Grizu mağdurlarına yardım yapılacak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Balıkesir'deki grizu faciasında ölenlerin ailelerine ve yaralananlara ilk günkü ihtiyaçlarını karşılamak üzere acil fon yönetiminden destek vereceklerini belirterek, ''Ölenlerin yakınlarına 10 bin, hastanede tedavi altında olanlara 7 bin, ayakta tedavi olup evlerine gidenlere 5 bin lira destek vereceğiz'' dedi.

Grizu mağdurlarına yardım yapılacak
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.02.2010 - 08:31

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Hilton Otel'de düzenlenen ''Kadın İstihdamının Artırılmasına Yönelik Stratejisi Geliştirme Projesi Kapanış Toplantısı''na gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dinçer, ''Balıkesir'de meydana gelen grizu faciasında hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödenecek mi?'' sorusu üzerine, Bakanlık olarak iki yönlü çalışma başlattıklarını bildirdi.

Bakanlık olarak bugünden itibaren ölen işçilerin ailelerini ziyaret etmeye başlayacaklarını belirten Dinçer, ailelere haklarının anlatılacağını ifade etti. Ölüm aylığı konusunda müracaatların işçi ailelerinin evinde alınacağını dile getiren Dinçer, ''Bizim cüzi bir cenaze yardımımız var. Onu da yapacağız'' dedi.

Acil fon yönetiminden ilk günkü ihtiyaçları karşılamak üzere ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara destek vereceklerini kaydeden Dinçer, ''Ölenlerin yakınlarına 10 bin, hastanede tedavi altında olanlara 7 bin, ayakta tedavi olup evlerine gidenlere 5 bin lira destek vereceğiz'' diye konuştu.

''Balıkesir'de meydana gelen patlama, madendeki bir eksiklikten mi kaynaklanıyor?'' sorusu üzerine Bakan Dinçer, madenle ilgili son bilirkişi çalışmalarından henüz haberlerinin olmadığını söyledi. Konunun yargıya intikal ettiğini hatırlatan Dinçer, savcının 3 kişilik bir bilirkişi heyeti oluşturduğunu, ancak ocaktaki yangından dolayı heyetin dün öğle saatlerine kadar ocağa giremediğini belirtti.

Bakan Dinçer, ''Öğleden sonra ne tür çalışmalar yapıldı, nasıl bir bulgu elde edildi, bilemiyoruz. Bizim ilk gördüğümüz şey bu maden ocağındaki hem yöneticilerin hem de sahiplerinin diğerlerine göre nispeten daha bilinçli bir çalışma yaptığı yönündeydi. Altyapısı daha düzgündü. İş güvenliği ile ilgili tedbirleri daha çok almış, şeklindeydi. Ama kazanın sebebini bilmediğimiz için ayrıntılı yorum yapamadık. Hala da yapamıyoruz'' diye konuştu.

Olayla ilgili bazı tutuklamalar olduğunu anımsatan Ömer Dinçer, çok şahsi ihmaller olmamasını umduğunu söyledi. Dinçer, savcının raporunu görmeden bir değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını vurgulayarak, ''Her şeye rağmen 13 insanımızı kaybettik. Bunun sorumluluğunun ağır olduğunu hep beraber görmemiz gerekiyor'' değerlendirmesinde bulundu.

''Bakanlıkça, maden ocaklarının denetimi konusunda bir çalışma yapılmasının planlanıp planlanmadığının'' sorulması üzerine Bakan Dinçer, yaklaşık 1 yıldır denetim sisteminde yeni bir yaklaşım tarzı benimsemeye çalıştıklarını dile getirdi. İşletmelerini tek tek denetlemeye güçlerinin yetmediğini, bu nedenle tek tek denetleme yerine özellikle iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir bilinç oluşturmaya yönelik çabaları olduğunu kaydetti.
Buna dayalı bir proje başlattıklarını ifade eden Dinçer, iş sağlığı ve güvenliği açısından madencilik, inşaat, gemi inşaatı gibi riskli sektörleri tespit edeceklerini ve bu riskli sektörlerle ilgili özellikle maluliyeti, meslek hastalığını ve ölümlü kazalara sebebiyet veren ara faktörleri tespit ettiklerini anlattı.

Bu faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla ilgili sivil toplum kuruluşları, sendikalar, iş adamlarını bir araya getirerek eğitim çalışmaları düzenleyeceklerini ve bu konuda bir bilinç oluşturacaklarını anlatan Bakan Dinçer, ''Biz buna 'Denetimde Yeni Bir Yaklaşım ve Proje' ismini vermiştik. Bir yıla yakındır madencilik sektöründe buna dair çalışmalar yürütüyoruz'' dedi.

Kazanın meydana geldiği maden ocağında bir kaç ay önce yaptıkları denetimin de bu proje kapsamında olduğuna işaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, şunları söyledi: ''Burada iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alındığı gözüküyordu. Bu tedbirler alınmış gibi gözükmüş olmasına rağmen bu kaza oldu. 13 insanımızı kaybettik. Doğrusu bunu izah etmekte de zorlanıyoruz. Burada bir ihmalin olup olmadığı ya da işçilerin hatalarının olup olmadığına dair bir bilgimiz de yok. Ama ben şunu da söylemek istiyorum, toplum olarak bu konudaki bakış açımızı yaklaşım tarzımızı değiştirmeliyiz. İşçimiz, işçi sendikalarımız, işveren sendikalarımızın temsilcileri, Bakanlığımız, konu ile ilgili tüm aktörler bu alanda bir bilinç, şuur bir hassasiyet oluşturmalı kanaatindeyim. İşçimiz, 'bana bir şey olmaz' diye düşünmemeli. İşverenimiz, 'hallederiz' diye bakmamalı. Bakanlık bir şey olduğunda gidip müdahale etme anlayışından vazgeçmeli ve erken uyarı sistemini kurmalı. Ben bunun için çaba sarf edeceğim. Sizden de destek bekliyorum.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler