Kılıçdaroğlu iki konuda devam kararı aldı

Kılıçdaroğlu iki konuda devam kararı aldı

Kılıçdaroğlu iki konuda devam kararı aldı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.11.2015 - 06:58

AKP’nin, bir süredir kaybettiği “iki kişiden birinin oyunu alan parti” unvanını yeniden kazandığı dünkü seçimde CHP de, “Dört kişiden birinin oyunu alan parti” konumunu korudu. Koalisyon isterken, “AKP’nin dayatması” olarak gördüğü seçime zorunlu olarak girdi. İktidarın oyunu artırması karşısında gözler muhalefet partilerinin liderlerine dönerken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi konumu ve partideki değişim konusunda “devam” kararı aldı.

CHP, 2010’da Deniz Baykal’ın beklenmedik bir anda gidişiyle başladığı Kılıçdaroğlu liderliğindeki yolculuğunda dün 1’i referandum olmak üzere 5’inci seçimini yaşadı. Geriye doğru seçimlerin tamamında yüzde 25’ler bandıyla Türkiye’nin dörtte birinin oyunu alan parti dünkü seçimden durumunu koruyarak çıktı. Aslında CHP açısından anlamları üzerinde durulması gereken seçimler 7 Haziran seçimleriydi. İdeolojik renkleri azalan ama yıllardır partinin eksikliği olarak görülen emekliler ve asgari ücretliler başta olmak üzere sokağın taleplerine yer veren bildirgesiyle fark atmıştı. Buna bir de kendi içindeki örgütsel rahatsızlıklara karşın parti için demokrasi açısından önem taşıyan milletvekillerinin yüzde 80’ini önseçimle belirleme gibi bir de avantaj eklemişti. Seçimden yine yüzde 25’in oyunu alarak çıkmıştı ama asıl başarısı bağımsız uzmanların değerlendirmesiyle, “CHP’nin asıl başarısı asla bu partiye oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranını azaltması” olmuştu.

Zoraki seçim

Ve 8 Haziran’dan sonra da çokça söylenen şekilde “hata yapmadı” CHP. “Seçmen iradesine saygılıydı.” Bu nedenle “kurmayacağını bile bile” ve 13 yıldan sonra çok zor olsa da AKP ile koalisyon kurmaya hazırladı kendisini. Uzlaşmacılığın önde gideni oldu. Hatta eleştirildi bile. Bu yüzden ciddi ciddi “AKP size koalisyon önermediğine göre 35 gün neden oyalandınız” fırçaları da yedi. Sustu, bekledi. En sonunda aslında beklediği gibi “Davutoğlu’na koalisyon izni çıkmadığı için” 1 Kasım’da seçim kararı alınınca, “zoraki” olarak sahaya çıktı. Tam seçmene “400 vekil istediler vermediniz. Size kan, gözyaşı ve ölüm verdi” diyerek mitingleri başlattığı anda Ankara katliamı oldu. Sonra mitingler yapılamaz oldu, bir ton düşmeler, ilçelere gitmeler, fazla kalabalıklar ve heyacan yaratmalardan uzak durmalar zorunlulukları hissetti. “Her parti tek başına iktidarı ister ama gerçekçi olalım yine koalisyon olacak gibi bu kez kuracaklar mecburuz” diyerek seçimi tamamladı.

Tek itirazı

Kılıçdaroğlu için, bildirge, önseçim ve uzlaşmacı tavır üstünlüğüne karşın seçimden yüzde 25’le çıkmaları şoke edici olmadı. Hatta kamuoyuna açıklamalarında söylemese de partisinin “gönül desteğinin” daha fazla olduğunu düşünmesine karşın oy olarak en fazla 2-3 puan artabileceğini yazılmamak üzere söylemişti. AKP’nin yine 7 Haziran’dan daha az oy almayacağını düşünüyordu. Bu nedenle hatta en önemli itirazını yapıyordu: “Kocaeli, Karabük gibi AKP döneminde üzerlerindeki sömürü kat be kat artan işçi şehirlerinde bile AKP’nin bu kadar oy almasına hayret ediyorum.”

Allende’nin vasiyeti

Şili’nin 1973’de Pinochet darbesine direnirken öldürülen Sosyalist lideri Allende’ye ait bir anekdotu burada paylaşmalıyım. Aslında Allende 1950’lerden itibaren ülkesinde sağ iktidarlara karşı sosyalistlerin, muhalefetin adayı olarak tüm seçimlerde başkan adayı oluyor. Ancak sağ seçmenin üstün olduğu ülkede üstüste belki de 7-8 seçim kaybediyor. Ta ki 1970’de başkan seçilinceye kadar. Başkan seçildikten sonra en büyük oy aldığı kesim olan Şilili bakır işçileriyle bir sohbetinde bu siyasi mücadelesini anlatırken şöyle diyor:

“Ben öldüğümde mezar taşımda Şili’nin gelecekteki cumhurbaşkanı yazılmasını isterim.”

Şimdi ne olacak

CHP açısından yerinde saymanın kabul edilebilecek bir yanı yok. Kılıçdaroğlu da bunun farkında. Ancak Kılıçdaroğlu seçim sonrası iki karar birden aldı. Birincisi kendi konumu açısından devam dedi. İkincisi de liderliği döneminde CHP açısından yaşanan değişimler de sürdürülecek. Önünde zaten takvimli eğer öne çekilmezse Aralık ayında olağan kurultay var. Burada Kılıçdaroğlu yeniden güvenoyu alıp örgüte ve yönetim kadrolarına neşter atmak isteyecek. Kılıçdaroğlu’na göre gençler, kadınlar ve farklı toplum kesimleriyle iletişim konusunda en büyük sorun örgütte.

Bu Kılıçdaroğlu bakışı. Yarından itibaren CHP içinde “genel başkanlık” dahil her düzeyde yenilenme istyenlerin sesinin çıkacağı şüphesiz. CHP’nin bir özeleştiriye ihtiyacı olduğu açık. Her düzeyde oturup konuşulacağı kesin.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon