'Keçi gribi değil, mevsimsel grip'

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türk Kızılayının yürüttüğü ''1 Milyon İyi İnsan Aranıyor'' güvenli ve gönüllü kan bağışı davranış değişikliği kampanyasında, kan bağışında gelinen nokta ve 2011 yılı hedefleri konusunda Türkiye Kızılay Derneğinde düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Kızılayın projesi öncesinde, 1 milyon 200 bin ünite olan ülkenin kan ihtiyacının ancak 300 bininin karşılanabildiğini hatırlattı.

Kan bağışının düzenli olmasının önemine işaret eden Akdağ, bunun, bağışçıların sürekli ve düzenli kan vermesini gerektirdiğini söyledi.

Kızılayın yürüttüğü çalışmalarla bugün artık kan bağışlarının bir milyon üniteyi geçtiğini anlatan Akdağ, bunun ihtiyacın yüzde 60'ını karşıladığını, 2011 yılı hedefinin ise 1 milyon 350 bin ünite olduğunu belirtti.

Halkın duyarlılığının bu noktada büyük önem taşıdığını vurgulayan Akdağ, ''Bütün vatandaşlarımızı gönüllü, düzenli kan bağışçısı olmaya davet ediyorum. Bu, sağlık açısından da yararlıdır'' diye konuştu.

Ülkede kan toplama görevinin Sağlık Bakanlığı'na ait olduğunu, güvenilir bir kurum olmasından dolayı bu yetkiyi Kızılaya verdiklerini kaydeden Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Modern tıp bilgileri ışığında, toplanan kanın tam kan olarak kullanılması nadirdir. Tam kanın işlemden geçirilmesi, hastalara bileşenlere ayrılan kan ürününün verilmesi gerekir. 1997 yılında yüzde 96 oranında tam kan veriliyordu. Bu oran 2010 yılında yüzde 6'ya düştü. Bugün artık kan ürünlerini bileşenlere ayırıp verebiliyoruz.''

Bakan Akdağ, kan hizmetleriyle ilgili eğitimler verildiğini, 8 yılda ülkenin büyük bir ilerleme kaydettiğini, büyük işlerin başarılabileceğinin görüldüğünü söyledi. Sağlık alanında da önemli çalışmalar yapıldığını belirten Akdağ, sayıları yetersiz olmasına rağmen sağlık çalışanlarının buna katkısının büyük olduğunu vurguladı.

Bu gelişmelerden önce kırsal bölgelerde hasta nakli ve kan temini ile ilgili sorunlar yaşandığını hatırlatan Akdağ, artık bunların yaşanmadığını, acil sağlık hizmetlerinde büyük ilerleme kaydedildiğini bildirdi.

Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine güvenli kan temini projesi için yola çıktıklarını belirterek, 2010 yılı hedeflerine çok küçük bir farkla ulaştıklarını söyledi.

2012'de ülkenin ihtiyacı olan 1 milyon 800 bin ünite kanı toplama hedefleri olduğunu kaydeden Küçükali, bunun için halen yüzde 1.5 olan kan bağışı oranını, Avrupa ülkelerindeki gibi yüzde 5'e yükseltmeyi planladıklarını bildirdi.

Akdağ, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Nişasta bazlı şekerle ilgili tartışmalar konusundaki bir soru üzerine Akdağ, ''Komisyon ön çalışmalarını tamamladı. Raporu bu ay içinde sunabilecekler. Dünyada bununla ilgili yapılan çalışmaları ve kanıta dayalı bulguları sunacaklar'' dedi.

Komisyonda, endokrinologlar, epidemiyologlar ve beslenme uzmanları gibi konuyla ilgili bilim adamlarının bulunduğunu ifade eden Akdağ, bu gibi tartışmalar yapılırken uzmanların görüşlerinin dikkate alınmasının büyük önem taşıdığına işaret etti.

Şekerin hangi türü olursa olsun fazlasının zararlı olduğunu vurgulayan Akdağ, ''Bu tarz tartışmalar bu ana gerçeğin gözden kaçırılmasına yol açabiliyor. Aynı şey kanser konusu tartışılırken de oldu. Bu konuda da asıl mesele sigaradır. Halkın kafası karıştırılmamalıdır'' şeklinde konuştu.

Akdağ, güvenli kan temini ile ilgili bir soru üzerine de kan bağışının bu noktada öneminin ortaya çıktığını, acil kan verilmesi yerine, Kızılay tarafından temin edilen, gerekli testlerden geçirilen kanın kullanılmasında yarar bulunduğunu söyledi.

Sezaryenle doğum oranlarının düşürülmesi konusunda bir başka soruya karşılık Akdağ, normal doğumun teşvik edilmesine yönelik program uygulandığını anlattı.

Bu programla ilk doğumlar için adlandırılan ''birincil doğumlar''daki sezaryen oranlarındaki artışın durduğunu, hatta küçük bir düşüş meydana geldiğini açıklayan Akdağ, bebek bekleyen ailelerin bu konuda duyarlı olmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Halk arasında ''sezaryenle doğumun daha iyi olduğuna'' dair yanlış bir kanaat oluştuğunu, hekimlerde de bu yönde bir eğilim olduğunu ifade eden Akdağ, sezaryenle doğum önerisi alan hastaların bunu sorgulamasını istedi.

Artık sezaryenle doğum için hastadan bir rıza formu alındığını, bu formlarda uyarıların yer aldığını ifade eden Akdağ, ''Sezaryen bir ameliyattır. Doğum normal yolla yapılır. Sezaryen ancak mecbur kalındığında yapılmalıdır'' diye konuştu.

''Keçi gribi'' ile ilgili soruyu da yanıtlayan Akdağ, bu konuda Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi gibi yetkin kuruluşların açıklamalar yaptığını, Türkiye'deki grip vakalarının her yıl görülen normal grip vakaları olduğunu söyledi.

Akdağ, ''Türkiye'de şu anda görülen mevsimsel griptir. Keçi gribinde bakteriler etkilidir, oysa Türkiye'de görülen gripte etken normal grip virüsleridir'' bilgisini verdi.
Akdağ, kronik hastaların, risk grubundakilerin ve ileri yaşlardakilerin gribe karşı aşılanması gerektiğini, bunun devlet tarafından ödendiğini, ayrıca gripten korunmada ellerin sık sık yıkanmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.