Güler misin, ağlar mısın?

Daha önceki yıllarda da adayları ve sonuçları ile çeşitli tartışmalar doğuran, ilk kadın tiyatro sanatçımız Afife Jale’ye adanan “15. Afife Jale Ödülleri” bu yıl da tepkili geçeceğe benziyor.

Bu yıl, neredeyse müziği olmayan oyunun müzik dalında, ışık tasarımını başkasının tasarımını uygulayarak yapanın ışık dalında, dahası başrol oynayanların yardımcı oyuncu dalında aday gösterildikleri ileri sürülüyor.

Geçen senelerde de seçimlere çeşitli itirazlar vardı. Hatta Ahmet Leventoğlu ve Haluk Bilginer Afife Jale seçici kurulu tarafından değerlendirilmek istemediklerini bildirmişlerdi. Usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal da 2008’de “Sivas 93” oyununa, teşvik etmek amacıyla amatörlere verilen mansiyon ödülü verilmesi üzerine ödülü kabul etmeyerek protesto etmişti.

Köksal Engür’ün “Festen”de, Erhan Abir’in ve Sevtap Çapan’ın “Çığ”da, Defne Yalnız’ın da “Kadın Sığınağı” oyununda başrol oynamalarına karşın “yardımcı oyuncu” dalında aday gösterildikleri belirtiliyor.

Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nda sahnelenen “Dava”da müziğin neredeyse olmamasına karşın Tolga Çebi’nin en iyi müzik dalında aday olduğu vurgulanıyor. Tiyatro çevrelerindeki iddialara göre, “Romeo ve Juliet” (İstanbul Şehir Tiyatroları) oyununda Murat Özdemir, oyunun daha önce Romanya’daki rejinin ışık tasarımını yapan Seyhun Ayaş’ın ışık tasarımını uyguladı ve “en iyi ışık tasarımcısı” adayı (oyun da zaten Seyhun Ayaş’ın anısına yapılmıştı).

Bazı isimlerin birden fazla oyunla aday gösterilmesi de dikkat çekiyor: Can Atilla, “Romeo ve Juliet”, “Çığ” ve “Dünyanın Ortasında Yer”, Tolga Çebi ise “Dava” ve “Benim Adım Rachel Corie” ile en iyi müzik adayları. Duygu Türkekul da “Dünyanın Ortasında Bir Yer” ve “Alemdar” ile “En başarılı giysi tasarımcısı”na aday.

‘Ödülümü geri verebilirim’

“Tarla Kuşuydu Juliet” adlı oyunun yönetmeni, aynı zamanda oyuncusu Engin Alkan, “Seçici kurul çok uzun zamandır ülkedeki tiyatroyu seyircinin ihtiyacını ve eğilimlerini temsil etmiyor. Afife Jale’nin ismine gölge düşürecek spekülatif seçimler yapıyorlar. Dolayısıyla bu jürinin ehliyetinin sorgulanması gerekiyor bence” açıklamasını yaptı. Hangi oyunların seyredilip hangi gerekçelerle o oyunların seçildiğinin sorgulanması gerektiğini vurgulayan Alkan, “Bir ödül seyirciden bu kadar kopuk olamaz. O zaman bu ödüller hiçbir işe yaramaz. Eğer bir düzeltme yapılmazsa sahip olduğum Afife Jale ödülümü geri vermek niyetindeyim” dedi. Bu sene çok iyi işler çıkaran alternatif tiyatro topluluklarının adaylığı ile ilgili olarak Kumbaracı50’nin kurucularından Nilgün Kurt da “AKM ve Taksim Sahnesi kapalı olduğu için Devlet Tiyatroları oyunlarını AVM’lerde oynuyorlar. Sahne sıkıntısının çekildiği böyle zor bir durumda alternatif tiyatrolar zaten sahne bulmakta zorlanıyor. Az bütçeli, az kastlı, 75 seyirci kapasiteli mekânlar... Bu durumlar kalitesiz iş yapıldığını göstermez. Bağımsız ve alternatif tiyatrolar da çok kaliteli işler çıkıyor. Yani 75 seyircilik mekânlarda sahnelenen oyunların değerlendirmeye alınmaması bağımsız ve alternatif tiyatroların işlerini görmezden gelmek anlamına geliyor” diyor. Adaylar arasından kazananlar ise 18 Nisan Pazartesi akşamı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek törende belli olacak.