İnsan, Onur ve Şiir...
İnsan olma bilincine varanların Cumhuriyete borçlarını ödeme duygusu vicdan borcudur. Bu duyguyu taşıyanlar için insan onurunu koruma sorumluluğunun ulaştığı boyut son noktasındadır bugün. İnsan şiir gibi yaşamalı diyenlerin sorumluluğu büyüktür.
İnsanın getirildiği durum iç sızlatıyor. Düne bakıyorum ve tarihin, insanı insan olmaktan çıkaran düzenlere karşı insanın insan olma savaşımıyla dolu olduğunu düşünüyorum. Onlarca kitabında insanı, insanın durumlarını, yaşadıklarını romanlaştıran, öyküleştiren Gorki’nin “İnsan ne onurlu sözcük!” sözü bu savaşımın özeti gibidir. İnsan olma savaşımını yükselten bir insanın çığlığıdır. Sabahattin Ali’nin “İnsan olmak dokunuyor haysiyetime” demesi de bu savaşımda insanın getirildiği yere isyan eden bir aydının tavrıdır.
Kurtuluş Savaşı’yla ve Cumhuriyet devrimleriyle insan olma savaşımında aldığımız müthiş yol ne yazık ki karşı adımlarla başladığımız yerlere geldi.
İnsan yine yerle bir edilmeye başlandı. Cumhuriyetin devletini tüccar devlete, Cumhuriyetin belediyelerini tüccar belediyeye, Cumhuriyetin kurumlarını ticarethanelere dönüştüren adımlar ürkütücü boyutlara ulaştı. 60 yıldır kimi sinsi sinsi, kimi açık açık uygulanan politikalarla geldiğimiz yer insanı insan olmaktan utandıran bir yer şimdi.
Bu ne ikiyüzlülüktür? Sen insanı insan eden asıl temel olan eğitimi yok et, insanı eğitimsiz bırak, köyleri imamlara teslim et... Sen insanı insan eden üretimi bir yana itip her türlü araçla tüketimi pompala, insanları borçlandır, yoksullaştır ve sadaka toplumu yarat...
Sen kadını çarşafa sok, köleleştir, sen doğur de ve çocukları sokaklara sal... Sen insana işkenceyi layık gör, sen polis devletine dönüştürerek inanları korkut...
Sen din ticaretini meslek haline getirerek devletle kucaklaştır... Sen duygu ve vicdan sömürüsüyle cami yaptırma ve yardım toplama derneklerini örgütlü toplum olarak yuttur... Sonra tut insan onurundan söz et, kim inanır?
Atatürk, “Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir” diye uyarmış, bir devlet adamı ağırbaşlılığıyla çalışkan ve zeki olmak zorunda olduğumuzu vurgulamıştı.
Çok daha önce “Dünya dönecek cennete insanla” dizesiyle insanı güzelleyen Tevfik Fikret, “Bugünkü adımlar hazırlıyor yarını” demiş ve “Bize bol bol ziya kucakla getir: Düşmek, etrafı görmemektendir” dizeleriyle insanın aydınlatılması zorunluluğunu vurgulamıştı. Nâzım Hikmet, “Dünyanın en tuhaf mahlûku” demişti insana. Cesur dizeleriyle bu dünyadaki zulmün sorumlusunun insan olduğunu söylemişti. “Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer/ ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak/ kabahat senin,/ -demeğe de dilim varmıyor ama-/ kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!” demişti.
İnsan olma bilincine varanların Cumhuriyete borçlarını ödeme duygusu vicdan borcudur. Bu duyguyu taşıyanlar için insan onurunu koruma sorumluluğunun ulaştığı boyut son noktasındadır bugün. İnsan şiir gibi yaşamalı diyenlerin sorumluluğu büyüktür.
İnsan olma onurunun dirilmesi için, Cumhuriyetin değerleriyle bütünleşenlerin değerlerini kıskançlıkla savunmalarından başka bir seçenek yoktur.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti