"Gecikmeden harekete geçmeliyiz"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye'de uluslararası camia Bosna'da olduğu gibi gecikmemelidir. Kararlı olarak ve çok net bir biçimde hiç gecikmeden harekete geçmeliyiz" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.04.2012 - 06:13

Davutoğlu, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Suriye Halkının Dostları Grubu'nun İkinci Konferansı kapsamında gerçekleştirilen basın toplantısında soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''Acaba burada ya da başka yerlerdeki görüşmelerinizde uluslararası camianın hiç Bosna'dan ders alıp almadığını görüştünüz mü?'' sorusu üzerine, Davutoğlu, Bosna Hersek Dışişleri Bakanı'nın, kendileriyle birlikte olduğunu ve konuşmasında, Saraybosna'da yaşanan facialara ve oradaki büyük acılara değindiğini anlattı.

Davutoğlu, Bosna'da uluslararası camianın çok yavaş davrandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Birçok inisiyatif vardı. Ama gerçek anlamda bir eylem yoktu ya da eylemin etkinliği yeterli değildi. Bu nedenle 250 bin kişi hayatını kaybetti ve 3 yıl sürdü. Ruanda, Fildişi Sahili, Libya'dan gelen temsilciler de hep kendi deneyimlerini gündeme getirdiler. Suriye'de uluslararası camia, Bosna'da olduğu gibi gecikmemelidir. Bunu söylüyoruz. Kararlı olarak ve çok net bir biçimde hiç gecikmeden harekete geçmeliyiz. Bu nedenle Kofi Annan'ın görevi, aslında yeni bir girişim değil, yeni bir arabuluculuk çabası değil. Yani bu açıdan Suriye rejimine zaman kazandıracak gibi düşünülmemeli. Burada misyon, Arap Ligi Planı'nın uygulamaya sokulması ve Birleşmiş Milletler yaklaşımının derhal uygulanmasıdır. Yanlış anlaşılmamasında fayda var, sanki bu sayede Suriye'deki rejime daha fazla zaman tanınacak ve bu şekilde bütün şiddet ve öldürmeler devam edecek. Böyle olmamalı. Bu, Bosna'da bir kere yaşandı. Aynı hata bir kere daha Suriye'de yaşanmamalı. Bu nedenle tek bir birleşik konum, pozisyon sahibi olmalıyız ve mutlaka Suriye'deki sivillerin haklarını, yaşamlarını savunmalıyız. Ayrıca tek bir inisiyatif, tek bir eylem planı çerçevesinde aynı hedefe kilitlenmeliyiz. Her şeyden önce, Suriye'ye insani yardımın girmesi ve şiddetin ve her türlü öldürmenin durmasıdır.''

Toplantıda BM ve Arap Birliği'nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan'ın temsilciliğine olan desteğin teyit edildiğini ifade eden Davutoğlu, "Ancak bu ucu açık bir destek olarak algılanmamalı" dedi.

Suriye rejiminin bugüne kadar verdiği hiçbir sözü tutmadığını dile getiren Davutoğlu, Suriye'deki insani durumun daha da kötüleştiğini söyledi.


"Suriye halkı yalnız değildir"

Suriye'nin Dostları Toplantısı'nda iki çalışma grubu ve bir uluslararası konsey oluşturulduğunu sözlerine ekleyen Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Uluslararası toplum Bosna'daki gibi yavaş davranmamalı. Bugünkü toplantının mesajı açık, Suriye halkı yalnız değildir" dedi.

 

Sonuç bildirisinden maddeler

Toplantının ardından yayınlanan 27 maddelik sonuç bildirgesinin maddeleri özetle şöyle:

"-Suriye'nin geleceği, Suriye halkı tarafından belirlenmeli. Dostlar Grubu, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne olan güçlü bağlılığını vurguluyor.

-Suriye'deki durum ciddi. Suriye rejiminin yaygın ve sistematik insan hakları ve temel özgürlükler ihlalleri sürüyor. Kadınlar ve çocuklar dahil, binlerce Suriyeli öldü.

Onbinlercesi keyfi biçimde tutuklandı ve kötü muameleye maruz kaldı. Rejimin zalim eylemleri bazı vakalarda insanlığa karşı suç anlamına geliyor. Rejim bu uygulamalara derhal son vermeli, Suriye halkına yönelik tüm saldırıları durdurmalı.

-Dostlar Grubu, Suriye'de sivil, demokratik, çoğulcu, bağımsız ve özgür bir devlete siyasi bir geçişi kolaylaştırmaya yönelik Arap Birliği'nin girişimine tam destek veriyor.

-Dostlar Grubu, BM, Arap Birliği ve İKÖ kararlarının tam olarak uygulanması önemini yeniden vurguluyor. BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın çabalarını olumlu karşılıyor.


"Suriye rejimi sözleriyle değil eylemleriyle değerlendirilecek"

-Ancak Dostlar Grubu, Annan Planını kabul ettiğini açıklayan Suriye rejiminin eylemlerini sürdürmesinden derin bir üzüntü duyuyor. Bu nedenle rejimin sözleriyle değil eylemleriyle değerlendirilecek. Planın rejim için oluşturduğu fırsat penceresinin ucu açık değil. Dostlar Grubu, Annan'ı sondaki adımlar için bir son tarih belirlemeye çağırıyor.

-Dostlar Grubu, Suriye'nin muhalefetinin barışçıl, düzenli ve istikrarlı bir siyasi ve ekonomik geçişe taahhüdünü olumlu karşılıyor.


Dostlar Grubu, Suriye Ulusal Konseyi'ni tanıyor

-Dostlar Grubu, Suriye Ulusal Konseyi'ni tüm Suriyelilerin meşru temsilcisi olarak tanıyor.

-Suriye'de özellikle ordu, güvenlik kurumları ve devlet dairelerinde hizmet verenler, Suriye halkını hedef alan emirlere uymamaya çağırılıyor.


"Suriye rejiminin  silaha erişimini engellenmeli"

-Uluslararası toplumun tüm üyeleri, Suriye rejiminin özellikle silaha erişimini engellemeye çağrılıyor.

-Suriye'deki tüm diplomatik faaliyetlerin askıya alınması yönünde yeni adımlar atılması isteniyor.

-Dostlar Grubu, finansal destek dahil, Suriye halkının ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yardımını artırarak sürdürmeyi taahhüt ediyor


"Yaptırımlar Çalışma Grubu"

-Devletler ve uluslararası kuruluşlarca Suriye rejimine karşı getirilen önlemlerin daha etkin bir biçimde uygulanması amacıyla "Yaptırımlar Çalışma Grubu" kurulacak. Çalışma grubunun Nisan ayında yapılacak ilk toplantısına Fransa başkanlık edecek.

-Dostlar Grubu, Ekonomik Canlanma ve Gelişme Çalışma Grubu'nun yönergesini benimsedi. Suriyeli muhalefet yakın bir işbirliği ile faaliyet gösterecek olan grubun eş başkanları Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri olacak.


Sonraki toplantı Fransa'da

-Komşu ülkelere kaçan on binlerce Suriyeli konusunda derin kaygı duyuluyor. Kaçanlar, Suriye'nin komşuları için oluşturduğu ciddi ve artan yükü kabul ediliyor. Dostlar Grubu, Suriye'nin komşularına destek ve yardım sağlama taahhüdünü yineliyor.

-Dostlar Grubu, 2. Suriye'nin Dostları toplantısına evsahipliği yaptığı için Türkiye'ye teşekkür ediyor ve takdir ediyor. Grup sonraki toplantının Fransa'da yapılması konusunda mutabık kaldı.

 "Katliama 'dur' demek kaçınılmaz"

Başbakan Erdoğan 2. Suriye'nin Dostları toplantısının açılışında yaptığı konuşmada hem Suriye yönetimine hem de uluslararası topluma Suriye'de yaşanan olayların durdurulması konusunda önemli mesajlar verdi.

Başbakan Erdoğan konuşmasına özgürlükleri ve onurları için canlarını feda eden Suriyelileri rahmetle yad ettiğini, yakınlarına ve Suriye halkına başsağlığı dilediğini söyleyerek başladı. Erdoğan Suriye'nin şehirlerine en modern silahlar ve en acımasız saldırılar karşısında olağanüstü mücadele veren Suriyeli kahramanları da bir kez daha selamladığını belirterek "Suriye'de özgürlük mücadelesi veren kardeşlerimize asla yalnız olmadıklarını, asla kendi kaderlerine terk edilmeyeceklerini buradan İstanbul'dan bir kez daha hatırlatmak istiyorum" dedi.

 

"İnsanların öldürüldüğünü görüyorum"

Başbakan Erdoğan, hükümet olarak son 9 yılda Suriye ile çok yoğun bir iletişim ve işbirliği tesis ettiklerini belirterek vizelerin kaldırılması, karşılıklı ticaret hacminin arttırılması, ortak yatırımların yapılması ve karşılıklı ziyaretler gibi son derece verimli bir diyalog geliştirildiğini kaydetti. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da başlayan değişim süreci ile birlikte dost ve kardeş Suriye'ye gerekli reformları bir an önce yapması ve demokratik hakları teslim etmesi, özgürlüklerin önündeki engelleri kararlılıkla kaldırması için de dostça ve kardeşçe telkinlerde bulunduklarının altını çizen Erdoğan şöyle konuştu:

"Suriye'yi bekleyen kaosu aslında görüyorduk. Suriye'deki rahatsızlıkları aslında bildiğimiz için, Suriye'nin Mısır ve Libya'nın yaşadığı acı hadiseleri yaşamaması için Esad'a bir an önce adım atması gerektiğini defahatle ifade ettik. Suriye yönetimi tarafından bu yönde bize verilen sözler maalesef tutulmadı. Suriye bize verdiği sözleri tutmadığı gibi, halkının meşru taleplerini de geçmişte olduğu gibi şiddet, baskı, zulüm ve sindirme yoluna giderek yok etmeye çalıştı. Yakın tarihte baba Esad'in çok ağır zulmünü yaşamış, çok ağır bedeller ödemiş Suriye halkı maalesef bu kez de oğul Esad'ın zulmüne ve toplu infazlarına maruz kaldı. Suriye'de bir yılı aşkı süredir devam eden olaylarda BM rakamlarına göre 9 binin üzerinde ki -ben bu rakamın çok çok daha ilerde olduğunu şu anda görüyorum- insan şu anda hayatını kaybetti. Yüzbinlerce insan yerinden edildi. Bunların onbinlercesi komşu ülkelere sığındı. Kuşatma altında bulunan yerleşim yerlerinde gıda, ilaç, yakıt gibi en temel ihtiyaç maddelerinin sıkıntısı had safhaya ulaştı. Türkiye'ye sığınan Suriye vatandaşları sayısı dün itibariyle 20 bine yaklaştı. Ülkesini terk etmek zorunda kalanlar, geride olanlara göre bugün daha avantajlı durumdalar. Zira ağır silahlarla, toplarla, tanklarla, hava saldırılarıyla yürütülen operasyonlarda Şam, Halep, Humus, Hama, İglib gibi kentlerde çok büyük acılar yaşandığını öğreniyoruz."



"Türk gazetecilerden haber almakta zorlanıyoruz"


Suriye yönetimini insani yardımlara ve basına ülkeyi kapattığının da altını çizen Erdoğan, "hedef gözetmeyen silahlar maalesef, gazetecileri de vuruyor, basın mensuplarını da katlediyor" dedi. Erdoğan geçtiğimiz haftalarda Suriye'ye giden 2 Türk gazetecinin akıbeti hakkında bilgi almakta dahi ciddi derecede zorlandıklarını ifade etti.

Suriye'de yaşanan insanlık dramı karşısında uluslararası toplumun süratle harekete geçmesinin artık kaçınılmaz bir hal aldığını söyleyen Erdoğan, uluslar arası topluma Suriye konusundaki mesajlarını şöyle ifade etti:

"Öncelikle düzenli insani yardım sağlanmalı. Bunun için de işlevsel mekanizmalar oluşturulmalıdır. Uluslararası toplum Suriye konusunda son derece kararlı bir tutum benimsemelidir. BM ve Arap ligi karaları krizin aşılması için izlenmesi gereken yol haritasını çok net biçimde ortaya koymuştur. Elbette BM ve Arap liginin Suriye özel temsilcisi sayın Kofi Annan'ın girişimlerinin sonuç vermesini canı gönülden arzu ediyoruz. Ancak gerek bize gerek uluslar arası topluma sözler veren ama bu sözleri sadece zaman kazanmak için kullanan Suriye yönetiminin sayın Kofi Annan'ın girişimini de bir zaman kazanma aracı olarak kullanması muhtemeldir. BM Güvenlik Konseyi'nin 21 Mart tarihli açıklamasıyla desteklenen bu misyonu Suriye rejimi tarafından manipüle edilmesine asla mahal verilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Aynı şekilde bu misyonun Suriye halkının Dostları Grubunun çabaları ile uyumlu hale getirilmesinin de önemli olduğunu düşünüyoruz.

Zalim ile kurbanı aynı kefeye koyan her girişim şiddete zaman kazandıracaktır. Etkin bir gözlem mekanizması ile izlenmeyen, belirli bir siyasi geçiş takvimine bağlanmayan her girişim Suriye yönetimini şiddet yönünde teşvik edecektir. Suriye rejimi tarafından gerekli işbirliğinde bulunulmadığı taktirde BM Güvenlik Konseyi'nin üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi ve Suriye'deki katliama 'dur' demesi kaçınılmaz bir zorunluluk halini alacaktır."

Erdoğan sandığın Suriye halkının önüne getirilmesi gerektiğine vurgu yaparken uluslararası camianın kontrolü altında, güvencesi altında burada demokratik seçimin gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan konuşmasının sonunda Suriyeliler'e yalnız olmadıklarını tekrar hatırlatırken, Türkiye olarak dost ve kardeş Suriye halkının yanında yer almaya devam edeceklerini vurguladı. Suriye'nin Dostları grubundaki diğer ortakların da aynı kararlılıkla davranacaklarından şüphe duymadıklarını söyleyen Erdoğan "Suriye'de akan kanın derhal durmasını temenni ediyoruz. Suriye'de sayın Annan'a verilen söz şu ana kadar yerine getirilmemiştir. Hala rejim ölüm kusmaya devam etmektedir. Bugüne kadar verdiği sözlerin hiçbirini bu rejim zaten tutmamıştır. Suriye'de halkın meşru taleplerinin derhal karşılanmasını istiyoruz. Suriye'nin bir an önce istikrara, güvene, huzura kavuşmasını temenni ediyoruz. Umuyorum ki Suriye halkı bunu başaracaktır. İnanıyorum ki Suriye halkı kendi kaderini tayin hakkını elde edecek, kendi rotasını kendi çizecektir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki masum canlara kastedenler de er ya da geç mutlaka ama mutlaka cezalarını çekecektir" diye konuştu.

 

Erdoğan, Clinton'u kabul etti

Türkiye'nin evsahipliğinde İstanbul'da yapılan "Suriye'nin Dostları" toplantısına katılan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile de bir araya geldi.

Yaklaşık 1 saat 45 dakika süren görüşmede Suriye krizi ve bu konuda atılabilecek adımlar ele alındı. Görüşmede ayrıca, Suriye'de akan kanın durması gereği konusunda Erdoğan ile Clinton'un mutabık kaldığı belirtilirken, Türkiye'nin terörle mücadelesinde ABD ile yapılan işbirliği ile İran konusunun da ele alındığı kaydedildi.

 

Toplantı öncesi görüştüler

Türkiye'nin evsahipliğinde İstanbul'da düzenlenen "Suriye'nin Dostları" toplantısı öncesi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD'li mevkidaşı Hillary Clinton ile ikili bir görüşme yaptı.

Ahmet Davutoğlu ile Hillary Clinton arasındaki buluşmaya Suriye krizi ve "Suriye'nin Dostları" toplantısında atılabilecek adımlar damgasını vurdu. Clinton'un, Türkiye'ye gelmeden önce temaslarda bulunduğu Suudi Arabistan ile görüşmelerle ilgili bilgi verdiği belirtiliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler