"Gazetecilerin özel kutlama yapacak günleri geride kaldı"

Abakay, 1961 yılında Türkiye'de basın çalışanlarının, çalışma koşullarını iyileştiren bir yasa sahibi olduklarını hatırlatarak, o dönemde gazete patronlarının buna büyük tepki gösterdiğini ifade etti. Aradan yarım asır geçtiğini ve bugün, gazetecilerin, hem gazete patronlarının ekonomik krizi bahane ederek toplu işten çıkarmalara maruz kalıp taşeronlaşma baskısı altında çalışırken, hem de AKP iktidarının "bütün gazeteler - TV'ler benim olsun" anlayışı karşısında görev yaptığını belirten Abakay, "Bu kez saldırı hem basın patronlarına, hem çalışanlara yönelmiş durumdadır. Bizler basında tekelleşmeye- holdingleşmeye karşı çıkarken, bu kez iktidarın medya tekeli tehlikesini yaşıyoruz. Medya çalışanlarının artık özel kutlama yapacak günleri geride kalmıştır" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gazeteciler, yazarlar, çizerler için sürekli davalar açarken, Hrant Dink cinayetini aralamaya çalışan gazeteci Nedim Şener'in de, katillerden daha ağır ceza istemiyle yargılandığına dikkat çeken Abakay şöyle devam etti:
"Mustafa Balbay örneğinde olduğu gibi, tutuksuz yargılanabilecek gazeteciler, mesleklerinden uzaklaştırılıyor. Gazetecilerin haber kaynağı ile yaptığı telefon görüşmeleri hukuk dışı dinlemelerle iddianame ve suç delili olarak karşısına çıkabiliyor. Terörle Mücadele Yasası bahanesiyle cezaevinde gazeteciler bulunuyor. TCK'nın, 301, 288 (Yargıyı etkileme) ve 285. (Gizli bilgileri yazma) maddeleri, medya çalışanların tepesinde tehdit olarak tutuluyor. Açılım meraklısı iktidarı, basın, düşünce ve ifade özgürlüğü konularında da açılıma davet ediyoruz."