Kırım'da yaptırım savaşı

Kırım’daki üsleri Rus askerleri ve Rusya yanlısı güçler tarafından işgal edilen Ukrayna askerlerini bölgeden çekmeye hazırlanıyor.

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Başkanı Andriy Parubiy, Kırım’daki 25 bin askeri, aileleriyle birlilkte hızla çekmeyi planladıklarını ve hazırlıkların sürdüğünü duyurdu.

Ukrayna’nın askerden arındırılmış bölge ilan edilmesi için Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurduklarını söyleyen Parubiy, “Bunun hem Rus hem de Ukrayna birliklerinin bölgeden çekilmesiyle sonuçlanmasını umuyoruz” dedi.

Parubiy, Rusya ile vize uygulamasının başlatılmasının ve ABD ve İngiltere silahlı kuvvetleriyle ortak askeri tatbikat düzenlenmesinin kararlaştırıldığını, Ukrayna ordusunun ortak askeri eğitim tatbikatlarına ilişkin planları hazırladığını da bildirdi.

Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını öngören anlaşmanın imzalanmasından sonra başkent Simferopol’de (Akmescit) bir Ukrayna askeri öldürülmüş, ardından bölgedeki 3 Ukrayna askeri üssü Rusya yanlısı güçlerin eline geçmişti.

Sivastopol’deki üssü ele geçiren Rusya yanlısı milisler ve Rus askerleri tarafından gözaltına alınan Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Sergey Hayduk dün serbest bırakıldı. Hayduk ile birlikte bazı sivillerin de bırakıldığı öğrenildi.

Ukrayna Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Hayduk’un, Ukrayna’nın geçici Devlet Başkanı Aleksandr Turçinov’un girişimleri ve Ukrayna Savunma Bakanı İgor Tyanukh’un, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoyguy’la yaptığı görüşmeler sonucu salıverildiği duyuruldu.

Rasmussen: Rusya ilhakla yetinmeyebilir

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kırım’ın ilhakıyla yetinmeyebileceğini, krizin Avrupa’nın savunma harcamalarını arttırması için “kalk borusu” işlevi görmesi gerektiğini söyledi.

Rasmussen, son gelişmelerin, Soğuk Savaş’ın ardından Avrupa’da güvenlik ve istikrara yönelik en büyük tehdit olduğunu savunarak, “En büyük kaygım bununla kalmayacağı. Kırım’ın, Rusya ya da Putin’in uzun vadeli stratejisinin bir parçası olduğunu düşünüyorum” dedi.

NATO’nun, Baltık ülkelerinde hava devriyelerini, Polonya ve Romanya’da keşif uçuşlarını arttırma gibi önlemler aldığını belirten Rasmussen, “Kimse, Rusya ile mevcut işbirliğini bozmak istemiyor. Ancak kimse Rusya’nın bu işbirliğinin en temel prensiplerini ihlal ettiğini inkâr edemez” diye konuştu.

Ukrayna’nın Cenevre’deki BM Büyükelçisi Yurii Klimenko da Rusya’nın Ukrayna topraklarına yönelik yeni askeri harekât hazırlığı içinde olabileceğini söyledi.

Klimenko, Rusya’nın, Ukrayna’nın doğusunda ve güneyinde geniş çaplı askeri müdahale hazırlığı yaptığına ilişin işaretler bulunduğunu belirtti.

ABD Başkanı Barack Obama, kimsenin Rusya ile “gerçek bir savaşı tetiklemeye” niyeti olmadığını, bunun kimsenin çıkarına olmayacağını, ancak krize diplomatik çözüm bulunması amacıyla Rusya üzerinde baskı oluşturmaya devam edeceklerini belirtti.

 ABD Başkanı dün daha önce açıkladıkları yaptırımlara ek olarak Rus yetkililer ve bankalara yönelik yeni yaptırımlar uygulayacaklarını da duyurdu. Obama, doğrudan Rusya ekonomisinin anahtar sektörlerini hedef alacak yaptırım tehdidinde de bulunarak gerekmesi halinde yürürlüğe girmek üzere bir başkanlık emri imzaladığını da açıkladı. Washington'ın yaptırım listesinde 20 Rus milletvekilinin yanı sıra aralarında Putin'e yakın isimlerin hesaplarının da bulunduğu bir bankanın olduğu belirtiliyor.

McCain Moskova'nın listesinde

Rusya da ABD yaptırımlarına misillemede bulunarak Obama'nın danışmanlarının ve senatörlerin de aralarında bulunduğu 9 kişiye yaptırım uygulayacaklarını açıkladı. Listede, Obama'nın danışmanları Caroline Atkinson, Daniel Pfeiffer, Benjamin Rhodes ve senatörler Mary Landrieu, John McCain ve Daniel Coats'un yer aldığı öğrenildi.

Putin yurtdışında malvarlıkları olan şirket yöneticilerine çağrıda bulunarak malvarlıklarını Rusya’ya getirmelerini ve yaptırımlara karşı ülke ekonomisinin ayakta kalmasına yardımcı olmalarını istedi. Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma dün Kırım'ın ilhakını öngören anlaşmayı tek "hayır"a karşı 443 oyla kabul etti. Anlaşmanın parlamentonun üst kanadı tarafından da onaylanması gerekiyor.