim etmesini istediği ve rüşvet belgesi olan makbuzları Tıraşoğlu'na teslim ettiğini söyledi.
Aradan 2-3 ay geçtikten sonra Orhan Tıraşoğlu'nun görevden alındığını ve evinin kurşunlandığını anlatan Güner, "Tehdit edildim. Sonra da Tıraşoğlu'nun avukatlarının yanına gittim, şikayetimden vazgeçtim. Açılan davada da DGM'ye gidip şikayetimden vazgeçtiğimi söyledim. Zeki Bingöl bana parmak salladı. Şimdi ben nasıl FETÖ'cü oluyorum? Malım mülküm gitti, evim kurşunlandı. O zaman Tıraşoğlu çetesi vardı. Ruhsatımı alabilmek için her türlü yola başvurdum ve sonunda ruhsatımı aldım. Evim kurşunladıktan sonra da bölgeyi terk ettim." dedi.
- "Karakol amirinin çetesi vardı"
Soruşturmada firari şüpheli olan ve daha sonra dosyası ayrılan dönemin Büyükçekmece Jandarma Komutanı Zeki Bingöl'ün DGM'deki ilk duruşmada yer aldığını ve bu kişinin hiçbir toplantısına gitmediğini de savunan Güner, "İşlerim battı, karşılıksız çekten hapis yattım. FETÖ'nün F'sini bilmem. Kimseye kumpas kurmadım. Beylikdüzü çetesi benimle uğraştı. Bir insan hem kumpas kurup hem şikayetinden vazgeçer mi? Çete kuran Tıraşoğlu, seneler sonra kendisini kurtarabilmek için FETÖ kumpasını öne atarak, beni cezaevine attırdı." diye konuştu.
Makbuzları Tıraşoğlu'na teslim ederken kravatına gizi kamera takıldığını ve rüşvet görüntülerinin böyle elde edildiğini anlatan Güner, "Bu FETÖ'cülük mü? Rüşvetin belgesini ortaya çıkarmak istiyordum. Sonra da bu yaptığımdan pişman oldum. Beylikdüzü'nde bir karakol amiri Zeki Bingöl'ün çetesi vardı, bir de belediye başkanın çetesi vardı." iddialarını dile getirdi.
Müşteki Orhan Tıraşoğlu'nun davanın sanıklarından Demet Özel ile birliktelik yaşadığı görüntüleri, kendisine ait internet sitesinde yayınlamakla suçlanan tutuklu sanıklardan Adnan Eren de Zeki Bingöl'ün çürük binalarla ilgili yaptığı haberlerden dolayı kendisini dinlemek için arayıp ifadeye çağırdığını, belediyenin ikinci katında Bingöl ve İçişleri Bakanlığı müfettişi olduğu belirtilen bir kişinin sorularını yanıtladığını ve vatandaş sıfatıyla ifade verdiğini öne sürdü.
- "İlişki görüntüsü CD'si kapıma postayla geldi"
Eren, "Demet Özel’in videosunu gözünü bantlayarak yayımladım. Yayın yasağı çıktı onu da uyguladım. Haberleri daha sonra kaldırdım, teşekkür etti. Hiçbir şekilde maddi, manevi görüşmem olmamıştır. Bu kişiler darbeden sonra, 'FETÖ'cüler bana tuzak kurdu' diyerek, bizleri FETÖ'cü olarak lanse etmektedir ne hikmetse. Ben FETÖ aleyhine de haberler yapmıştım. Zeki Bingöl, benim tutuklanmamdan sonra kaçmış gibi yazılmış iddianamede. Ona haber veren ben değilim. Ben hiçbir terör örgütü üyesi değilim, gazetecilik görevimi yaptım." ifadelerini kullandı.
FETÖ firarisi Tuncay Opçin ile hayatında bir kere 3 dakika görüştüğünü ve kartvizitini verdiğini öne süren Eren, "Orhan Tıraşoğlu'nun görüntü CD'lerinin kendisine nasıl geldiğine" yönelik soruya da "Yerel gazetemi kurdum 2012'de ve web sitesinde de gazetenin adresi vardı. Kapıma postayla gelmişti. Meslek hayatımda, daha önce de gelmişti bana kimi CD'ler. Gelenlerden bazılarını teyit ettikten sonra kullandım. Görüntüler çok kısadır zaten, Demet Özel'in yüzünü mozaikleyip, kimliğini gizleyerek yayınladım." diye konuştu.
- "Zeki Bingöl bana da kumpas kurdu"
Tutuklu sanık Celalettin Kekeçoğlu ise Orhan Tıraşoğlu'nun hapis cezasından kurtulmak için bu davayı açtırdığını savunarak, Tıraşoğlu'nun kendi kooperatiflerinden iskan için belediyeye yardım adına 6 milyon lira istediğini, karşılığında bir çek verdiklerini, çekin fotokopisini çekip yanına aldığını ve kooperatife iskan alındığını söyledi.
Bu işlemlerden sonra Tıraşoğlu'nun tutuklanıp yolsuzluklardan hapse girdiğini ve verdiği çekin fotokopisiyle DGM'deki davaya gidip müdahil olduğunu anlatan Kekeçoğlu, şöyle devam etti:
"Daha sonra duydum ki çeki zimmetine geçirmiş, o yüzden mahkumiyet almış. Ben kaset falan temin etmedim. Zeki Bingöl benim ifademi, benden habersiz kameraya aldığı zaman bana kumpas kuruyor, Tıraşoğlu'na değil. İfademde zaten Tıraşoğlu'nu itham edecek bir kelimem dahi yoktur. Benim bu kasetten 2004 tarihinden sonra haberim oldu. Zeki Bingöl sadece benim değil, kooperatifler birliğindeki 100 kişinin hepsinin ifadesini almıştı. Savcının denetiminde karakolda herkes bildiğini söyledi. Kim şikayetçi olmuşsa FETÖ'cü, FETÖ'cü dedin mi sular duruluyor. Ben değilim, hiçbir zaman da olmadım."
Kızı ve damadının Amerika'da yaşadığını ve o ülkeye bir kere gidip 30 gün kaldığını da belirten Kekeçoğlu, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen ile görüşmesinin söz konusu olmadığını, Gülen'in talimatı sonrası Bank Asya'ya 17 bin 500 liralık altın hesabı açmasının tesadüf olduğunu, bu parayı saklaması için kızının kendisine verdiğini ve daha sonra bu hesabı kapattığını iddia etti.
Yaşlı ve hasta olduğunu söyleyen Kekeçoğlu, tahliye talebinde bulundu.
- "Orhan Tıraşoğlu'na hayranlığım vardı"
Müşteki Orhan Tıraşoğlu ile görüntüleri soruşturma dosyasına konulan, ilk ifadesinde "Tıraşoğlu'nun içkisine ilaç koyup kendisine tecavüz ettiğini" öne süren davanın tutuksuz sanıklarından Demet Özel de "44 yaşında evliyim. Ben Orhan ile birlikte hep çalıştım, kadın kollarında aktif çalışıyordum. Karşılıklı, isteyerek eşimden ayrıyken bir kere birlikte oldum. Bir hayranlığım vardı ona." dedi.
Daha sonra Tıraşoğlu'nun tutuklandığını ve bunu sanıklardan Şener Toraman ile paylaştığını anlatan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şener bana, 'herkesi takibe almışlar' dedi. 'Özellerini de mi?' diye sordum, 'evet' deyince, Tıraşoğlu ile bir kere birlikte olduğumuzu anlattım. Korktum, 'ailem duyarsa biterim' dedim. Şener de 'madem korkuyorsun, (makamına gittim, uyuttular, bana tecavüz ettiler) de, ifadeni böyle ver' dedi. 'İfadeye çağırırlar' diye de söyledi. Bir iki hafta sonra bana jandarmadan telefon geldi. Bir araç beni aldı, Büyükçekmece jandarma karakoluna gittim. Beni yukarı çıkaran şoför, meğer Zeki Bingöl'müş. Beni aşağı sorgu odasına aldılar. Yumruğunu vurdu, 'cevabını bilmediğin soruyu sana sormam, yalan konuşursan seni içeri attırırım' dedi. Orhan'ı nereden tanıdığımı, birlikte olup olmadığımı sordu. 'Makamında meyve suyuma ilaç kattıklarını ve eve götürüp tecavüz ettiklerini' söyledim. Şener Toraman'ı arattı. 'Komutan bana hakaret ediyor' dediğimde Şener güldü. İfademi ne zabıta geçirdiler, ne tutanak tutuldu, ne de mahkeme oldu. Daha sonra Tıraşoğlu çağırdı beni. Görüntülerimizin gazeteci Adnan Eren tarafından internete verildiğini söyledi. Bunu Orhan Tıraşoğlu bana söyleyene kadar, görüntülerden haberim yoktu. Meğer beni gizli kameraya çekmişler, Zeki Bingöl çekmiş. Orhan Bey buna tedbir koymamız için imza aldı benden. Sonra da bu konuyu ne duydum ne ettim. Adalete güveniyorum, FETÖ'ye yardım yataklık suçunu asla kabul etmiyorum."
Sanık Özel, TEM şube müdürlüğünden ifade için arandığını ve danıştığı Şener Toraman'ın kendisine, "Sakın ifadeye gitme. Orada bir sürü kişi var, senin de başın yanar" dediğini, Orhan Tıraşoğlu ile birlikteliği ortaya çıkmasın diye korkup gitmediğini ileri sürdü.
Sanıklardan Şener Toraman da Demet Özel'in ifadesini kabul etmediğini, Özel'in Zeki Bingöl ile de görüştüğünü bildiğini, yönlendirme yapmadığını savunarak, bu davanın mağdurlarından biri olduğunu ve FETÖ ile ilgisinin olmadığını iddia etti.
- 3 sanığa ev hapisli tahliye
Müşteki ifadeleri ve bazı sanık savunmalarının bir sonraki duruşmada alınmasına karar veren mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı.
Tutuklu sanıklar Adnan Eren, Celalettin Kekeçoğlu ve Adnan Güner'in delil durumu ve tutuklu kaldıkları süreye göre tahliye eden heyet, bu sanıklar hakkında "ev hapsi" tedbiri uygulanmasına hükmetti.
Müştekilerin müdahillik talebini kabul eden ve tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin devamını kararlaştıran heyet, duruşmayı erteledi.
- İlk kumpas soruşturması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar Adnan Güner, Celalettin Kekeçoğlu, gazeteci Adnan Eren ile tutuksuz sanıklar dönemin İstanbul İl Jandarma Komutanı Hami Çakır, Murat Üretir, Şenel Turan, Şener Toraman'ın "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçlarından 15,5 yıldan 43 yıla kadar, Demet Özel'in ise "örgüte üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
İddianamede, FETÖ'nün toplumda henüz, "hizmet hareketi" ve "cemaat'' olarak tanımlandığı ve üyelerine "hizmet gönüllüleri" olarak sempati duyulduğu bir dönemde, örgüte iltisaklı en önemli eğitim kurumu olan Fatih Üniversitesi için ücretsiz taşınmaz tahsisi arandığı belirtilerek, ücretsiz yer tahsisi için, kamuda ve medyada örgütlenen mensuplar aracılığıyla, örgüte direnen bir belediye başkanına kumpas kurulduğu ifade ediliyor.
- Fatih Kolejine ücretsiz arsa talebi reddedilince
Söz konusu soruşturmayla ilgili, "FETÖ'nün başarıya ulaştığı ilk kumpas soruşturması" ifadesi kullanılan iddianamede, suç tarihinde Fatih Üniversitesi rektörü olan şüpheli Şerif Ali Tekalan'ın terör örgütünün yöneticilerinden ve örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in veliahtı olduğu, halen yurt dışında kaçak olarak yaşadığı ve Türkiye aleyhine faaliyetlerine devam ettiği kaydediliyor.
Firari Tekalan'ın eski adı Kavaklı olan Beylikdüzü'nün belediye başkanı müşteki Orhan Tıraşoğlu'nu, Gülen ile bir toplantıda tanışmasından bir süre sonra, belediyede beraberinde iki kişiyle ziyaret ettiği anlatılan iddianamede, Tekalan'ın Tıraşoğlu'ndan, Beylikdüzü'nde yeni yapılan Fatih Camisi'nin altındaki dükkanları veya 11 dönüm arsayı Fatih Kolejlerine ücretsiz tahsis etmesi talebinde bulunduğu, talebinin reddedilmesinden sonra, firari şüpheli Zeki Bingöl ve örgüt üyeleri aracılığıyla Tıraşoğlu hakkında kumpas soruşturmaları başlattığı aktarılıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev