Gezi Parkı'nın Gizemi
Yazın, ağaçlarının tepe yapraklarıyla evime dekor olur. Bir adım önümdedir ama gitmem; dava dosyalarından tanışıklığım vardır, çekinirim.
Kışın çekilir, önümüzü açar; Üsküdar’ın ışıklarını görebiliriz; adıyla anılan otel yavaşça genleşip yükselmemiş ve onun gibiler yer kazanıp inşa olmamış olsalar!
İçinde kimler yoktur; temizlikçiler, bahçıvanlar, güvenlikçiler, sivil polisler, gelen gidenler, mesken tutanlar, çaycı, sucu, kuruyemişçi, başıboş köpekler, sisteme tepkili gruplar, cinsiyetimi ben belirlerim diyenler, iki çay bahçesi, çevik kuvvet ekipleri, gölge olan ağaçları, gitmezsen göremeyeceğin gitsen de duyamayacağın çiçekleri!.. Hepsi başlı başına bir öykü…
Temizliğinden sorumlu olan işçilerden biri, “Temizlik var ama insan temizliği yok” diyor. “Buradan rahat geçemezsin, başın her an belaya girebilir. Başıboşu, serserisi çok. Geçen gün, temizlik arabasından inip, yerdeki boş bidonu almak isterken bir eşcinselin saldırısına uğradım. Kapıyı üstüme kapatmak istedi. ‘Çekil git’ dedim. Spreyi bana tuttu. Ne kadar dengesiz ve pislik insan varsa bu parkta. Çimende oturamazsın, cepçiler var. Bir kere bile çocuklarımı getirmedim.”
İçlerinden en genç temizlik işçisi, yaz kış 6-7 kadının burada yatıp kalktığını, içlerinden birinin çok yaşlı olup 10 yıldır bu parkta barındığını, yine bu parkı kendilerine ev yapmış 6-7 gencin, bir hafta önce bu kadına tecavüz ettiğini anlatıyor(?!).
Parkı mesken tutan kadınlardan biri ile konuşma fırsatım oluyor. Kılığı kıyafeti oldukça temiz ve kirlilik yaymıyor. Bu parkta hemen hemen üç yıldır yaşadığını, İstiklal Caddesi’nde saz çalan bir kadın ve onun 20 yaşlarındaki oğluyla birlikte parkın kuzey kısmına yakın bir yerde yatıp kalktığını, korkmadığını söylüyor. “Türkiye’yi, bu parkı çok seviyorum” diyor. Rusya’da psikoloji eğitimi almış; parktaki çocukların topluma kazandırılmaları için zaman zaman polis tarafından götürüldüklerini, çocukların yine buraya döndüğünü, iyileştirmenin kısa sürede gerçekleşemeyeceği, sabır işi olduğu konusunda konuşuyor.
İçinde barındırdığı iki çay bahçesinden biri olan Gezi Café, tüm bu oluşumlara bakarken, Boğaz Kahve bunlardan uzak, Boğaz’a, Üsküdar’a açık! Müşterileri Gezi Cafe’de olduğu gibi burada da bankacı, memur, turist, öğrenci.
Arada sırada yolu düşen, nikâh dairesine gelen aileler gibi insanların da çimenlerde bir şeyler yiyip çöplerini bıraktıklarını, yedikleri çekirdeklerin kabuklarını yere attıklarını anlatıyorlar.
Konuştuğum güvenlikçi genç, şikâyetlerin daha çok tinercilerden, çiftlerin uygunsuz davranışlarından ve evsizlerden olduğunu anlatıyor. Üç yıl öncesine göre şikâyetlerin azaldığını çünkü şimdi parkta hazır kuvvetin yer aldığını, hiçbir normal genç ve kızın, erkek ya da kız arkadaşıyla gelip bu parkta oturamayacağını söylüyor.
Gezi Parkı! Gezi Parkı!
Adı Var! Kendi var mı?
Varsa, kime var?!!
Gezi Parkı, bizim yalnızca ağaçlarını görebildiğimiz bir park oldu hep! Ağaçlarının yeşilliği içine sızmış yoksulluklardan yayılan keder, sıkıntı anlatılmadı hiç!!! Oysa, V. Hugo olsaydı Sefiller’i, yüzde yüz buradan başlatabilir, Oscar Lewis yaşayabilseydi, İşte Hayat’a veya Sançez’in Çocukları gibi araştırmalarına buradan seçtiği karakterlerle devam edebilirdi.
Ya ağaçlar yavaş yavaş budanıp burası bir AVM’ye çevrilirse!..
Taksim ve çevresinin akciğerleri kabul edilen, bir deprem olasılığında insanların koşup sığınacakları tek yer olduğu kabul gören, günün stresinden, iş yorgunluğundan bunalan insanların çimeninde uzanıp gölgesinde dinleneceği(!) böyle bir yerin, alışveriş merkezi ve otopark olmasının planlanması usa ve duygularımıza ne kadar aykırı ve buna verilen tepkiler ne kadar haklıysa, bu parkın yoksulluk ve kederle çarçur edilmiş olması da usa ve duyunçlara o kadar aykırı olsa gerek!
Umran Sölez TAN E. İstanbul Çocuk Mahkemeleri Yargıcı
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi