"Hedefimiz devrimci bir iktidar olmak"
DSP Genel Başkanı Masum Türker, ''Bizim bir hedefimiz olmalı. Bu hedef tek başına iktidar değil, devrimci bir iktidar olmalıdır. Eğer biz devrimci bir iktidarı öngörmezsek, şu anda düzeni değiştiren AKP ile boy ölçüşemeyiz'' dedi.
Partisinin Kadıköy İlçe Teşkilatı'nın yeni binasına taşınması dolayısıyla düzenlenen törende konuşan DSP Genel Başkanı Masum Türker, yeni binanın çok güzel, ferah ve aydınlık olduğunu söyledi.
Türker, buranın bir eğitim yuvası olması ve burada demokratik devrimciliği, halkçılığı, ulus devlet anlayışını benimseyen, ulusalcılığı öne çıkaran ciddi bir ulusal sol duruşu kendi içlerinde konuşabilmeleri gerektiğini kaydetti.
Türkiye'de hep siyasetin önünün ve basiretinin bağlandığını, bunun en çok dedikodu mekanizmasıyla yıpratılarak yapıldığını söyleyen Türker, ''Eğer biz burada parti hiyerarşisini dikkate almazsak, dışarıdan birileri gelir bu parti hiyerarşisini, bizleri yok etmeye çalışır'' dedi.
''DSP devrimci bir partidir. Demokratik sol hareket devrimcilik demektir, ama nasıl bir devrim? Silahlı bir devrim değil, karşı devrime yol açabilecek bir baskıyı getiren bir devrim değil, demokratik bir yöntemle demokrasinin işlemesiyle getirilen bir devrim'' diye konuşan Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:
''DSP kurulduğu günden bu yana özellikle elitistler, önce kurucumuz Ecevit'in hareketine karşı koydular. O yılmadı. Parlamento dışında kalmayı göze aldı. Süreç içinde partimiz önce Parlamento'ya girdi, ardından solun birinci partisi oldu ve iktidar olduk. Sonra aniden yüzde 22'lerden kendimizi yüzde 1'lerde bulduk. Bunların yakın zamanda öz eleştirisini yapacağız. O günlerde Parlamentoda'ydım. Rahmetli Bülent Ecevit hastalık başladığı zaman 2001'in son aylarında olağanüstü kurultay yapılmasını, genel başkan seçimi yapılmasını istedi, ama o tarihlerde bir gizli el gibi bazı kesimler genel başkanın olağanüstü kurultaya gitmesini engelledi. Arkadan da olayları birlikte yaşadık.
Bu nedenle bizim bir hedefimiz olmalı. Bu hedef tek başına iktidar değil, devrimci bir iktidar olmalıdır. Eğer biz devrimci bir iktidarı öngörmezsek, şu anda düzeni değiştiren AKP ile boy ölçüşemeyiz. Devrimciliği içimize sindiremezsek, devrimciliği halk için halkçılık adına yapmazsak, eğer biz devrimciliği katılımcı bir anlayışla, demokrasiyi kendi içimizde, parti içinde işletmeden yola çıkarsak, yine birileri gelir, bir gece ansızın birbirimize düşürür fitne fesatla. Aldığımız yolu tekrar yeniden yürümeye başlarız.''
Parti içinde bu devrimci harekete ayak uyduramayacak kişiler çıkabileceğini, bunların bir gün ayrılıp gidebileceğini kaydeden Türker, bu ayrılmayı bir ara verme, bir yorgunluk olarak görmeleri gerektiğini söyledi.
Hiç kimseyi bu nedenle ötekileştirmeyeceklerini aktaran Türker, ''Çok sert tavır da almayacağız. Çünkü burada devrimden yorulanlar bir gün görecekler ki AKP'ye karşılık devrimci bir iktidarı hedeflemeyen hiç kimse yol alamaz'' şeklinde konuştu.
Türker, ''Türkiye'de AKP'nin ümmetçi anlayışıyla ulus anlayışını bölme kurgusu, düzeni değiştirme kurgusunun hızla devam ettiğini'' savundu.
''Biz gerçekten demokratik açılımdan yanayız"
Bir süre önce Güneydoğu Anadolu'ya gittiklerini, oradaki iki partiden birinin DTP, diğerinin AKP olduğunu kaydeden Türker, bölgede ya ''dinine oy ver'' ya da ''diline oy ver'' şeklinde propaganda yapıldığını söyledi. Türker, şöyle devam etti:
''Ama bu propagandaya oy vermeyen yüzde 25 oranında seçmen var. Seçmenin bir kısmı gelip bizimle konuştu. Potansiyel iki parti var. Sağda Saadet Partisi, solda DSP. Neden biz potansiyeliz? Çünkü biz gerçekten demokratik açılımdan yanayız. AKP değil, DTP değil ama biz demokratik açılımdan yanayız. Onlar niçin değiller? Çünkü iki parti de demokratik açlımın olmazsa olmaz şartı toprak reformunu ağzına almıyor. Çünkü kendileri feodalin birer parçası, ama biz, o bölgede demokratik açılımın sağlanmasının birinci yolunun tarıma dayalı bir toprak reformu olduğunu söylüyoruz.''
Türker, günümüzde devletçiliğin özellikle o bölgede önemli olduğunu belirterek, ''Özelleştirmeyle o bölge kalkınmaz. O bölgede verilen tüm teşvikler oradaki insanlar tarafından batıya ya otel parası olarak ya da başka bir gayrimenkul parası olarak geri geliyor. Bu parayı teşvik olarak vereceğimize biz orada fabrika kurmalıyız. Bu, partimizin 1987'den bu yana esas aldığı temel kurallardan biri'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti