'Gerekirse savaşa hazır olmalıyız'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sen her an gerekirse savaş edecek gibi hazır olmak zorundasın. Sen buna hazır değilsen zaten devlet değilsin" dedi.

'Gerekirse savaşa hazır olmalıyız'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.10.2012 - 15:45

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, tesisin ve Ataköy Çevre Koruma Projesi'nin, Türkiye'ye ve İstanbul'a hayırlı olmasını diledi.

Tesisin, Türkiye'nin en büyük enerji ve katı yakıt üretebilen ileri biyolojik atık su arıtma tesisi olduğunu bildiren Erdoğan, etap etap hizmete giren bu tesisin, 2009'dan itibaren start aldığını, bugün tesisin resmi açılışının yapıldığını kaydetti. Erdoğan, ''Türkiye'yi böyle ayağa kaldırdık, böyle ayağa kaldıracağız ve durmak yol yola devam diyeceğiz'' dedi.

Tesisin tam kapasiteyle çalıştığında günde, 600 bin metreküp atık su arıtarak, 2,5 milyon nüfusa hizmet vereceğini belirten Erdoğan, ''Biz bu tesisi aslında, 1995'te Büyükşehir Belediye Başkanlığım dönemimizde yapmak istemiştik. Fakat dönemin hükümeti, buna müsaade etmedi. Yer tahsisi yapmayarak bize engel oldu. Hükümete geldiğimizde, hemen kolları sıvadık ve bu tesisi İstanbul'a kazandırdık'' diye konuştu.

Erdoğan, Bakırköy, Bahçelievler ve Bağcılar'ın tamamının, Başakşehir, Küçükçekmece ve Sultangazi ilçelerinin bir bölümünün atık suyunun burada arıtıldığını, buradan çıkan çamurun kurutulup, yakıt olarak kullanılarak enerji üretildiğini, tesisin çalışması sırasında ihtiyaç duyulan enerjinin önemli bir bölümünün yine tesisten karşılandığını anlattı.

Arıtılan suyun ziyan edilmediğini, Ayamama Deresi'ne verilerek, buraya yeniden hayat kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, burada arıtılan suyu parklarda, bahçelerde, sanayide kullanılarak en verimli şekilde değerlendirildiğini vurguladı.

 

'Çevrecilik nedir öğrenmek istiyorsan İSKİ'nin rahle-i tedrisinden geçmen lazım'

Başbakan Erdoğan, bir kavanoza konulmuş çamurlu suyu göstererek, ''Ayamama Deresi'nde normalde akan su buydu. Medya zumlar mısın ne yaparsan yap, bunu ana muhalefetin görmesi lazım. Çünkü kim çevreci, kim çevreci değil bunu görmemiz lazım. Şurada da gördüğünüz atık su arıtma tesislerinin kahir ekseriyeti, bizim iktidarımıza aittir, yerel yönetimlere. Çünkü belediyecilik bizim işimiz'' dedi.

Diğer kavanozdaki temiz suyu da göstererek, ''Suyun geldiği hal bu'' diyen Erdoğan, ''Bu da, ultra filtrasyondan geçen. Bunlar, kullanımda park bahçelerin sulanmasında rahatlıkla şu anda kullandığımız su. Sayın Kılıçdaroğlu, 'Bak bu suyu artık İstanbul'da kullanıyoruz. Çevrecilik nedir diye öğrenmek istiyorsan İSKİ'nin rahle-i tedrisinden geçmen lazım. Tablo bu'' diye konuştu.

Erdoğan, çamurların da enerji temininde özellikle termik santrallerde kullanıldığını dile getirerek, ''Şayet bu tesis olmasaydı, yüzlerce, binlerce ton katı atık Marmara Denizi'ne akacak ve bütün İstanbul'u, bütün bölgeyi tehdit eden bir çevre sorununa yol açacaktı'' dedi.

 

'İş üretiyoruz, laf üretmiyoruz'

Erdoğan, 1994 yılında Haliç'i temizlemek istediklerinde bazılarının kendilerine, ''Eğer, buranın çamurunu almaya kalkarsanız, suyunu boşaltmaya kalkarsanız, Haliç'in iki tepesi adeta bir araya gelir ve burada bir zelzele, deprem gibi durum yaşarız. Haliç'i toprakla dolduracağız'' dediğini aktardı.

Sudan daha güçlü bir imkan olamayacağını belirttiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizim yapacağımız; buradaki o balçığı, o çamuru buradan alacağız ileri teknolojiyle Alibeyköy'de, 9,5 kilometre ötedeki yine kullanılmayan 650 metrekarelik bir taş ocağına pompa sistemiyle pompalayacağız. Biz o çamuru oradan aldık, bir pompa sistemi kurduk ve o çamuru oradan oraya pompaladık. Fakat, pompalamakla kalmadık. O çamuru orada süzüyoruz, adeta tülbentten süzer gibi, suyu tekrar Haliç'e bir pompayla geri döndürüyoruz ama çamur orada kalıyor. Şimdi ne oldu burada biliyor musunuz? 650 bin metrekarelik bir park oldu. İnşallah 2013'ün 23 Nisan'ında, orada adeta Orlando'daki gibi, dev bir 650 bin metrekarelik çocuklarımız için orada bir park oluşuyor. Bu park oluştuğu zaman inanıyorum ki, İstanbul'da tüm aileler, yavrularına oralarda çok farklı etkinlikleri gösterecekler. İşte bu iktidarın yerelde, merkezde neleri yaptığını, neleri yaptığına muktedir olduğunu görmeleri bakımından çok önemli.''

Erdoğan, iş üretiklerini, laf üretmediklerini ifade ederek, ''Zaman zaman hala çıkıp 'Ne yaptınız?' diyenler var. Buyur işte, buyur. 'Ne yaptınız?' diyenlere cevap. Şurada sadece Ataköy, bu çevredeki yapılan düzenlemeleriyle birlikte bir çağ atlıyor'' dedi.

 

'Biz yerin altında çalışmayı severiz'

Artık Ayamama'dan kirli su değil temiz su aktığını vurgulayan Erdoğan, Boğaz'ı Haliç'e bağladıklarını, kısa bir süre sonra onun da açılışını yapacaklarını bildirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bunlardan haberiniz yok. Niye haberiniz yok? Çünkü biz yerin altında çalışmayı severiz. Yerin altında yapılan bu çalışmalar, Haliç'le Boğaz'la bağlantı, bütün Haliç'teki o mikrobiyolojik olumsuz gelişmeleri alacak, Haliç'ten gelen su, tertemiz hale getirecek ve bundan sonra, Haliç'e giren şu andaki balık çeşitleri fazlasıyla artacaktır. Zaman zaman Sadabad... O bölgedeki sıkıntıları bundan sonra hiç yaşamıyor olacağız. Daha iyi bir noktaya geleceğiz.''

Geçmişte, yılların ihmaliyle insanların bile çevresinde yaşayamadığı bir Haliç olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Haliç'i kurtarmak için bizden önce de girişimler başlatılmıştı, ama hiçbirinden sonuç alınamamıştı. Biz, 1994 yılında, Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra süratle Haliç'i kurtaracak çözümlere yoğunlaştık. Hamdolsun bu çalışmalar sayesinde Haliç'i yeniden yüzülebilen, yaşanabilen bir yer haline getirdik'' diye konuştu.

Erdoğan, Haliç'i yeniden hayata döndürdüklerini, mezbahaneyi kaldırdıklarını belirterek, ''Temelini atmak fakire nasip oldu, bitirip açmak Kadir Topbaş Bey'e nasip oldu'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç'i mezbahaneden kongre merkezine dönüştürerek, sadece ulusa değil, uluslararası camiaya hizmet verir hale getirdiklerini söyledi.

1994 yılındaki Habitat II Konferansı için toplantı yapılacak salon bulunamadığını, Lütfi Kırdar'ın bugünkü hale getirilerek konferansı gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, Harbiye'deki Kongre Merkezi'ni tamamladıklarını, burada birçok toplantılar için salonlar bulunduğunu dile getirdi.

Erdoğan, Türkiye'nin dünyadaki konumunu güçlendirmek için kültürü ve turizmi farklı gördüklerini ifade ederek, Bahariye Mevlevi Tekkesi'ni ihya ettiklerini, Silahtarağa Elektrik Kompleksi'ni Bilgi Üniversitesi'ne vererek faydalı bir hale dönüştürdüklerini kaydetti.

Şu anda Haliç'in Ayvansaray tarafında bazı çalışmalar yapıldığını, yeni bir adım daha attıklarını, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'ndan itibaren Haliç Kongre Merkezi'ne kadar Ulaştırma Bakanlığı'nın yaptığı bir çalışmayla tünel ihalesi yapıldığını, araçların o tünelden oradan gidip geleceğini belirten Erdoğan, ''Yine çoğunuzun haberi yoktur. Bununla da kalmayacağız, Haliç'in o kıyısını da inşallah muhteşem bir kültür ve turizm vadisi haline getiriyoruz. Şu anda ihale hazırlıkları yapılıyor. İhalesi bugün yarın yapılacak'' diye konuştu.

 

650 milyon dolar yatırım bedeli

Başbakan Erdoğan, dereleri ıslah ederek, atıksu arıtma tesisleri kurarak, İstanbul'un yeni Haliç felaketleriyle karşılaşmasının önüne geçtiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
''Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi, bölgedeki çevre koruma projelerimizin sadece bir bölümü, bir ayağı. Bugün hizmete aldığımız Ataköy Çevre Koruma Projesi, diğer çalışmalarımızı, yatırımlarımızı destekleyen, 650 milyon dolar yatırım bedeli bulunan önemli bir proje. Proje kapsamında, Ataköy Havzası'nda yaşanan sorunları kalıcı şekilde çözmek için 290 kilometre uzunluğunda atıksu kolektörü ve atıksu şebekesi inşa ettik. Yine bu proje çerçevesinde Tavukçu Deresi'nin 11 bin 494 metrelik bölümü ile Ayamama Deresi'nin bin 500 metrelik bölümünü ıslah ettik. Ayamama Deresi'nin 6 bin 500 metrelik bölümündeki ıslah çalışmaları ise devam ediyor. Bütün bu çalışmalarımızla İstanbul'un, 1994 öncesi yüzde 4,5 olan atık atıksu arıtma oranını, bugün yüzde 97'ye çıkardık. Önümüzdeki yıl 30 yeni arıtma tesisini daha devreye alarak, toplam arıtma tesisi sayısını 71'e yükseltiyoruz. Böylece, İstanbul'un atıksuyunun yüzde 100'ünü arıtma hedefimize ulaşmış olacağız.''


122 hava kalitesi izleme istasyonu


Erdoğan, çevre konusundaki hizmetlerinin sadece İstanbul'la sınırlı olmadığını belirtti. Ülkenin tamamında, havasıyla, suyuyla, deniziyle, ormanıyla, ağacıyla, bütün boyutlarıyla çevrenin korunması konusunda çok önemli hizmetleri hayata geçirdiklerini ve geçirmeye de devam ettiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bugün, 81 ilimizin tamamını kapsayan 122 hava kalitesi izleme istasyonu ile ülke genelinde hava kalitesinin, değerli kardeşlerim, ölçümünü yapıyoruz. Hava tahmin oranlarımızda, alınan tedbirler ve yeni kurulan istasyonlarla yüzde 90 düzeyinde isabet kaydeder hale geldik. İllerimizin yüzde 90'ında çevre düzeni planlarını tamamladık. Artık ülke genelinde çöplerimiz büyük ölçüde modern tesislerde bertaraf ediliyor.''

 

'Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi sayısını, 10 yılda 15'den 59'a çıkardık'

Başbakan Erdoğan, ''Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi sayısını, 10 yılda 15'den 59'a çıkardık. 2003 yılında belediye nüfusunun ancak yüzde 38'inin atık suları arıtılırken, şimdi bu oran yüzde 72'ye ulaştı. İnşallah burada da hedefimiz yüzde 100'e ulaşmak'' dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İstanbul bizim sevdamız, İstanbul bizim aşkımız. İstanbul'a yaptığımız her hizmet bizim için tarifsiz bir sevinç, tarifsiz bir heyecan kaynağı. İstanbul daha fazlasını, daha çoğunu hak ediyor. 2023 hedeflerimiz içinde de İstanbul çok önemli ve özel bir yer tutuyor. Önümüzdeki dönemde İstanbul'un Avrupa yakasında Karadeniz'le Marmara arasında 'Kanal İstanbul' adını verdiğimiz bir alternatif su yolu inşa edeceğiz. Bu projenin, İstanbul'un dünyadaki marka değerini katlayacağına inanıyorum. Ayrıca, İstanbul'un iki yakasında, iki ayrı şehir kuracağız.''

İstanbul'un Avrupa yakasına yılda 100 milyon kişiye hizmet verecek yeni bir havalimanı inşa ettiklerini bildiren Erdoğan, şunları söyledi: ''Avrupa ve Anadolu yakalarında kuracağımız iki şehir hastanesi ile, İstanbul'u, sadece bölgesinin ve ülkemizin değil, bütün Avrupa'nın en önemli sağlık merkezlerinden biri haline getiriyoruz. Taksim Meydanı'nı, trafiği yer altına alarak, sadece yayalara tahsis ediyoruz. Yassıada ve Sivriada'yı uluslararası bir kongre merkezine dönüştürerek, orayı yaslı ada olmaktan çıkartıp demokrasi ve özgürlük adası haline getiriyoruz. Taksim Kışlası'nı bir kültür merkezi olarak milletimize kazandırıyoruz. 2019'a kadar İstanbul Karayolu Tüp Geçişini, Boğaza 3. köprüyü, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Körfez geçişini, İstanbul-Çanakkale-Tekirdağ otoyollarını tamamlayacağız.''

 

Marmaray'ın açılışı

Erdoğan, ''Marmaray'ın açılışını, inşallah 29 Ekim 2013 yılında gerçekleştireceğiz'' diye konuştu. İstanbul'da 2 yeni kongre merkezi, yeni bir uluslararası fuar merkezi, uluslararası temalı bir eğlence parkı, yeni müzeler ve yeni marinalar inşa edileceğini aktaran Erdoğan, ''Bizim Türkiye'ye yaptıklarımız, muhalefet partilerinin, bilhassa ana muhalefet partisinin, hayallerinin bile ulaşamayacağı icraatlardır. Fakat büyük bir üzüntüyle ifade etmek durumundayım, bu heyecanı görüyorsunuz, sizler buradan yaşıyorsunuz ama bir kısım medya var ki bu heyecanı yaşayamıyor, yaşamaktan da çok korkuyorlar. Eğer bunu yaşarsak eğer bunu yaşatırsak o zaman acaba milletin heyecanı nerelere varır diye de endişeleniyorlar. Yazılı, görsel fark etmez. Yarın açın bakın. Acaba ne kadar buraya yer vermişler bunu görebilirsiniz. Sadece bu konu değil, Suriye konusunda da... Yarın atacakları başlık da şu, söyleyeyim size; 'yine bize çattı' diyecekler. Bak burada bunları anlatıyorum, bu kadar şeyi anlatıyorum gene (bize çattı diyecekler)'' şeklinde konuştu.

 

Başbakan Erdoğan'dan tezkere yorumu

Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Suriye konusundaki tavrının ''anlaşılabilir olmaktan çıktığını'' aktararak, ''Beş tane bizim kardeşimiz, iki anne, üç tane yavru şehit oluyor... Onların yanında mısın, zalim Esed'in yanında mısın?'' diye konuştu.

TBMM'de kabul edilen sınır ötesi tezkereyle ilgili eleştirilere de yanıt veren Erdoğan, şöyle devam etti: ''(Efendim bu tezkere niye gelmiş, savaş olur mu olmaz mı?) Sen orayı geç. Sen her an gerekirse savaş edecek gibi hazır olmak zorundasın. Eğer sen buna hazır değilsen, zaten devlet değilsin, sen buna hazır değilsen zaten millet olamazsın. Onun için atalarımız ne demiş: 'Hazır ol cenge sulh-u salah istersen' demiş. Sen buna hazır halde olacaksın. Gerekirse, böyle bir şey olursa, bir zulme uğrarsan, gereğini de yapacaksın. İşte bak misliyle mukabele ediyoruz.''

Suriye'den Türkiye topraklarına yönelik tacizleri sıralayan Başbakan Erdoğan, can kaybı yaşanmaması ve meskun mahallerden uzak olması dolayısıyla bazı tacizlere tahammül gösterildiğini ve belli durumlarda nota verildiğini kaydederek, ''Bu son olay olunca işte o gün artık her şey bitti. O gece geç saatlere kadar atılması gereken adımlar, yapılması gerekenlerin hepsi yapıldı. İstişareler, her şey bitti ve gereği yerine getirildi. Bu milletin kararını, bu milletin bu noktadaki hassasiyetini, kimse test etmeye kalkmasın'' dedi.

''Bizi adeta bu işlerden de kaçar noktaya kimse sokmasın'' diyen Erdoğan, ''(Bir savaş başlarsa ne olacak, şu olur mu, bu olur mu?) Kardeşim sen buna hazır ol. Tezkeren elinde dursun, bulunsun. Eğer gerekirse, gerektiğinde, gereği yapılır. Biz orada kalkıp da sayın Kılıçdaroğlu'nun veya diğerlerinin keyfini mi bekleyeceğiz? Ona mı gidip soracağız'' ifadelerini kullandı.

CHP'nin bölgeye bir heyet gönderdiğini, cenaze namazına katılan bu heyetin yuhalandığını anımsatan Erdoğan, ''Niye? Çünkü bunların yapısını biliyorlar. Her şeyde bunlarda istismar var. Samimiyet yok'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Biz o vatandaşlarımız, o kardeşlerimizle beraber ölürüz, o kardeşlerimizle beraber de bu milletin hayat bulması yolunda mücadelemizi sürdürürüz'' diyerek, tezkere noktasındaki mücadelede kendileriyle beraber kararlılık gösteren MHP'ye de teşekkür etti.

İstiklal Marşı'nın 2 kıta değil, 10 kıta olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''İstiklal Marşı'mızın içinde bize bir hedef, istikamet veriliyor. Bu istikamette hele hele şuralar çok önemli'' diyerek, İstiklal Marşı'nın şu dizelerini okudu: ''Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı / Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı / Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı / Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.''

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İşte biz de CHP'ye diyoruz ki; incitmeyin şehitlerimizi, incitmeyin bu toprakların altında kefensiz yatanları. Çünkü onlar, bu milletin bekası, bu milletin bağımsızlığı söz konusu olduğunda, gözlerini kırpmadan canlarını vermekten çekinmediler.''

CHP'nin Esed'in yanında yer almak suretiyle konumunu ortaya koyduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, kendilerinin gerektiğinde, gereken neyse, bunu yapmaya devam edeceklerini ve kararlılıklarının bu istikamette olduğunu ifade etti.

Erdoğan, ''Halkı yanıltmaya çalışan bir kısım medyaya da söylüyorum. Lütfen ne olacağını, ekonomi... Bunları biz sizlerden çok daha fazlasıyla düşünüyoruz. Biz 230 milyar dolar milli gelirle devraldık Türkiye'yi, 2011 sonu itibariyle 772 milyar dolara bu ülkeyi, bu siyasi iktidar getirdi. Bunu da getirirken milletiyle elele bunu yaptı. Bundan sonra da aynı kararlılıkla, bu yola devam ediyoruz, edeceğiz. Çünkü bu millete, bu milletten fayda var'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, ''Temennimiz Esed yönetimi, aklını başına alır, hem Türkiye'ye hem de kendi halkına yönelik saldırgan tutumundan vazgeçer. Suriye halkının canını, namusunu, haklarını koruma mücadelesi başarıya ulaşana kadar, Türkiye olarak biz Suriyeli kardeşlerimizin, her türlü insani desteği vermek suretiyle, yanında olmaya devam edeceğiz. Milletimiz müsterih olsun. Türkiye, bu sorunun üstesinden gelecek, hakkını, hukukunu kimseye çiğnetmeyecek imkana da, kararlılığa da sahiptir'' şeklinde konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler