"Gardiyanlar Engin Çeber'i dövdü"

Metris Cezaevi'nde ''işkence ve kötü muamele'' sonucu öldüğü öne sürülen Engin Çeber ile ilgili davanın son duruşmasında 6 tanıktan biri olan Ahmet Aksu, ''Olay günü, sabahleyin sayıma kalkmadı. Gardiyanlar bayağı bir dövdüler. Çeber, bunun üzerine rahatsızlanınca kendisini revire götürdük. Daha sonra hastaneye sevk edildiğini öğrendik'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.10.2009 - 13:26

Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, tutuklu sanıklar Selahattin Apaydın raporlu olduğu için katılmadı. Diğer tutuklu sanıklar Murat Çise, Nihat Kızılkaya, Sami Ergazi, Fuat Karaosmanoğlu ve Yavuz Uzun ile 54 tutuksuz sanıktan 12'si ise duruşmada hazır bulundu.

Taraf avukatlarının da yer aldığı duruşmada, Uluslarası Af Örgütünü temsil ettiği öğrenilen Hollandalı Sytske Wouda da, gözlemci sıfatıyla yer aldı. Bir önceki duruşmaya katıldığı bildirilen 6 tanıktan sadece Ahmet Aksu'nun hazır bulunduğu tespit edildi.

Duruşmada dinlenen Aksu, Engin Çeber'le bir süre aynı koğuşta kaldığını belirterek, ''Engin Çeber, bizim odaya geldiğinde uyuyordum. Islak gelmiş, halsizmiş öyle duydum. Kendisi fazla konuşamıyordu. Yeşil, yeşil kusuyordu. Vücudunda darbeler vardı. O an için yapılmış darbeler değildi. Daha önceden yapılmış gibiydi. Engin Çeber sayımlara kalkmıyordu, ama gardiyanlar geldiğinde onun hasta olduğunu söylüyorduk'' dedi.

Engin Çeber'in kendilerine ''Neden benim hasta olduğumu söylüyorsunuz, gelip bana sorsunlar ben cevap vereyim'' diyerek kızdığını anlatan Aksu, ''Olay günü, sabahleyin sayıma kalkmadı. Gardiyanlar bayağı bir dövdüler. Ancak dövenleri şimdi hatırlamıyorum. Çeber, bunun üzerine rahatsızlanınca kendisini revire götürdük. Daha sonra hastaneye sevk edildiğini öğrendik'' diye konuştu.

Ahmet Aksu, Engin Çeber'in ölmeden önce yazdığı mektubu kendisine vererek Cumhuriyet Savcılığı'na iletmesini istediğini, kendisinin de bu mektubu ayakkabısının içine sakladığını ve daha sonra ilgili yerlere teslim ettiğini kaydetti.
 

Tanık doktor

İstinye Devlet Hastanesi'nde nöbetçi doktor olarak görev yaptığı belirtilen Hanife Akınoğlu da, olay günü 3 erkek ve bir kadının polisler tarafından hastaneye getirildiğini ve Çeber'in kafasında bir kızarıklığın bulunduğunu, burada sürekli olarak kafasının ağrıdığını beyan ettiğini anlattı.

Akınoğlu, estetik uzmanı olduğunu ve Çeber'in tomografisinin çekilmesi amacıyla beyin cerrahi doktorunun muayene etmesi yönünde rapor hazırladığını dile getirdi.
İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi yöneticisi olduğunu belirten Avukat Ömer Kavili ise, Çeber ve arkadaşlarının gözaltına alındığı gün İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi'ne gittiğini kaydetti.

Polis merkezine gittiğinde buradaki polis memurlarının agresif davranışlarının olduğunu, kendisinin de polisleri yatıştırmaya çalıştığını ileri süren Kavili, polislerin kendisine hitap şeklinin kötü olduğunu, onları defalarca uyardıktan sonra yatıştıklarını iddia etti.
Kavili, bir polis memurunun, gözaltına alınanların nezarethanede slogan atması üzerine, parmağıyla uygunsuz harekette bulunduğunu ileri sürerek, ''Nezarettekileri de yatıştırdım. Nezarette Engin Çeber'i de gördüm. Başında yara vardı'' diye konuştu.
 

''Hipnozla ifademe başvurun''

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Fuat Karaosmanoğlu, cezaevindeki görüntülere ilişkin hazırlanan ''dudak okuma'' raporunda suçsuz olduğunu ileri sürerek, söz konusu raporun doğru olduğunu söyledi.

Kendisinin yüzde 100 masum olduğunu savunan Karaosmanoğlu, ''Mahkeme hipnoz ya da ilaçla tekrar ifademi alabilir, ben kendimden eminim'' dedi. Mahkeme heyeti, bu şekilde bir ifade alma biçiminin olmadığı gerekçesiyle sanığın bu talebini reddetti.

Daha sonra söz alan Engin Çeber'in avukatı Taylan Tanay da, bir önceki celsede önemli ifadeler veren tanıkların duruşmalara getirilmesi için yazı yazılmasını ve bir önceki celsede konuşan tanıkların yer aldığı görüntülerin dava dosyasına konmasını istedi.

Sanık avukatları da müvekkillerinin artık delilleri karartma ihtimallerinin bulunmadığını belirterek, tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan tutuksuz sanıklar ile önceki duruşmada dinlenen tanıkların tekrar çağrılmasına karar verdi.
 

Olayın geçmişi

Engin Çeber, Sarıyer'de 28 Eylül 2008 tarihinde yaklaşık 10 kişilik bir grup ile izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için gözaltına alınmıştı. Daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevi'ne götürülen Çeber, kaldırıldığı hastanede ölmüştü.

Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturmanın ardından, olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile bir doktor hakkında dava açılmıştı.

Davanın iddianamesinde, Çeber'in gerek gözaltına alınırken, gerekse cezaevinde görevlilere direndiği ve kötü muamele gördüğü öne sürülerek, sanıkların, ''işkence'', ''kötü muamele'', ''kasten yaralama'', ''görevi kötüye kullanma'', ''görevi ihmal'' ve ''kamu görevlisinin suçu bildirmemesi'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler