'Gemiler öğleden sonra Bingazi'ye ulaşacak'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya'ya gönderilen gemilerin bugün öğleden sonra Bingazi limanına ulaşmasını beklediklerini, gerekli izinlerin alındığını söyledi.

'Gemiler öğleden sonra Bingazi'ye ulaşacak'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.02.2011 - 11:24

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Lüksemburg Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ile düzenlediği ortak basın toplantısında Libya'daki Türk vatandaşlarının tahliyesiyle ilgili bilgiler verdi. Hükümet olarak ilgili kurumlarla birlikte kapsamlı strateji geliştirdiklerini kaydeden Davutoğlu, Pazar günü durum kötüleştiği için bütün kurumların katılımıyla değerlendirme toplantısı yaparak birtakım kararlar aldıklarını söyledi.

Bu kararların, temelde üç yol kullanılarak oradaki vatandaşların can güvenliğinin ve gerekirse tahliyelerinin sağlanmasına yönelik olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu: "Havayolu üzerinden bazı tahliyeler gerçekleştirdik. Bini aşkın vatandaşımız havayoluyla tahliye edildi. Ancak Bingazi havalimanı olaylar dolayısıyla bütünüyle kontrol dışında kaldığı için hemen harekete geçtik ve bildiğiniz gibi hemen dün gemilerimiz hareket etti. Bugün öğleden sonra oraya ulaşacaklarını umut ediyoruz. Gerekli izinler alındı. Bingazi ve çevresinde 4857 vatandaşımız var. Tek tek bunların hangi fabrikalarda, nerelerde bulunduklarına dair bilgilerimiz de mevcut. Biz bu gemilerle 3000'e yakın vatandaşımızı tahliye edebileceğimizi düşünüyoruz."

Başka gemilerin de hazırlandığını ve harekete geçtiğini, tahliye çalışmalarının devam edeceğini belirten Davutoğlu, Bingazi'den, gerekirse Trablus'tan da tahliyeler yapacaklarını söyledi. Üçüncü yol olarak da Mısır ve Tunus'tan karayoluyla geçişleri ve oradan da havayoluyla transferi planladıklarını vurgulayan Davutoğlu, bu yolu da ihtiyaten gündemde tutacaklarını anlattı.

Davutoğlu şunları söyledi: "Bugün öğleden sonra Başbakan Yardımcımız Cemil Çiçek ve Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım'la tekrar Dışişleri Bakanlığında kriz masasında bütün kurumlarımızın katılımıyla bir toplantı gerçekleştireceğiz. Şirketlerimizin durumlarıyla ilgili de Dış Ticaret Bakanımız Zafer Çağlayan yurt dışında olacağı için Dış Ticaret Müsteşarımız katılacak. Ve kapsamlı olarak bundan sonra atılacak adımları ele alacağız. Herkesin müsterih olmasını istiyoruz. Hükümetimiz ve bütün kurumlarımız büyük bir çaba ve dikkat içinde çalışmalarını yürütüyorlar."

Son bir yılda farklı ülkelerden çok başarılı tahliyeleri gerçekleştirdiklerini de hatırlatan Davutoğlu, bu konuda bütün kurumların çok önemli tecrübeleri olduğunu ifade etti. Gündemlerinde sadece Türk vatandaşlarının Libya'dan tahliyesinin olmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Libyalı kardeşlerimize de her türlü yardımın ulaşması için de bugün yapacağımız toplantıda ek tedbirler, kararlar almayı düşünüyoruz. Libyalı kardeşlerimizin kaderi de bizim vatandaşlarımız gibi bizim için kutsaldır. Ve onların ihtiyaçları konusunda da Türkiye her türlü tedbiri almaya kararlıdır" diye konuştu.

Davutoğlu, 10'a yakın ülkenin de kendi vatandaşlarının tahliyesi için Türkiye'ye başvurduğunu belirterek, "Bu bir insani meseledir. Biz bütün bu ülkelerin vatandaşları için de neler yapabilirsek onları da yapmaya gayret edeceğiz" dedi. Bir gazetecenin, gemilerin hangi limana gideceği konusunda farklı bilgiler bulunduğunu hatırlatması üzerine Davutoğlu, bu konuda gerekli açıklamaların gerekli olduğu zaman yapılacağını söyledi. Bugün giden gemilerin Bingazi limanına doğru seyir halinde olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: "Ama bu, daha sonraki aşamada sadece Bingazi limanından tahliye gerçekleştirileceği anlamına gelmez. Trablus'tan da tahliye çalışmalarını planlıyoruz. Dolayısıyla tabii bütün bu çalışmaları yaparken mesafenin uzaklığını, bütün bunları da vatandaşlarımızın göz önüne alması lazım. Bir öncelikler sırlaması yaparak bütün bu ihtimalleri devreye sokmaya kararlıyız. Önemli olan şu anda, Elhamdülillah şu ana kadar hiçbir vatandaşımız ne yaralandı ne can kaybına uğradı. Vatandaşlarımızın sükunet içinde olmalarını tavsiye ediyoruz. Bütün bu 25 bin vatandaşımızın hepsinin birden boşaltılmasına ihtiyaç yok, bunu da söyleyeyim. Öncelik sırlaması içinde ulaşabildiğimiz her yere en kısa sürede ulaşmak için tedbirleri alacağız."

Kriz masasının 24 saat esasına göre çalıştığını anlatan Davutoğlu, gece kriz masasına gittiğini ve çalışmaları incelediğini kaydederek, 20'ye yakın çalışanın sürekli telefonlara cevap verdiğini söyledi. Gerekirse bu sayıyı da artırabileceklerini vurgulayan Davutoğlu, Libya'daki vatandaşların akrabalarının da merkezi aramaları nedeniyle yoğunluk yaşandığını ve bütün telefonlara anında yetişmenin mümkün olmadığını ifade etti. Davutoğlu, "Ne gerekiyorsa hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan gerekiyorsa bugün Dışişleri Bakanlığı mensupları 24 saat nöbet tutarlar. Bizim bakanlığımız bunu yapmıştı ve bundan sonra da gerekirse yapmaya hazırdır" dedi.

 

'Arap dünyasında tarihi bir dönüşüm yaşandı'

Davutoğlu, Lüksemburg Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ile başbaşa görüşmelerinin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında, görüşmenin içeriğine ilişkin bilgiler verdi. Asselborn ile birlikte, Lüksemburg-Türkiye ilişkilerini ele aldıklarını belirten Davutoğlu, Lüksemburg'un Türkiye'de büyükelçilik açma kararı verdiğini söyledi. Türkiye ile Lüksemburg arasında gelecek aylarda da üst düzey ziyaretlerin gerçekleşeceğini ifade eden Davutoğlu, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesini de görüştüklerini kaydetti. Asselborn ile Türkiye-AB ilişkilerini ve Ortadoğu'daki olayları da ele aldıklarını ifade eden Davutoğlu, Asselborn'un Türkiye ziyaretinin ardından bazı Ortadoğu ülkelerine gideceğini belirtti.

Davutoğlu, bir konuk gazetecinin Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler hakkındaki yorumlarını sorması üzerine, Arap dünyasında tarihi bir dönüşüm yaşandığını kaydederek, Libya'da yaşananları yakından izlediklerini ve Türkiye'nin bölgede yaşanan olaylar karşısındaki tutumunun net olduğunu söyledi. Güvenlik ve özgürlük arasında bir denge olması gerektiğini anlatan Davutoğlu, "Biz güvenlik için özgürlüğü ya da özgürlük için güvenliği feda etmemeliyiz. Bölgedeki bütün insanlar özgürlük istiyor. Daha fazla şeffaflık ve iyi yönetim istiyorlar. Biz bu dönüşümün barışçıl olmasını ve güvenliği tehdit etmemesini arzu ediyoruz. Ve bu sürecin sonunda bütün bu dost ülkelerin daha güçlü olmasını ümit ediyoruz" dedi.

İnsanların iradesi ile devlet kurumları ve kamu düzeninin korunmasının önemine işaret eden Davutoğlu, insanların iradelerine saygı duyulması gerektiğini belirterek, "Tunus, Mısır ya da Libya'nın geleceğine o ülkelerin vatandaşları karar vermeli" diye konuştu. Bölgesel ve uluslararası desteğin önemine de değinen Davutoğlu, Ortadoğu'daki dönüşüm konusunda bölgedeki devletlerin ve uluslararası toplumun birlik içinde olması gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, dönüşüm sürecinin, bölge ülkelerine parlak bir gelecek getireceğine olan inancını da vurguladı.
 

Türkiye'nin AB üyelik süreci

Lüksemburglu bir gazetecinin Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde yaşanan sorunlara değinerek, Türkiye'nin sabrının ne kadar süreceğini sorması üzerine de Davutoğlu, Türkler olarak bir karar almadan önce herşeyi hesapladıklarını söyledi. Türkiye'nin pozisyonunun bir günden diğerine değişmeyeceğini kaydeden Davutoğlu, 2004 yılında stratejik bir karar aldıklarını ve bu kararın da Türkiye'nin AB'ye üye olması olduğunu dile getirdi. Sabırlı olduklarını ama gelişmeleri de takip ettiklerini anlatan Davutoğlu, AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir seçim olduğunu belirtti.
 

Asselborn

Lüksemburg Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Jean Asselborn da toplantıda yaptığı konuşmada, AB'nin Türkiye ile çok daha güçlü olacağına inandığını söyledi. AB'nin Türkiye'nin üyeliği ile kürsel boyutta da çok daha önemli bir rol oynayabileceğini ifade eden Asselborn, "Bu özellikle bu dönemde de ve bundan sonrasında da açıkça ortada olan bir gerçek. Özellikle şu an Arap ülkelerinin içinden geçtiği süreç düşünüldüğünde Türkiye'nin gerçekten bu dönüşüm sürecinde bu ülkelere bir referans ülke olabileceğine inanıyorum. Özellikle demokrasi ve İslam dininin birbirine zıt olgular olmadığı ve beraber yaşayabileceği anlamında, yazılı bir anayasa, kanunlar ve laik bir düzenin varlığıyla Türkiye gerçekten de bu ülkeler için önemli bir fark oluşturabilir" diye konuştu.

Asselborn, barış, özgürlük ve demokrasi içinde yaşama gibi değerlerin hayata geçirilmesi ve Ortadoğu halklarının kendi kaderlerini kendilerinin tayin edebileceği şekilde yapılandırılmasında Türkiye'nin, Arap ülkeleri için son derece önemli bir rol oynayabileceğini söyledi. Türkiye'nin son 7-8 yılda çok önemli reformlar gerçekleştirdiğini de vurgulayan Asselborn, "Hem Türkiye'nin hem de bizlerin reform süreçlerinin devam ettirilmesi ve hayata geçirilmesi çok önemli. Bu bağlamda sizler gerçekten çok önemli işler başardınız. Ve katılım sürecine bakacak olursak ki katılım sözcüğünün altını çizmek istiyorum, gerçekten bu hem Türkiye için hem de AB için son derece önemli bir süreç" dedi. Türkiye'nin ekonomik açıdan son yıllarda AB ülkelerinden çok daha iyi bir performans sergilediğini dile getiren Asselborn, Lüksemburg olarak Avrupa'nın finans merkezi olduklarını, Türkiye'de açacakları büyükelçilikle iki ülke arasındaki dostluğun ve işbirliğinin daha da artacağını ifade etti.

Asselborn, "Bence bizler, Avrupa'da çalışmalarımıza devam etmeli ve insanları şuna ikna etmeliyiz: Türkiye'nin AB'nin sadece müttefiki değil, bizzat üyesi olması büyük önem taşımakta. Bu birkaç yıl daha alacak bir süreç ama kesinlikle bu yöndeki çalışmalarımızı ve çabalarımızı durdurmamalıyız. Çünkü bu, hem AB hem de Türkiye için bir hata olabilir.  Dolayısıyla gerekli yolları beraberce bulup bu sürecin devam etmesini sağlamalıyız" dedi. Asselborn, gazetecilerin Türk vatandaşları için AB'de vize muafiyeti hakkındaki soruları üzerine de, komisyonun bu konuda çalıştığını ama bazı sorunlar olduğunu söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler