Kadına hakaret 'görev' oldu

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, başkentteki Hopa eylemine katılan ve polis tarafından kalçası kırılan Halkevleri MYK Üyesi Dilşat Aktaş için Konya mitinginde “Polis panzerine tırmanan kız mıdır, kadın mıdır bilemem” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verdi.

Kadına hakaret 'görev' oldu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.09.2011 - 07:32

Başsavcılık, Erdoğan hakkındaki suçlamanın “görevlerine ilişkin” olduğunu belirterek, bunu ancak Meclis’in soruşturabileceğine işaret etti. Aktaş’ın avukatı ise Erdoğan’ın sözlerinin göreviyle ilgili değil, “kişisel suç niteliğinde” olduğunu, bu nedenle fezleke hazırlanması gerektiğini kaydetti.

Kadına şiddetin arttığı ve çözüm arayışlarına girildiği bir dönemde, Ankara Başsavcılığı’ndan tartışmalı bir karar geldi. 31 Mayıs günü AKP Ankara İl Başanlığı önündeki Hopa eylemine katılan Dilşat Aktaş, kendisini 4 Haziran’daki Konya mitinginde “Kız mıdır, kadın mıdır bilemem” diye hedef alan Başbakan Erdoğan hakkında yapılan suç duyurusunda bulunmuştu. Başvuruyu inceleyen Cumhuriyet Başsavcıvekili Nuri Yiğit, Başbakan Erdoğan hakkında kamu adına soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verdi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı hakkında isnat edilen suçlamanın “görevi sırasında ve görevlerine ilişkin” bulunduğu belirtilen kararda, “Anayasanın 100. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 107. maddelerine göre Başbakan ve bakanlar hakkındaki soruşturma yetkisinin TBMM’ye ait olduğu” kaydedildi. Kararda, Başsavcılığın bu sıfata sahip kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisinin bulunmadığı öne sürüldü.


Aktaş itiraz etti

Dilşat Aktaş ise takipsizlik kararına Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti. Cumhuriyet’e konuşan Aktaş’ın avukatı Sevinç Hocaoğulları, Erdoğan’ın söz konusu ifadeleri, 12 Haziran seçimleri için AKP tarafından düzenlenen Konya mitinginde, partisinin genel başkanı olarak yaptığı konuşma sırasında kullandığını anımsattı. Hocaoğulları, “Bu nedenle kendisine isnat edilen suç göreviyle ilgili değil kişisel bir suçtur” dedi.

Hocaoğulları, Başbakana yönelik kişisel suç niteliğindeki iddialarda yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin olarak düzenlenecek fezlekeye bağlı evrakın, TBMM Başkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan’ın hakaret suçunu binlerce insana hitap ettiği ulusal kanallar tarafından canlı yayınlanan partisinin mitingi sırasında alenen işlediğini dile getiren Hocaoğulları, şunları kaydetti:

“Bu koşullarda kişisel suç niteliğindeki bu fiili nedeniyle delillerin tam olarak toplanarak yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle dosyanın TBMM’ye gönderilmesi gerekirken, isnat edilen suçlamaya ilişkin ‘başbakanın göreviyle ilgili’ nitelemesi yapılarak soruşturmaya yer olmadığına  karar verilmiştir. Hukuksal dayanağı olmayan bu karar ile Başbakan Erdoğan yasama dokunulmazlığı kalkanıyla korunarak hukuk devleti ilkesi ihlal edilmektedir.”

Avukat Hocaoğulları, toplumda “kız mıdır kadın mıdır” ibaresinin bir kadının namusunu ve ahlâkını sorgulatmak, aşağılamak için kullanıldığını belirterek, “Bir kadının bekaret durumuna ilişkin yürütülen bu tartışmanın halk dilindeki tek kullanım biçimi hakarettir. Başbakan, Dilşat Aktaş için kullandığı bu ifadeyle müvekkilime ve genel olarak kadınlara yönelik şiddeti haklı gösteren bir açıklama yapmış ve toplumda müvekkilin şiddet görmesinin haklı olduğuna yönelik bir inanç oluşturmaya çalışmış, bununla birlikte müvekkili ailesinin nezdinde namusunun sorgulandığı bir pozisyona sokmuş, böylelikle, alenen müvekkile hakaret etmiştir” dedi.


Çiçek’in genelgesi

Öte yandan dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 2006 tarihli bir genelgesinde konuya açıklık getiriyor. Genelgede, görevde bulunan veya görevinden ayrılan Başbakan ve bakanlar hakkında “Bakanlar Kurulu’nun genel siyaseti veya Bakanlıkların görevleriyle ilgili olarak” yapılan şikâyet ve ihbarların ancak Meclis’in soruşturabileceği belirtiliyor. Ancak Başbakan ve bakanlar hakkındaki “kişisel suç niteliğindeki iddialarda ise” yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin fezleke düzenleneceği ve evrakın, TBMM’ye sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderileceği bildiriliyor. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi, Erdoğan’ın sözlerine “kişisel suç” derse, Başbakan hakkında fezleke hazırlanacak.

Mahkeme “görevle ilgili” derse, anayasanın 100. maddesine göre, Başbakan veya bakanlar hakkında, TBMM üye tamsayısının en az onda birinin (55 vekil) vereceği önerge ile soruşturma açılması istenebiliyor. Bu durumda Meclis soruşturması için 55 millevekilinin önerge vermesi ve bunun Genel Kurul tarafından kabul edilmesi gerekiyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler