Genco Erkal: Cumhuriyet'i gözümüz gibi korumak, desteklemek zorundayız
Usta oyuncu Genco Erkal, Cumhuriyet gazetesine başlatılan operasyonla yazar ve yöneticilerimizin “FETÖ/PDY ile PKK/KCK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işledikleri” iddiasıyla tutuklanmasını eleştirerek 'bu kadar yıldır FETÖ'ye karşı mücadele veren bir gazete. Bu durum bana akıl tutulması gibi geliyor...' dedi.
<video:626683>
Usta oyuncu Genco Erkal 'Aslı Erdoğan'ın tutuklanmasıyla başlayan basına yönelik birçok rahatsız edici tutum var' dedi ve devam etti;
'Son zamanlarda her gün bu yönde gelen haberler içim içimi yiyor. Biz bu haberi Köln'de Tarık Akan'ı Anma gecesi için buluştuğumuzda öğrendik. Nazım Hikmet Yönetim Kurulu Vakfı, Cumhuriyet yazarları; Nebil Özgentürk, Zeynep Oral, Ataol Behramoğlu, Akın Atalay, Can Dündar oradaydı. Bu basına büyük bir darbe bunu da yapabiliyorsa her şeyi göze almışlar demektir. Nereye gidiyoruz? Cumhuriyet gazetesi bu kadar yıldır Fetö'ye karşı mücadele veren bir gazete. Bu durum bana akıl tutulması gibi geliyor...'
İşte Genco Erkal'ın yurtgazetesi.com'dan Gamze Medeni'ye verdiği röportaj;
Şimdi güya ‘ileri bir demokrasiyi’ yaşarken birdenbire kara listeye alınmak çok hoyratça bir tutum
*Bu yıl hızınıza yetişemedik yaz tatili bile yapmadınız. Oyunlarınızı pek çok yerde sahnelediniz. Biraz olsun dinleneyim demiyor musunuz?
Demiyorum. Çalışmaktan çok mutluyum seyirci beni besliyor, canlandırıyor, gençleştiriyor. Bir de yaptığım işin bir yararı olduğunu düşünüyorum bir işe yaradığını düşününce insan hiç yorulmuyor.
*OHAL'e rağmen ’perde kapatmaz’ diye şöhretiniz var…
Biz çok büyük baskı dönemleri yaşadık ama hiçbir zaman perdeyi kapatmadık. Baskı dönemlerinde insan daha yaratıcı oluyor bazı şeyleri açık açık söyleyemiyor sadece ima edebiliyorsunuz. Fakat seyirci de onu çok güzel anlıyor. Belki o zaman söyleyeceklerimizi dolambaçlı yollardan söyledik. Ama hiç hiçbir zaman susmadık.
*Bugün Türk tiyatrosunun yaşadığı en büyük sorun ne?
Bir kere şu yönetimin muhalefete tahammülsüzlüğü var. Ülkeyi bizler ve onlar diye bölmesi, bu düşmanlık duygusu bir sanatçı olarak beni çok yıpratıyor.15 Temmuz'da bir badire atlattık. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bir dönemi yaşıyoruz. Bu genel anlamda sorunları. Buna bağlı olarak tiyatronun özel durumları; işten çıkarmalar, televizyonda işlerine son verilenler, kara listeye yazılanlar… Hiç bir yerden en ufak bir çatlak ses çıksın istemiyorlar.
*Tiyatro adına olumlu bir gelişme yok mu?
Genç kuşağın tiyatroyla artık ilgilenmediğini düşünüyordum. Oyunlarımıza, bize yakın ilgi göstermeleri bizi çok mutlu ediyor. Sadece izleyici olarak değil, yeni tiyatro topluluklarının kurulması, gençlerin girişimciliği, kendi sahnelerini yaratmaları, kendi yazarlarını yetiştirmeleri, onlarla beraber yeni oyunlar üretmeleri, tiyatromuz için canlandırıcı, gençleştirici etkisi var. Tiyatromuza taze kan getirdi. Tiyatro adına en olumlu gelişme budur.
Kültür Bakanlığı'ndan ümidimizi kestik
*Kültür Bakanlığından herhangi bir destek alıyor musunuz?
Devlet desteği Kenan Evren döneminde başladı. O zaman bile çok daha hoşgörülü, demokrat bir yaklaşım vardı. Sağcı, solcu diye hiçbir tiyatro ayrımı yapılmadan destekleniyorduk. Şimdi güya ‘ileri bir demokrasiyi’ yaşarken birdenbire kara listeye alınmak çok hoyratça bir tutum. Son 4 yıldır tümüyle Kültür Bakanlığı'ndan ümidimizi kesmiş durumdayız. Tiyatro askeri, sivil, gizli darbelerle beraber, sıkıyönetim dönemlerini atlattı zor süreçlerden geçti. Ayakta kalmak bu kadar zorken, bu desteğe ihtiyaç var elbette.
*Tiyatrocu olduğunuz için mi muhalifsiniz?
İkisi de birbirine bağlı. Ben tiyatroya ilk profesyonel olarak 27 Mayıs 1960’ta başladım. 1962 Anayasası'nın getirdiği bir özgürlük ortamı vardı. Bugüne kadar Türk tiyatro topluluklarının gördüğü en ilerici, en demokrat anayasası olduğunu düşünüyorum. Çünkü yasaklı yazar ve politikacılardan ilk defa o dönemde bahsedildi. Bu hoşgörü ortamında toplum ve sanat politize oldu. Bununla beraber ülkemizde bizim de bayrağını dünden bugüne taşıdığımız politik tiyatro gündeme geldi ve çok önem kazandı. Türk tiyatrosunda 1960’lı yılların bir Rönesans olduğunu düşünüyorum.
Muhalif sesleri susturmak demokrasi değildir
*Muhalif olduğunuz için zaman zaman başınızın ağrıdığı oldu mu?
Artık her şeyi söylüyorum. Yetmiyor sosyal medyada yazıyorum da. En son OHAL gerekçesiyle Güneşin Sofrasında-Nâzım ile Brecht oyunuma sosyal medyadaki paylaşımlarından rahatsız oldukları için yasaklama getirdiler. Bunu açık açık söylediler. Bundan rahatsız olmalarını anlıyorum ama demokrat yönetenlerin eleştiriye açık olması lazım, hoşgörülü olmalılar. Üstelik ‘ileri bir demokrasiyi’ yaşadığımızı iddia ediyorlar.
'Vatan kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan'
*Nâzım Hikmet'in şiirleri sizin sesinize çok yakışıyor. Siz okurken neler hissediyorsunuz?
Nâzım Hikmet’le yasaklı olduğu bir dönemde; komünist şair, Moskova’ya gider gitmez toprağı öptü, vatan haini diye bir heyula ile bir cadıyla tanıştım adeta. Kimdir, nedir hep araştırdım. Yıllar sonra Kuvayı Milliye Destanı’nı okudum asıl Nâzım Hikmet’le orada tanıştım ve o ilk andan itibaren benim üzerimde inanılmaz bir etkisi oldu. Nâzım’la sahnede uğraştığım bilfiil 40 yıl var. Sadece çeşitli oyunlarda sahnelemiyorum, politik toplantılarda, miting alanlarında, sokaklarda, onun yıldönümü programında milyonlarca kişiye okudum. O yüzden gözaltına alındım, yargılandım, pasaportum elinden alındı. Bugün bazı dizeleri daha öne geçiyor. 'Vatan kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan' dizesi tam da bu günü anlatmıyor mu? Adeta bugünü düşünerek söylemiş, bugün bir karanlık içinde yaşıyoruz.
*Güneşin Sofrasında-Nâzım ile Brecht, Bir Delinin Hatıra Defteri, Yaşamaya Dair oyunlarınız daha çok sahnelenirken, Nazım Oratoryosu neden daha az sahne alıyor?
Nâzım'ın Oratoryosu çok büyük bir prodüksiyon. Fazıl Say'ın da bizim gibi bu hükümetle arası iyi değil. Onun da bütün yolları kesildi. Devletin hiç bir orkestrası hiç bir eserini çalamıyor. Halkımızın bu oyuna ilgisi inanılmayacak derecede çok yoğun. Biz de izleyiciyle buluşmayı çok istiyoruz fakat finansmanı oldukça zor. Eskiden devlet orkestraları yaptığı zaman daha kolay finanse edilebiliyordu, şimdilerde hepsi özel bu yüzden daha zor.
Dizileri seyretmiyorum
*Dizi sektörü son dönemlerde yükselen bir değer. Neden dizilerde göremiyoruz sizi?
Tiyatro benim çok zamanımı alıyor. Tiyatronun sadece oyuncusu değilim, yönetmeniyim, idarecisiyim, zaman zaman çevirmeniyim, uyarlamacısıyım. Benim bütün hayatım tiyatro. Dizileri pek seyretmiyorum. Bugüne kadar cazip bir projede gelmedi. Çok hoş bir dizide, güzel rol olduğunda; çok vaktimi almayacak misafir gibi girip çıkabileceğim bir projede yer almak isterim. Sinemada iyi yönetmenlerden iyi senaryolar geldiğinde onlara mutlaka vakit ayırmaya çalışıyorum.
* 'AKP’li Sancaktepe Belediyesi, Genco Erkal’ın adının verildiği kültür merkezinin adını değiştiriyor' haberini duyduğunuzda neler hissettiniz?
Doğrusu bir şey hissetmedim. Önemsemiyorum. Daha evvel Sancaktepe benim düşünceme yakın bir belediye tarafından yönetiliyordu kültür merkezine Genco Erkal ismini verdiler. Sonra belediyenin yönetimi başka bir partiye geçiyor, demek ki benim ismimi o kadar sempatik bulmuyor. Adımın ne verilmesine, ne de kaldırılmasına seviniyorum. Aslında ismimi hiç kullanmasalar daha memnun olurum. Bu arada Erdek Belediyesi de sokağa ismimi vermiş sevinemiyorum bile yarın başka bir belediye gelir kaldırırlar hiç koymasalar daha iyi.
Medyaya yapılanlar akıl tutulması
* Pek çok gazeteci, yazar, siyasetçi tutuklanıyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?
Özellikle son dönemde Aslı Erdoğan'ın tutuklanmasıyla başlayan basına yönelik birçok rahatsız edici tutum var. Son zamanlarda her gün bu yönde gelen haberler içim içimi yiyor. Biz bu haberi Köln'de Tarık Akan'ı Anma gecesi için buluştuğumuzda öğrendik. Nazım Hikmet Yönetim Kurulu Vakfı, Cumhuriyet yazarları; Nebil Özgentürk, Zeynep Oral, Ataol Behramoğlu, Akın Atalay, Can Dündar oradaydı. Bu basına büyük bir darbe bunu da yapabiliyorsa her şeyi göze almışlar demektir. Nereye gidiyoruz? Cumhuriyet gazetesi bu kadar yıldır Fetö'ye karşı mücadele veren bir gazete. Bu durum bana akıl tutulması gibi geliyor.
*Geçen hafta Cumhuriyet gazetesi önünde oynadığınız oyun geniş yankı uyandırdı. Sosyal medyada çok izlendi…
Almanya dönüşü Cumhuriyet gazetesi için bir şey yapmam destek olmam gerekir diye düşündüm. Cumhuriyet gazetesini gözümüz gibi korumak desteklemek zorundayız. Bu akşam geliyorum gazetenin önünde bir gösteri yapacağım dedim. Nazım Hikmet şiirleri okudum. Ne tuhaf Nazım Hikmet her zaman güncel, uzun bir süre Ergenekon, Odatv tutukluları için o şiirleri söyledim. Daha sonra Erdem Gül, Can Dündar için şimdi ise Aslı Erdoğan için söylüyorum.
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay tutuklandı
Akın Atalay'ın mahkemedeki savunması ve savcılığın 'akıl dışı' soruları
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti