Kandil'den Öcalan'a 3 sayfalık mektup
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı sürecinde gelinen noktayı değerlendirdi. Demirtaş, "Süreçte yolun yarısına geldik. Öcalan'ın yol haritası Nevruz'da açıklanacak" dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorunun çözümü konusunda, uygulamaya dönük henüz hiçbir adım atılmamasına karşın, “yolun yarısına” gelindiğini ve bu noktanın çok önemli olduğunu belirtirken, bundan sonraki süreçte “Türk devleti ile Kürtler” arasındaki ilişkide “stratejik değişiklik” olacağını, Abdullah Öcalan’ın da Nevruz’da bu stratejik değişiklik çağrısını yapacağını söyledi. Demirtaş, Kandil ve BDP’nin 3’er, PKK’nin Avrupa kanadının 7 sayfadan oluşan mektubunun Abdullah Öcalan’a iletildiğini açıkladı.
BDP Genel Başkanı Demirtaş, geçen hafta geçirdiği rahatsızlığı nedeniyle hastaneden taburcu olduktan sonra dün ilk kez bir grup gazeteciyle sohbet toplantısında Demirtaş, İmralı’ya 3. heyet konusuda 2 gündür hükümetten yanıt beklediklerini ancak henüz kendilerine iletilmiş bir yanıt olmadığını anlattı. Taleplerinin “eşbaşkanlar ya da olmazsa mevcut heyetin gitmesi” yönünde olduğunu ifade eden Demirtaş, “Heyette kim olacağının bir önemi yok. Ama sanırım bu görüşme Nevruz’dan önce gerçekleşecek, gerçekleşmek de zorunda. Çünka Öcalan Nevruz’da çağrı yapmaya hazırlandığını belirtmişti. Bu hazırlığın tamamlanması için mektupların gitmesi lazım ki cevapları hazırlayabilsin, heyet gidip gelmeli ki bu çağrıyı Nevruz’da yapabilsin” dedi. Demirtaş’ın diğer önemli değerlendirmeleri şöyle:
16 Haziran’da çekilme başlayacak mı?: En azından bu kısmı ile ilgili kesinlikle yanlış olduğunu söyleyebilirim, geri çekilme 16 Haziran’da tamamlanacak. Bir kere bunun mantığı yok. Şimdi koşarak mı çıkacaklar, 16’sında çıkamayan kalacak mı? O nedenle bir gün koymak mantıklı değil. Mutlaka hükümet ile Öcalan arasında bir takvimlendirme vardır, ama bizim bilgimiz yok. Öcalan’ın yazacağı mektubu ya da taslağı, bizim heyetimiz gitmeden görme şansımız yok. 3. Heyet gidecek Öcalan ne çağrı yapacak, takvim olacak mı o zaman görülecek.
BDP “yeni anayasa” götürecek: (BDP’nin Öcalan’a mektubunaun sorulması üzerine) :BDP ve DTK ve görüşme yaptığmız tüm çevrelerin ortak kanaati şudur ki, Kürt demokratik legal siyasetin tüm kurumları tereddütsüz bir şekilde sürecin arkasındadır. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda anayasa, yasa komisyon önerilerinde nasıl yaklaştığımızı belirttik. Şu ana kadar parlamentoya tüm partilerin sunduğu tüm anayasa teklifleri götürmek istiyoruz, bir dosya halinde hazırladık. Bölgesel idari yönetim teklifimiz bunun içindedir.
4. Paket değişmeli: Bu süreçle ilgili bir paket değil, öncesinde hazırlandı ama bu bürece denk geldi. Bizim de beklentilerimiz var ama bu süreçten önce hazırlandı. beklentimiz sadece kck tutuklularının çıkması lazım. türkiyede bağımsız tarafsız yargı paketi çıkması lazım. Bakanın kendisi de söylüyor biz AİHM için çıkarıyoruz diyor. Bir defa da halk için paket çıkarsaydınız. Biz artık halk ne istiyorsa o çıksın diyoruz. O nedenle paket çok yetersiz, değişme ihtimali vardır, değişmeli de.
Stratejik değişiklik çağrısı: Silah meselesi önemli kritik bir konu. Kamuoyundaki hükümetteki beklentileri çok iyi anlıyorum. Bu eylemsizlik, geri çekilme silah meselesi konjonktürel olarak kanın durması açısından çok önemli. Bu beklentilerin artık hayat bulması gerekiyor. Fakat bunun ötesinde stratejik bir değişiklik dönemine giriyoruz diye düşünüyorum. Sadece cumhuriyet dönemini düşünsek bile Kürtler ve Türk devleti arasında, muazzam bir gerilim çatışma isyan katliam ilişkisi vardır. Bu, bölgedeki bütün Kürtlerle Türk devletine arasına da sirayet etmiş bir ilişki tarzı. Şimdi bütün bu Kürtlerle Türk devleti arasındaki ilişki tarzı bir değişikliğe uğrayabilir mi? Yani şimdiye kadar birbirini yıpratan birbirine karşı çatışan çatışma dil kullanan savaş araçları kullanan bir ilişkiden çıkıp, iki tarafın da kazanabileceği yeni bir ittifak anlayışının gelişebilir mi? Önemli olan budur. Ateşkesler, geri çekilmeler vs. bu stratejik değişikliğe hizmet eden şeyler olabilir ancak. Hükümetin de yaklaşımlarının veya açıklamalarının bu değişikliğe kendini hazırladığı gösteriyor. Sayın Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyareti, hükümet tarafındaki sorumlu kişilerin yaptığı açıklamaları da bunu gösteriyor. Öcalan’ın, Nevruz’la birlikte bu değişikliği yaratabilecek bir çağrı olmasını bekliyoruz.
Mektuplar ulaştı: Mektuplar Kandil’den ve Avruap’dan bize ulaştı. Heyet gitmeden İmralı da hazırlık yapılması için yetkililere teslim ettik. Dün itibarıyla ulaşmış olması lazım. KCK’nin cevabı Murat Karayılan imzasıyla ve 3 sayfa. Avrupa’dan 7 sayfa, biz de yaklaşık 3 sayfalık bir mektup gönderdik. Öcalan’ın çağrısı muhtemelen Nevruz’da okunacak. Bun Leyla Zana da okuyabilir başka bir arkadaş da okuyabilir.
Doğrudan temas: Üçüncü heyetin de gitmesiyle bizim açımızdan trafik büyük ölçüde tamamlanmış olur. Ayda yılda bir heyetin gidip zorluklarla yürüteceği bir süreç ilerlemez. Bundan sonra eğer gerçekten yeni bir süreç başlayacaksa çok daha hızlı mekanizmaların devreye girmesi gerekebilir. İmralı’nın çalışma koşulları, imkanları artırılabilir. Karayılan açıklamasında da belirtiyor, doğrudan demas istiyorlar.
Meclis, çekilmesin kalsın diyemez: Öcalan’ın, çekilmenin Meclis kararıyla olması çağrısını yaptığı ihtimali üzerinde konuşacak olursak; 30 yıldır Türkiye’de silahlı olarak bulunan bir örgüt var ve bu örgütün lideri “Türkiye’nin sınırları dışına çıkın, parlamento da bunu desteklesi” diyorsa parlamentoda partiler “yok kardeşim ülkemiz içinde kalsın” diyorsa o günden itibaren sorumlu o partilerdir. Bu vebalin altına kim girebilir. Ben CHP’nin vebalin altına gireceğini düşünmüyorum.Hangi MHP’li ülkenin Doğusu’nda yaşayan insanları öldürmek ister ki. Çözüm için sadece liderlerin cesareti yetmez parlamentonun çok cesur olması lazım.
Yolun yarısına gelindi: Gelinen nokta önemlidir. Buraya gelmek Türkiye’de çok önemli, daha önce bu noktaya hiç gelinmedi. 8 kamu görevlisi bırakıldı bir adım da değil bir jest olarak ifade edildi. Henüz hiç bir adım atılmadı ama bence yolun yarısına gelinmiş oldu. Bundan sonraki yarısında halkın inanacağı güeveneceği adımların atılması lazım. Bu görüşmeler yaklaşık 6 aydır yürüyor. Ama bu süreçte Başbakan idam ipini eline aldığında biz de dedik ki Öcalan’ın heykelini dikeriz. Bu sembolik bir şeydi.Hükümet de idam üzerinden siyasetini yürüttü.
Toplum hazır: Ben bu süreçte toplum hazır değil kısmına katılmıyorum. Bu ülkeye barış gelecek diye yüzde 15- 20lik kesimi rahatsızsa, onlar rahatsız kalmaya devam etsinler. Onları ikna etme gibi bir çabamız da olmayacak. Onların rahatsızlık nedenleri bana göre haklı değil, biz bildiğimiz yoldan yürüyeceğiz. O insanlar da BDP’den ikna edilmeyi beklemesinler. Çünkü bu ülkede 50 bin insan öldü bunların 40 bini Kürt’tür, ağlayan sadaece şehit anaları değildir, 40 bin Kürt anasıdır.
Erdoğan kraldan yetkili: Başkanlık sistemi, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunulduğunda biz de tartışılmasınıdestekledik, CHP MHP karşı çıktı. Yaklaşık bir ay komisyon tıkandı. Dolayııyla BDP’nin bu konudaki tutumunda Öcalan görüşmesi öncesi sonrasına göre bir değişiklik yok. Şu andi uygulanan model kesinlikle değişmeli, ademi merkezi yönetim sistemine geçilmesi lazım. Bu, başkanlıkla da olur parlamenter rejimle de olur. Başkanlığı “tek başına diktatörlük” deyip sayfayı kapatmak olmaz. Şu anda Tayyip Erdoğan ABD Başkanı’ndan daha mı az yetkisiz. Bence arap ülkelerindeki krallardan daha yetkili. Bundan rahatsız değiller de başkanlık sistemi deyince “vay efendim” diyorlar.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu