"Havuç anayasasını değil, gerçek anayasayı değiştirmeye varız''

DSP Genel Başkanı Masum Türker, ''Biz anayasayı değiştirmeye varız. Ama havuç anayasasını değil, gerçek anayasayı değiştirmeye varız'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.03.2010 - 16:54

Denizli'de Zebrano Düğün Salonu'ndaki partisinin Denizli İl Kongresi'nde konuşan DSP Genel Başkanı Masum Türker, halkın gündemiyle, siyasetin gündeminin aynı olmadığını, halkın geçim derdinde, iktidarın ise anayasa değiştirmekle meşgul olduğunu söyledi.

Gerçek anlamda yapılacak bir anayasa değişikliğine taraftar olabileceklerini belirten Türker, şunları kaydetti:
''Onlar neyle uğraşıyorlar. 'Anayasayı değiştirelim' diyorlar. Biz anayasayı değiştirmeye varız. Ama havuç anayasasını değil, gerçek anayasayı değiştirmeye varız. Ne demek havuç anayasası? Yani 'senin beğendiğin bir iki maddeyi koyayım, diğer maddeler de farklı olsun. Sonra referanduma gidelim' derlerse, biz o işte yokuz. O havuç politikasıdır. Biz havuç yemeyi sevmeyiz. Biz, bu ülkede herkesin eşit, herkesin sosyal adaletin sağlandığı, milli gelirden adam gibi pay aldığı, işçinin hakkının ödendiği, emeklinin baş tacı edildiği, ev kadınlarına sahip çıkıldığı, esnafın iflasına izin vermeyen, ona karşı oynayanlara tavır koyan bir partiyiz. O nedenle, tam demokrasiden yanayız. Havuç demokrasisinden yana değiliz.''


"Büyükanıt Paşa açıklasın"

Konuşmasında, 2002 yılındaki eski DSP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit'in hastalandığı dönemdeki bir gelişmeyi anlatan Türker, DSP'nin 2002 yılında darbe gördüğünü belirterek, ''bunun adına 'ister balyoz, ister çekiç, ister testere' densin, büyük zararlar verdiğini ve Ecevit üzerinden pazarlıklar yapıldığını'' söyledi.
Türker, şöyle devam etti:
''Testere derseniz bölünmeyi kastederiz. Balyoz derseniz hastalanmayı kastederiz. Çekiç derseniz, yavaş yavaş çaptan düşmeyi kastederiz. Çaptan düşürmek için de birilerinin ipleri gerdiğinden söz ederiz. Bunu yapanlar var. DSP'yi bölmek için parti kurmaya, ta Amerikalardan gelenler var. Onlarla işbirliği yapanlar var. Her yerde söylüyorum. Büyükanıt Paşa İsmail Cem'i ikna etme turunda Kemal Derviş'le ne işi vardı, açıklasın bakalım milletin önünde. Neden, çünkü Ecevitsiz, DSP'siz bir iktidar isteniyordu. Ecevit ne yapmıştı o tarihlerde biliyor musunuz? Bana söyleyip ömrümün sonuna kadar açıklama dediği şeyi. 'Amerika'ya gideceğim bir emriniz var mı' diye yanına gittim. Dedi ki, 'Bu Irak işgaline ne diyorsun'. 'Olmaması gerekir' dedim. 'Türkiye için iyi değil' dedim. O zaman, 'Sana ben Dick Cheney'e ne dediğimi söyleyeyim' dedi.

Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Ecevit hastalanmadan 10 gün evvel onu ziyaret etmişti. O ümidi kestikleri gündü. 10 gün sonra ne olduysa Ecevit hastalandı. Ecevit diyor ki Cheney'e, 'Dick Cheney, sen orada oturuyorsun. Karar vereceksin. Muharrem ayında Hazreti Hasan'la Hüseyin'i anmak için Şiiler, Aleviler, Caferiler toplanacak, onları bombalayacaksın. Siz Amerikalılar, cuma günü namaz kılan Sünnileri bombalayacaksınız. Bayram günü, daha kalabalık göreceksiniz. Sünniler, Şiiler, Aleviler, Caferiler beraberler. Onları bombalayacaksınız. Sonuçta bunların hepsi Müslüman ve siz onları bombalarsanız, biz inciniriz' diyor. Bugün Ecevit'in 'hayır' dediğine, aynı günlerde Amerika'ya kim gitti bir düşünün. Irak yolunu aydınlattılar. Irak'ta 1 milyon Müslüman öldü. Türkiye'de o cuma zincirlerini yapanlar kılını kıpırdatmadı. Ecevit, öleceği güne kadar bunu anlatma demişti. Kimse bilmesin diye. Bir tek Mukadder Başeğmez'e anlattım. Şimdi Saadet Partisi'nde.''

Masum Türker, Ecevit'in yıkılmasına, partisinin dağılmasına göz yumanların hesap verme zamanının geldiğini belirterek, ''Bizim rövanşı alma zamanımız geldi. Yeniden DSP demenin zamanı geldi'' dedi.

DSP genel kurulunda kendisine oy vereceklerin, başbakan adayına oy vereceklerini ifade eden Türker, partide kimsenin hakkını yemeyeceklerini, hiç kimseye de yedirmeyeceklerini kaydederek, şöyle konuştu:
''Bundan sonra DSP'nin Genel Başkanlığına aday olacaklar, asla emanetçi gibi davranmayacaklar, davranamayacaklar. Başkasını başbakanlığa davet etmemeliler. Çünkü onu yapmak, genç DSP'lilerin önünü kapatmaktır. Bunu bir zamanlar nerede yaptık. Gittik dışardan ithal malı ekonomi bakanı getirdik. Rezil etti bizi değil mi? Sonra ben olunca dediler ki, böyle biri vardı da niye yapmadınız. İşte, bizden birinin asla önünü kesmemeliyiz.
Siyaset seçime girmek için yapılır. Dernek değildir. Evcilik oyunu da değildir. Kader de değildir. Siyaseti seçen kaderine hükmedendir. DSP başka partinin şapkası altında seçime girmeyecek. Bizim şapkamız bayrağımız olacak. Başkası istiyorsa gelsin bize katılsın. Bazıları güceniyor. Aman ha bölünmeyin. Hadi canım sende. Biz yüzde 22,5 almış bir partiyiz. Halk bizi tanıyor. Eli alışmış DSP'ye oy vermeye. İkinci vaadim, sizi asla başka partinin boyunduruğuna götürmeyeceğim. Kendi ayağınızın üstünde DSP bayrağı ile seçime gireceksiniz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler