‘Herkesin bir kıyısı yok mu?
Cemre Kılıç’ın yayın yönetmenliğini üstlendiği edebiyat dergisi Kıyı’da bir yılı aşkın bir süredir okurla buluşuyor. Şimdi dergiden bir de kitap projesi doğdu: ‘Sizin Yaşamınızın Kıyısından’
Kendini edebiyata, yazının ustalarına adamış bir genç yürek Cemre Kılıç. Kıyı’Da adlı edebiyat dergisini büyük bir özveriyle hazırlıyor ve her ay okura ulaştırıyor. Dergi çıkarmanın zorluğu yetmezmiş gibi şimdi bir de kitapla çıkageldi. Bize de onu arayıp bu serüveni konuşmak kaldı.
Kıyı’Da dergisi artık bir yılı aşkın bir süredir çıkıyor. Şimdi de ilk kitap projesi “Sizin Yaşamınızın Kıyısından’ geldi. Biraz anlatır mısın, nasıl gelişti proje?
Aslında öyle güzel bir yol oluşturduk ki Kıyı’Da diye betimleyerek. Hem denizi hem de yüreğin bir parçasını bulunduran bir yan. Çok fazla dergide bulunmak isteyen, yazısı, hikayesi, şiiri, mektubu, bir anısıyla öyle güzel yürekler okuyorum ki, dergi sürecinde hepsine yer vermem biraz zor olmaya başladı. Kısıtlı sayılarda seçimler yapıyor bazen kendim de çokça daralıyordum bu konuda. Sonra hiç sınır konmadan kendi arzularınca yolladıkları hikayeleri nasıl değerlendirebilirim, bu yürek bağını daha nasıl sıkılaştırabilirim derken; derleme bir kitap projesi fikrini oturttum aklımda. Sonrasında gelen isteklerle irtibata geçerek, pekiştirdik. Hem herkesin kendini bulacağı yazılar oluşturduk hem de “Sizin Yaşamınızın Kıyısından” tam yol İLERİ diyerek kendini anlattıkları, yansıttıkları birer anı oluşturduk.
Dergiye dönecek olursak, neredeyse tüm işlerini tek başına yapıyorsun derginin. Zor olmuyor mu, nasıl yetişiyorsun?
Başlarda çok daha zordu diyebilirim. Aslında yola çıktığım bir çok insan beni yalnızlaştırdı da diyebilirim. Kişi tercihleriniz böyle bir işte inanılmaz önemli. Bilmediğim bir kulvarın girişi bende aynı zamanda Kıyı’Da. Edebiyatla, yazmakla ilgili olmayan kocaman bir kulvar bu. Temposuna heyecanımla dayanıyorum sanırım, her röportajımda ilk telefon konuşmam misali hala heyecanlanabiliyorum. Tek başına görünsem de alt yapısında çok güvendiğim dostlarım da yanımda her zaman tabii ki. En başta inanılmaz önemli diye belirttiğim tercih ilişkisinin en güzel örneği. Derginin bir elin parmağını geçmeyecek emektarı var benimle beraber. Ben tökezlediğimde bana inanan herkesin inancı var üstümde. Yani eskiden daha çoktu zorluğu, şimdi daha da normal bir hal aldı. Çoğaldıkça inanç, heyecan, doluluk beni daha da bağladı bu yola.
GÖSTERİLMEMİŞ OLANIN İZİNDE
Kıyı’Da dergisinin yola çıkış konsepti neydi peki?
Değer… Günümüzde her yanda her açıdan eksikliğini hissettiğimiz bir önem. Çok öncesinden fazla eleştirel bir gözlemle, gözetimle, araştırmayla başlayan bir yol. Değerlerimizi yansıtmak, bulup birleştirmek, değinilmemiş duygular, -yaratmak değil- olanı, gösterilmemiş olanı yansıtmak, asla popülariteye kapılmadan damağımızda unutulmuş bir şarkının ilk duyduğumuzda bize hatırlattığı o anlık gülümsetme halinin devamını istemek. Evet evet tamamen bu değeri yansıtmak. Önemi hatırlatmak…
‘Kıyı’ özel bir anlam içeriyor senin için… Bunu biraz açar mısın?
Her cümlemde yansıtıyorum sanırım, yüreğimi ağzımda taşıyorum. Sevginin gücü, kuşun kanadı, gökyüzü, Engin, Umman, mavi, devinimler… hem herkesin bir kıyısı yok mu? Demir atıp şöyle bi derinine indiği... Tam da böyle Demir attığımız o huzurlu yer. Bende hep böyle anlamı. Yüreğinin götürdüğü en ait olduğu yer.
Mezarlıklarda yaptığın ilginç söyleşiler var bir de. Tam anlamıyla söyleşi demek belki zor ama sen bu yazıları bir söyleşi tadında kaleme alıyorsun. Artık yaşamayan yazar ve şairlerle bu ‘söyleşi’leri yapmak neden ilgini çekiyor?
Okuduğum her bir kalemde kendimi bulduğum nokta öyle çok ki. Birinin aşkında, birinin tutkusunda, zamana değindiğinde, rüzgarı betimlemelerinde, gökyüzüne bakmalarında, anlayacağınız her bir anlatımına öyle merakım, öyle kendimi tamamlayışlarım, öyle keşkelerim var ki… şimdi karşımda olsa, keşke tanışma imkanım olsa, keşke o masada ben de olsaydım dediğim öyle çok an var ki… kendimce yüreklerinin (dergâhlarının) başucuna kadar gidip, konuşuyorum. Hiç keşkem olsun da istemiyorum, havasından suyundan, o anki hissimden kendim de doyuyorum. İnanın orada öyle bir hal alıyor, öyle bir his kaplıyor ki beni, öyle inançla gidiyorum, öyle inançla adım atıyorum ki kalemimde hislerimi doyuruyor. Bir nebze tanıyorum, bir nebze soluyorum aynı havayı sanki…
NAZIM VE FÜRUĞ
Başka kim var böyle söyleşi yapmak istediğin, hayalinde?
Çok uzaklarda Nazım Hikmet’e ve Furuğ Ferruhzad’a soracaklarım, konuşacaklarım, ahlarım, tonca birikimim var. Dilerim ki düşüreceğim yollarımı oralara. Yakınlarda ise en çok Ümit Yaşar Oğuzcan İle bir etmek isterim yüreğimi.
Senin edebiyat merakın nereden geliyor, biraz kendini de anlatır mısın? Senin edebiyatla kim tanıştırdı örneğin; hangi yazarları, şairleri seviyorsun, kimlerin her kitabını hemen okuyorsun?
Küçük yaşta büyümekle başladı aslında edebiyat benim için. Ailemin boşanmasıyla, babamla kaldığım evimizde, babaannemin yemeklerinden aldığım annemin yemeklerine benzetişlerimle tasviri keşfettim ben. Her fırsatta anlatıyorum bu şiirimi, 9 yaşında yazdığım ilk üçlüğümü. Yaşanmışlıkların kalemle gücünü, bir yol çizmeyi, çizdiklerimde uyaklara vararak, devrilerek en sonunda da öğrenerek kuralları, bu zamana kadar getirdim içimdeki her bir kırıntıyı. Hep türkü kulağımda, ozanlarla, aşıklarla doldurdum kendimi. Ümit Yaşar’ın, Arif’in, Cansever’in yeri bambaşkadır bende. Bir Safi, bir Rıfat, bir Durbaş, bir Altıok... dolup dolup taşmak, boşalamamak gibi onları okumak.. başkadır bende.
Başka kitap projeleri var mı?
“Tam yol İLERİ” diye başladık bu kitap serüvenine. Devam etmeyi düşünüyorum. Çok güzel etkileşim oldu, herkesin kendini bulduğu, güzel yorumlarından, bizi teşvik eden tepkilerinden çok memnunum. Bilindiği üzere kitabımız dergimizin 10.sayısı Haziran-Temmuz sayısında tüm bayilerde, daha çok taze... Ama Devamı gelecek.
Kıyı’Da dergisine nasıl ulaşıyor okur? Her yerde bulunuyor mu artık?
Sadece ilk üç sayımızda dağıtım ağımızda problemimiz vardı ama şu anda her yerde bulunabilir durumda. Market ağları, D&R, Remzi Kitap evleri… İnternet sitemiz de aktif durumda.. İstenildiğinde kolayca ulaşılabilir.
Koronavirüs salgınında bir çok sektörle beraber yayıncılık da büyük yara aldı. Dergi yayıncılığı sence artık daha mı zor?
Günümüzde yeterince zordu aslında yayıncılık alanı, ama şu anda gitgide çaba gerektiren, bütçe gerektiren, zorlayan aynı zamanda da sıkan bir zaman olacak. Herkes evinden temin etmek istiyor, biz de bu gayretle sitemizden hareketleri hızlandırmaya başladık, hareketlenme açısından YouTube videolarımızı canlı tutmaya çalışıyoruz. Biz Kıyı’Da ailesi olarak bir yumruk olduk . Aktif olunması gerekecek ve tabii ki biraz da sabırlı.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu