Hollywood afişleri onu bekliyor
Arda Aktaş sıra dışı bir görsel yönetmen, tasarımcı. Hayalleri ile gerçekler arasında köprü kuranlardan. Ona bir fikir verin ya da müzik dinletin, gerisine karışmayın. Düşlediğiniz ama söyleyemediğinizi, anlatamadığınızı size getirecektir!

Arda Aktaş son yıllarda pek çok sinema, dizi, tiyatro ve albüm için kapak ve afiş tasarımları yaptı. Ses getiren yapımlarda onun imzası var. İki yıldır da “46 Magazine” dersinin görsel yönetmeni. Peki, şimdi mi? Los Angeles’taki büyük ajanslardan biri Iconisus’tan gelen teklifi kabul etti ve artık yolcu. Heyecanlı ama biraz da tedirgin. Öyle görünüyor ki onun imzasını artık Hollywood filmlerinin afişlerinde göreceğiz. İşte hikâyesi:
- Arda Aktaş, kimdir? Ne zaman başladı macerası, bugünlere nasıl geldi?
- İstanbul’da 1985 yılında doğdum, mühendis bir anne babanın çocuğuyum. Çocukluğumdan beri en ciddi ilgilendiğim şeydi tasarım. Daha ortaokul yıllarında sevdiğim, dinlediğim gruplara kendimce ve belki de çocukça logolar yapar, kapaklar çizerdim. Lise yıllarını, derslerde not tutmak yerine her boş gördüğüm kağıda çizimler yaparak, harflerin, kelimelerin formlarıyla oynayarak geçirdim. Üniversite yıllarında daha bilinçlenmeye başladım tasarım konusunda ve giderek profesyonelleşmeye başladı bu yaptıklarım. Üniversitenin son sınıfında Ogün Sanlısoy ile tanışıp, “Korkma 07” albümünün kapak tasarımını yaparak, şu an içinde olduğum piyasaya adım atmış oldum.
- Görsel bir dünyaya hizmet etmek nasıl bir tutku?
- Yaptığım iş açısından kendimi çok şanslı görüyorum, çünkü hobi olarak başladığım ve yapmaktan büyük keyif aldığım işler mesleğim oldu. Ve daha da önemlisi bu meslek içinde de tamamen kendi tercih ettiğim taraftayım. Şu ana kadar da kendime çizdiğim yoldan hiç sapmadım. Bu noktada şunu da söylemem gerekiyor, ailemin ve özellikle babamın beni hep desteklemiş olmaları çok önemli. Bu maalesef, özellikle ülkemizde çoğu gencin en büyük çıkmazı.
- Tipografiye çok önem veriyorsun. Yaptığın işlerde ruhu da bu veriyor. Peki, nasıl bir yöntemin var, işe nasıl başlıyorsun?
- Tipografi yani yazının tasarımı ve harfler arasında yaratılacak ahenk kesinlikle çok önemli hatta grafik tasarımın belkemiği. Bir filmde müziğin, o filmin duygusuna etkisi neyse, görsel tasarımda da tipografi o! Yöntem olarak, aslında yaptığım iş her ne ise, o ihtiyacı olanı zaten içinde barındırır. Benim yaptığım onu ortaya çıkarmak ve tasarımımdaki dengeyi sağlamak. Çoğu işte olduğu gibi en zor kısım, bence başlangıç. Çünkü her seferinde karşımda yeni açılmış, beyaz ve boş bir sayfa duruyor.
- Nelerden besleniyorsun, zira görsel üzerinden çalışmak geniş bir düşsel arşiv ve hayal gücü gerektiriyor olmalı?
- Gözümün gördüğü, aklına gelecek her şey besliyor. Hani meslek hastalığı denen bir durum vardır ya, bir tasarımcı olarak benim hastalığım da her gördüğüme grafik bir anlam katarak bakmak. Fark etmesem de zihnim bu görsel dünyayı devamlı depoluyor ve ihtiyaç anında arşivimden gerek duyduğumu çıkarıp önüme sunuyor. Görsellik dışında diğer bir besin kaynağım da kesinlikle müzik.
- Albüm kapakları konusunda çok iş yaptın. Mesela müziğe bir görsel seçim ve yaratım yaparken, o müzikle nasıl bir bağ kuruyorsun?
- Her koşulda projeyle ilgili sürece hâkim olmak gerekiyor. Çoğu zaman albümdeki parçaları dinlerim. Diğer yandan çalışılan müzisyen veya grupla doğru iletişimi sağlamak ve onları anlamak gerekiyor. Karşılıklı olarak birbirini doğru şekilde yönlendirebilmek önemli. Tasarımım, tamamen ortaya çıkan iletişim ve çalıştığım projenin bana hissettirdiği duygularla şekilleniyor.
- Piyasadaki pek çok filmin afişinde senin imzan var. Görmek istediğinle, istenilen arasında ne kadar gidip geliyorsun?
- Son üç yılda yapılmış en çok ses getiren projelerde çalışma şansım oldu. Bunlar içinde en önemlisi sanırım “Yahşi Batı”. Bir kere hem Cem Yılmaz hem de Ömer Faruk Sorak’la aynı anda çalışabilmek çok değerliydi. İkisinin de yapılan işe çok saygılı bir yaklaşımı vardı. Bir tasarımcı olarak bunu hissetmek keyif verici bir duygu. Üstelik ikisi de ne istediklerini çok iyi bilen kişiler, bu da çalışırken en büyük kolaylıktı.
- Bir yandan da “46 Magazine” gibi deli işi bir oluşumun içindesin, yaratıcılarındansın. Mehmet Turgut ile bir fotoğraf kültür dergisini bugünlere getirdiniz. Nasıl bir süreçti bu?
- Üniversiteden bu yana hep dergiciliğin içinde oldum. Fakültemizde çıkardığımız dergimizle, dergi tasarımı alanında üst üste ödüller kazandım. 46’ya gelecek olursak, tamamen kendine özgü bir dergi. 46’yı sadece fotoğraf ve sanat ya da sadece popüler kültür dergisi gibi tanımlamak mümkün değil. Mehmet Turgut’la uzun zamandır birlikte çalışıyoruz. 46’nın ortaya çıkmasında sevgili Eren Erdem ve Çiğdem Yakar’ın da çok büyük katkıları var. Böylesi bir ekipten zaten normal bir dergi çıkmasını bekleyemezdiniz.
- Şimdi de yolun Los Angeles’a düşüyor. Denizlerden okyanusa açılmak gibi bir şey bu. Kafanda neler var?
- Evet, Los Angeles’taki büyük ajanslardan biri olan Iconisus’tan gelen teklifi kabul ettim ve şubat ayı sonlarına doğru, hayatımı Los Angeles’a taşıyorum. Heyecanlı olduğu kadar ürkütücü bir tarafı da var tabii bu durumun. Çünkü Los Angeles dünyanın çok önemli merkezlerinden biri ve sinema sektörünün kalbi. Oraya gitme tercihimdeki en önemli neden de bu. Şimdi oraya giderek farklı bir basamağa geçtiğimi düşünüyorum ve buradakinden çok daha fazla çalışmam gerektiği aşikâr. Babam üniversiteye hazırlandığım dönemde, şöyle bir yazı koymuştu önüme, “Başarının çalışmaktan önce geldiği tek yer sözlüktür.” Bugüne kadar, bunu hep aklımda tuttum ve çalışarak hep kendi şansımı yarattım. Bundan sonra da basamakları çıkmaya dünyanın diğer ucunda devam edeceğim.
www.twitter.com/ardaktas

En Çok Okunan Haberler
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Bozdağ, AKP’li Osman Gökçek’i yalanladı!
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Bakan Ersoy’un eşinden ‘destek’ geldi!
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı
-
Sigara fiyatlarına dev zam: Tarih verildi!