"Jandarma raporu iddialarımızı doğruluyor"
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın avukatı Muzaffer Yılmaz, müvekkiline ait olduğu ileri sürülen görüntülerle ilgili olarak, ''İddiamız, başından itibaren görüntülerin kurgulandığı ve montajlandığıydı. Jandarma Kriminal Raporu bizim iddialarımızı teyit ediyor'' dedi.
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın avukatı Muzaffer Yılmaz, CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan ile bürosunda düzenlediği basın toplantısında, ''yazılı ve görsel basında çıkan ve görüntülerdeki kişilerin Deniz Baykal ve Nesrin Baytok olduğuna ve kasetin montaj olmadığına ilişkin iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu'' söyledi.
Emniyet ve Jandarma Kriminal Raporlarının hiçbir yerinde Baykal'ın isminin geçmediğini, görüntülerin Baykal'a ait olduğuna ilişkin hiçbir ifadenin bulunmadığını bildiren Yılmaz, Emniyet Kriminal Raporunda, ''14. video karesinden sonra görüntünün genelinde bir bulanıklık etkisinin oluşturulduğu, oturan erkek şahsın yüz kısmında bulanıklığın daha yoğun olduğu, bazı bölümlerin blok halinde kesilip çıkartılarak, görüntü süresinin kısaldığı'' ifadesinin yer aldığını, buna göre, ''görüntülerdeki kişinin yüzünde bulanıklık oluşturularak, bu kişinin Deniz Baykal'a benzetilmek istendiğinin açık olduğunu'' söyledi.
Şahıslara ilişkin hiçbir incelemede bulunulmadığını kaydeden Yılmaz, ''Jandarma Kriminal raporu hiçbir şekilde basına sızmazken, Emniyet Kriminal Raporunun basına eksik, yanlış ve taraflı olarak sızdırılmasının ve bunu bazı basın yayın organlarının da ciddiye alarak, haberleştirmesinin son derece ilginç olduğunu'' ifade etti.
Bu durumun bazı şüpheleri akıllara getirdiğini söyleyen Yılmaz, buna ilişkin açıklamayı hükümetin yapması gerektiğini belirtti.
''Amaç aynı"
Yılmaz, ''Emniyet Kriminal Raporunu yanlış ve yanlı basına sızdıranlarla, kaseti internet ortamına düşürenlerin amacı aynıdır. Aynı yerde yer almaktadırlar. Bunun bulunması çok zor olmasa gerek. Emniyet'in Kriminal Raporu, Emniyet içindeki çeşitli birimleri gezen rapor değildir. Hazırlanıp, direkt savcılığa verilmesi gereken rapordur. Kim, ne şekilde, kimi yerleri kesip de basına servis yaptı, bunun araştırmasının yapılması gerekir. Bunu bekliyoruz'' dedi.
Yılmaz, Jandarma Kriminal Raporunun, Emniyet Kriminal Raporuna göre daha ayrıntılı ve teknik bilgiler içerdiğini bildirerek, bunun, kendi iddialarını doğruladığını söyledi.
Jandarma raporunda, ''görüntü karelerinde yer alan şahısların tespitine yönelik gerekli yüz detayını elde etmenin teknik olarak mümkün olmadığı ve görüntülerin kurgulandığının'' yer aldığını belirten Yılmaz, Jandarma Kriminal Raporundaki, ''(c) maddesinde, 375. karede yer alan erkek şahsın göğüs hizasında bulunan sol kolunun 376. karede ani bir şekilde bel hizasına kadar indiği ve bu kareden itibaren görüntü netliğinin bozulduğu, bunun ise görüntü işleme yazılımı kullanmak suretiyle görüntü dizisi içerisindeki bazı karelerin çıkarılması ve görüntüyü bulanıklaştırmaya yönelik süzgeç uygulamasından kaynaklandığı...'' ifadelerini okudu.
Yılmaz, ''Bunu yayınlayanların amaçları belli. Eğer görüntüdeki kişi Deniz Baykal ise görüntü bulanıklaştırma gibi bir şey yapmalarına gerek yok. Yüz ifadelerini çok net olarak vermeleri, tartışmayı bitirmek için yeterli olurdu. Oysa, tamamen benzetilmeye çalışıldığı, raporda da doğrulanıyor'' diye konuştu.
Rapordan bölümler
Yılmaz, daha sonra rapordan şu bölümleri okudu:
''1733. kareye kadar, erkek şahsın sağ gömlek kolunun uzun olarak görüldüğü, 1736. karede, şahısların hareket ve konumlarının ani bir şekilde değiştiği ve görüntüde bozulmalar meydana geldiği, 1744. karede ise söz konusu sağ gömlek kolunun dirsek hizasına kadar kıvrılmış olduğu, bunun ise görüntü işleme yazılımı kullanmak suretiyle başka bir görüntü dizisinin eklenmesinden kaynaklandığı,
1736. karede, görüntüde meydana gelen bozulmaların (ç) fıkrasında belirtilen görüntü dizilerinin birleştirilmesi işlemlerinin anlaşılmasını engellemek amacıyla, görüntü işleme yazılımı kullanmak suretiyle süzgeç uygulamasından kaynaklandığı,
2658. karede, herhangi bir şahsa ait görüntü yer almadığı, 2659. ve 2660. karelerde, ani bir şekilde erkek şahsın görüntüye girdiği ve yine 2661. karede ani bir şekilde görüntüden çıktığı, bunun ise görüntü işleme yazılımı kullanmak suretiyle, görüntü dizisi içerisindeki bazı karelerin çıkarılmasından ve/veya eklenmesinden kaynaklandığı,
4440. karede, komodin diye tabir edilen dolabın önünde, hafif eğilmiş vaziyette duran erkek şahsın 4441. karede, ani bir şekilde tam olarak eğildiği, bunun ise görüntü işleme yazılımı kullanmak suretiyle görüntü dizisi içerisindeki bazı karelerin çıkarılmasından kaynaklandığı ve bu nedenlerden dolayı söz konusu görüntülerin kurgulandığı,
Mevcut görüntü karelerinden 4. maddenin (c) fıkrasında belirtilen ve bulanıklaştırmaya yönelik filtre uygulanmadığı kanaati verilen 375. karedeki erkek şahıs haricinde, diğer tüm görüntü karelerinde yer alan şahısların tespitine yönelik gerekli yüz detayını elde etmenin teknik olarak mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.''
''Jandarma raporu iddialarımızı teyit ediyor"
Yılmaz, görüntülerdeki kopyalama ve yapıştırma kısımların anlaşılmaması için ayrı bir sistem kullanıldığının, bunun da görüntü kalitesini bozduğunun raporda vurgulandığını anlatarak, ''İddiamız, başından itibaren görüntülerin kurgulandığı ve montajlandığıydı. Jandarma Kriminal bir kez daha bizim iddialarımızı teyit ediyor'' ifadesini kullandı.
''Karalama ve iftira kampanyasının devam ettiğini'' söyleyen Yılmaz, konunun sürekli olarak, birilerince basının gündemine getirildiğini kaydetti.
Şu anda mağdur olanın Deniz Baykal olduğunu ifade eden Yılmaz, ''Bu işi yapan kişiler amaçlarına ulaşmışlar ve sonuç elde etmişlerdir. Burada önemli olan, bu tip olayların herkesin başına gelebileceğidir. Tekniğin bu kadar ileri düzeyde olduğu bir durumda herkes için böyle bir montaj kaset üretilebilir ve herkes karalanabilir. Bu konuda herkesin hassasiyet göstermesine inanıyorum'' dedi.
Yanlış haberlerle ilgili hukuki haklarını kullanacaklarını bildiren Yılmaz, Emniyet Kriminal Raporunun basında yer almasına ilişkin bir soru üzerine, şöyle konuştu:
''Bizim basından öğrenip, raporu bugün elde etmemiz, Emniyet'in de basına daha önce sızdırmış olması kabul edilemez. Bu şunu göstermektedir, aslında iftira kampanyası atanlarla, karalama kampanyası yapanların, montaj kasetini burada, bilgisayarda kamuoyuna sunan kişilerle Emniyet raporunu sızdıran kişilerin aynı olduğunu göstermektedir. Bu da basit bir olay olmadığını, bir çete işi olduğunu göstermektedir. Bunu Emniyet içinden sızdıran kişiyi bulmak da Emniyet'in, İçişleri Bakanının ve Sayın Başbakanın görevidir.''
Bir soru üzerine, Emniyet Kriminal Raporunda, ''görüntülerdeki kişinin Deniz Baykal olduğuna dair net bir kavram bulunmadığını'' söyleyen Yılmaz, önceki basın toplantılarının ardından, görüntülerdeki kişinin Deniz Baykal olup olmadığının kopya kaset üzerinden belirlenemeyeceği yönünde açıklamalar yapıldığını anımsattı. Bunun doğru olduğunu ve kopya kaset üzerinden, görüntüdeki kişinin Deniz Baykal olduğunun söylenemeyeceğini ifade eden Yılmaz, ''Emniyet Raporunda, görüntülerdeki kişinin Sayın Baykal olduğuna net bir ifade bulunmadığını söylediniz. Muğlak bir ifade mi var?'' sorusuna, ''Muğlak dahi ifade yok'' karşılığını verdi.
''Baykal, başından itibaren komplo ve montaj olduğunu söylüyor"
Yılmaz, bir gazetecinin, ''Deniz Baykal, ilk açıklamasında, komplo olduğunu söylemişti, ama 'Görüntüler bana ait değil' dememişti. Siz de bu yönde açıklama yapmamıştınız. Bugün, görüntülerin Baykal'a ait olmadığı söyleniyor'' sözleri üzerine, ''Konu o dönemde Savcılığa intikal etmişti. Bu konuda devletin birimlerinin hızlı hareket etmesi gerekiyordu. Çünkü bu komplo herhangi bir kişinin değil, ana muhalefet partisi liderinin başına gelmişti. Eğer çok hızlı hareket edilmiş olsaydı, bugün elimizde olan bu raporlar o gün elimizde olsaydı, belki siyasi hayat daha farklı gelişecekti. Deniz Baykal başından itibaren komplo ve montaj olduğunu söylüyor'' diye konuştu.
Görüntülerin nasıl kaydedildiğine yönelik bir soru üzerine Yılmaz, rapordan şu bölümü okudu:
''Bu tür görüntü kayıtları, aşağıdaki yöntemler kullanılarak, elde edilebilmektedir. (a) Kayıt medyası kullanılan, video kaseti, dahili hafıza ve benzeri video kameralarla. (b) Video ve veri sinyallerini yüksek radyo frekans sinyallerine dönüştürüp, hava boşluğu vasıtasıyla bir alıcıya iletip, tekrar video ve veri sinyallerine dönüştürmek suretiyle görüntüleyen sistemler, mikrodalga, kızılötesi, lazer ve benzeri kullanılarak elde edilebilmektedir. (c) Görüntüler üzerinde kayma, titreme ve benzeri bozulmalar, kasetlerin manyetik bantları üzerindeki manyetik etki sağlayan partiküllerin bozulması ya da kameranın kayıt kafasındaki toz veya çiziklerden kaynaklanabileceği gibi yüksek radyo frekans sinyallerini kullanan sistemlerde, alıcının radyo frekanslarını, bir engelle karşılaşması sebebiyle tam olarak algılayamamasından da kaynaklanabilmektedir. Ayrıca bu tür bozulmalar, görüntü işleme vasıtalarıyla çeşitli süzgeçler uygulanarak da oluşturulabilmektedir. Bu nedenlerle söz konusu görüntülerin hangi yöntemle kaydedildiğinin tespiti teknik olarak mümkün olmamıştır.''
Yılmaz, ''Olayın geçtiği iddia edilen yerle ilgili inceleme yapıldı mı?'' sorusuna ''Yok efendim'' karşılığını verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev