'İleri Demokrasi' Muhalefetsiz Rejimin Adıymış!
Bir türlü anlayabilmiş değildik…
İleri komutu alan demokrasimiz, hukukla arasını açtıkça açıyordu.
Kuşkuluyduk; “hukuk yoksa demokrasi olmaz” diyorduk
Biz yanılmışız(!)…
İyi ki yapmışız bu genel seçimi, ki anlayabildik nihayet!..
Direnenlerin hepsini, Meclis’te olsalar bile yok sayan anlayışmış ilerleyen.
Devlet hukuktan kopunca tutukluluk halini kaldırmaya vekil olmak da yetmez olmuş.
Bir heykele “ucube” adını verince, iki dudak arasından çıkan emirle sanat eserinin yıkılmasını durduramayacak; ucubeleşen hukuk sistemi ve kurumları düzeltebilecek demokrasiye dair Meclis’in varlığının dışında bir şey kalmayacak kadar ileri gitmişiz…
Hiç gitmememiz gereken bir yola gittiğimiz için şimdi nereden, nasıl ve nereye döneceğimizi bilemez haldeyiz.
Bu tuhaf hal içinde hepimiz, yarımızın bu ilerlemenin mimarlarını yeniden iktidar ettiğine inandırılmaya çalışılıyoruz.
İnanacağız ki, “Bu kadar insan yanılıyor olamaz” diyebilecek şaşkınlığa da düşelim!... Diğer yarımızın “Hayır” demiş olmasını hiç dikkate almayışımız, yönetimi iktidarla özdeşleştirme anlayışımızı anlatıyor.
Muhalefeti ciddiye almayan bir toplumun demokraside ilerleyişinin(!) iktidarın sürüklediği yer kadar oluşunu yadırgamamak gerekir.
Biz iktidar olanı sevemesek de iktidara yakın olmayı sevdik; iktidarın yarısı kadar sevemedik muhalefeti.
Bu yüzden geciktik demokrasiye.
Muhalefet edenlerin tutukluluk hali ile, iktidar yanaşmalarının özgürlükleri arasında sıkıştırılan toplumda; tutukluların haklarını savunacak kaç idealist muhalif kaldı?
Y-CHP için “uyaroğlu” tabirini kullanan bir yazar; son yazısında hem Kılıçdaroğlu’na sahip çıkıyor; hem de partinin yemin etmeme kararını yerden yere vururken, muhalefeti lastik top gibi bir itip bir çekerek AKP çizgisine oturtma gayretini ortaya koyuyor…
Demokrasi muhalefet edebilmektir.
“Muhalefet edenlere güvence getiren rejimdir demokrasi” demenin bundan böyle bir anlamı olacak mı?
Bu sözlerin hepsi fırtınaları anlatıyor…
Toplum fırtınalarla uzunca bir süredir ilgilenmiyor.
Herkes hangi geminin kıyıya yanaştığına bakıyor.
Nasıl yanaştığını sormaya kalkışana da bir şekilde haddini bildiriyoruz.
Herkesin gözünü kaptan köşküne dikmiş baktığı yerde, tayfaların hiçbir önemi olmuyor…
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu