İki polis evrakta sahtecilikten yargıç karşısına çıktı

28 yaşındaki Onur Yaser Can’ın ifadesindeki maddi hataları düzeltmek için ikinci kez ifadeye çağrıldığını söyleyen polisler, “Yoğunluktan dolayı tarih ve saat hatalarında düzeltme ihtiyacı doğdu. Onun aleyhine bir değişiklik yapmadık. Eski ifadesini ona gösterdikten sonra imha ettik” dediler.

Polisler, Can’ın ilk ifadesini imha ettiklerinde ve Onur’u ikinci, üçüncü kez ifadeye çağırdıklarında tutanak tutmadıklarını söylediler. Onur’un emniyete girişinde doktor raporuna gerek duyulmadığını ifade eden polislere, “Onur’a ifadesinin bir örneğini alabileceğini söylediniz mi” diye soruldu. Onur Yaser Can’ın tüm yasal haklarını hatırlattıklarını söyleyen polisler, Onur’un üçüncü kez Emniyet’e satıcıyı teşhis etmesi için çağrıldığını belirttiler.

Aile şikayetçi oldu

Mahkeme heyeti, Onur Can’ın annesini, babasını ve kız kardeşini davaya müdahil olarak kabul etti. Polilerden şikayetçi olan baba Mevlüt Can, “Bu olay sadece iki polisin yaptığı sahtecilikten ibaret değil. Dosyada imzası olan bütün polisler yargılanmalı. Bu sahtecilik Onur’un ölümüne giden yolda önemli bir nokta. Bu sahtecilikten sonra Onur kendini şüphe altında hissetti. Bununla da yetinilmedi, ölene dek adım adım izlendi” diye konuştu. Onur Can’ın annesi Hatice Can da “Onur yaşamayı inanılmaz çok seviyordu. Bu olay olana dek hiçbir sorunu yoktu. Dosyada el yazısı notu da var. Onur gördüğü işkence nedeniyle yaşamına son verdi” dedi.

İşkenceye takipsizlik

Onur Yaser Can, esrar satın aldığı gerekçesiyle 2 Haziran 2010’da doğum gününden bir gün önce 28 Harbiye’de gözaltına alındı. İkinci kez emniyete çağrıldı ve ifadesi değiştirildi. Onur, üçüncü kez ifadeye çağrıldığı günün akşamında ise canına kıydı. Dosyadaki ifadelere göre, Onur, Emniyet’te çırılçıplak soyuldu, yüzü duvara dönük uzun süre bekletildi, yere çökertildi, öksürtüldü. Hakarete uğradı. Savcılık, işkence suçundan yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verdi.