"Kıvırtan Başbakan istemiyorum"
TBMM Genel Kurulu'nda Anayasa değişikliği teklifinin görüşmeleri sürerken, CHP Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu'nun, kürsüde konuşurken, "Kıvrak Başbakan istemiyoruz" şeklindeki pankart çıkarması Genel Kurul'un karışmasına neden oldu. AKP'li milletvekilleri kürsüde konuşan Kulkuloğlu'nun üzerine yürüdü. Yumruklar havada uçuştu, cep telefonları fırlatıldı.
TBMM Genel Kurul'da Anayasa değişikliği teklifinin 1. tur görüşmeleri devam ederken, Anayasa teklifinin 16. Maddesi üzerinde CHP'nin verdiği önerge üzerine söz alan Kayseri Milletvekili Kulkuloğlu, Başbakan Erdoğan'ın verdiği sözleri yerine getirmediğini ileri sürerek kürsüden "Kıvrak Başbakan istemiyoruz" yazılı pankart açtı.
O sırada AKP sıralarında oturan milletvekilleri kürsüye doğru yürüdüler. Bazı milletvekillerinin yumrukları hedefini bulmazken, AKP sıralarından Kulkuloğlu'nun üzerine cep telefonları fırlatıldı.
O sırada TBMM Başkanı Şahin birleşime ara verdi. Ancak tartışma Genel Kurul'da devam etti. İçeride olanları Başbakan Erdoğan sinirli bir şekilde kuliste izledi ve Grup Başkanvekillerine bazı talimatlar verdi.
CHP yöneticileri, bu arada Kulkuloğlu'ndan Genel Kurul'dan özür dilemesi için ikna etmeye çalıştı. Verilen aranın ardından Kulkuloğlu, kürsüde savunma yapmayacağını söz verilirse oturduğu yerden konuşacağını kaydetti.
AKP'lilerin, "Korkuyor musun" sözleri üzerine CHP Grup Başkanvekili Kulkuloğlu'nun kürsüye çıkmasına izin vermedi.
Türk Dil Kurumu'na göre hakaret değil
Bu arada Kulkuloğlu, oturduğu yerden sözlerinin Başbakan'a yönelik hakaret olmadığını Türk Dil Kurumu'na göre "kıvırmanın" hakaret içermediği, verilen sözün yerine gelmediği anlamı taşıdığını ve özür dilemek için bir neden olmadığını savundu.
Meclis Başkanı Şahin, İçütüzük'ün ilgili maddesine göre; Kulkuloğlu'nun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na hakaret ettiği ve özür dilemediği için kınama cezası verdi.
CHP'liler Şahin'e yönelik, "AKP'liler adına bize soru soramazsın, taraflı ol" şeklindeki sözleri üzerine; AKP'li İsmail Bilen CHP sıralarına doğru yürümek istedi. CHP'li bazı milletvekilleri da karşılık vermek isteyince araya giren grup yöneticileri kavga çıkmasına engel oldular.
"Ortada ne laf var ne adam"
AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç'da söz isteyerek Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na Meclis kürsüsünden hakaret edildiğini belirterek "Bugün bu kürsüde ahlaksızca bir saldırı gferçekleşmiştir. Bu terbiyesizliğe karşı söyleyecek sözümüz yok. Suskunluğumuz asaletimizdendir. Söyleyene bakıyorum adam mı diye ortada ne adam var, ne da laf. Sahibinin düzeyindeki sözler Anadolu'nun solundan mı geliyor" dedi.
"Şerefsiz" tartışması
Öte yandan TBMM Genel Kurulu'nda "şerefsiz" tartışması da yaşandı. AKP Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz'ın, 57. Hükümete yönelik sözleri MHP'lileri kızdırdı.
TBMM Genel Kurulu'nda grup önerileri görüşülürken, AKP Bilecik Fahrettin Boyraz'ın, 57. Hükümet döneminde batık bankalarla ilgili iddiası tartışma yarattı.
57. Hükümet döneminde bakanlık yapan milletvekilleri tek tek söz alarak iddialara yanıt verdiler.
MHP Kırıkkale Milletvekili ve eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, döneminde yolsuzluk yapılmadığını aksine bu hükümet döneminde yolsuzluk yapıldığı iddialarını gündeme taşıdı. Durmuş, TBMM'nin yolsuzlukların tartışılacak bir yer olmadığını savunarak, "Yolsuzluk iddialarını elinde belge varsa ve bunun yargıya vermiyorsa namerttir. O dönem yine bakan olan Sayın Başesgioğlu ve yine o dönem bürokrat olan Kürşat Tüzmen şimdi burada. Ellerinde belge varsa versinler" dedi.
Bunun üzerine AKP sıralarından sözlü laf atılınca, MHP sıralarından Mersin Milletvekili Kadir Ural ayağa kalkarak, "Şerefsizler. Siz hepiniz şerefsizsiniz" sözleri AKP sıralarını hareketlendirdi.
AKP'li Haydar Kurt ile İrfan Gündüz ayağa kılarak, "Bize şerefsiz diyemezsin.Çık dışarı görüşelim" dediler.
Bunun üzerine oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Sadık Yakut birleşime ara verdi.
Tartışmalar devam ederken, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ile Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, araya girerek ve AKP Grup Başkanvekillerini uyararak tartışmanın bitmesini istediler.
Şandır, Ural'ın yanına giderek Genel Kurul'dan "özür" dilemesini istedi.
Verilen aranın ardından Ural söz isteyerek, Genel Kurul'dan söylediği (şerefsiz) sözleri için özür dilemek istediğini belirtti. Ural, "Özür" konuşmasını yaparken, AKP sıralarından laf atılınca bir kez daha "şerefsiz" diyerek sözlerini tamamladı.
Meclis'te tartışma bitmedi
TBMM Genel Kurulunda, Anayasa değişikliği teklifinin, Anayasa Mahkemesi'nin yapısına ilişkin düzenlemeler içeren 17. maddesi üzerinde MHP grubu adına konuşan Konya Milletvekili Faruk Bal, bu maddenin, ''kılı kırk yararak'' Anayasa Mahkemesi'ne üye seçimini düzenlediğini söyledi.
Bu maddede yapılan düzenleme ile yetkisinin aşırılığından şikayetçi olunan Cumhurbaşkanına daha fazla yetkiler verildiğini iddia eden Bal, ''Ucube bir dikta rejimini tarif etmekte'' dedi. Faruk Bal, şöyle konuştu:
''Yandaş bir yargı kurumunu yaratacak bir eğilim görmekteyiz. AKP, 8 yılda ülkeyi AKP'lileştirmiştir, kadrolaşmanın ötesinde kendi adamlarını her kuruma yerleştirmiştir ilk aşamada. İkinci aşamada, sermaye transferi tamamlanmıştır, yani yandaş zengin yaratılmıştır. Üçüncü aşamada ise medyanın yüzde 60'ını yandaş medya haline getirdiniz.
Bu teklif, PKK terör açılımında, ilk açılımı ifade etmektedir. Anayasa Mahkemesinin yapısının değişmesinden sonra, millet bütünlüğünü bozacak, üniter yapıyı bozacak kanunlar peş peşe gelecektir.''
BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani de grubu adına yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesini eleştirerek, mahkemenin verdiği son kararlarda Anayasa'yı çiğnediğini iddia etti.
Yüksek mahkemenin, yeniden demokratik düzenlemelere tabi tutulması gerektiğine işaret eden Geylani, AKP'nin mahkemenin yapısını değiştirirken, kendi önceliklerini dikkate aldığını savundu.
BDP'li Geylani, Cumhurbaşkanının bir çok Anayasa Mahkemesi üyesini seçecek olmasını eleştirerek, ''Cumhurbaşkanı, DTP'nin kapatma davasında raporu hazırlayan raportörü, jet hızıyla mahkeme üyeliğine seçmiştir. Bu anlayış, ideolojik ve yandaş bir yargı anlayışıdır'' iddiasında bulundu.
AKP'li İyimaya
AKP Grubu adına söz alan Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya da Anayasa Mahkemesinin, kötü olan Anayasayı vesayetçi ve ideolojik içerikten kurtaramadığını, özgürlük lehine yorum yoluyla anayasal dönüşümü sağlayamadığını ifade ederek, ''Bu model, bizzat tarafımızdan imal veya inşa edilmiş bir proje değildir. Barolar Birliği iki kez çalışma yapmıştır, o model bu modeldir. Sivil toplum örgütleri, kimi partiler çalışma yapmıştır, o model bu modeldir'' dedi.
İyimaya, Anayasa Mahkemesinin hukukçu olmayan kişilerden oluşacağı ve bu düzenleme ile bir parti yargısının inşa edileceği iddialarının, varit olmayan itirazlar olduğunu ifade etti.
Anayasa Mahkemesinin, saf ve pür bir hukuk mahkemesi olmadığını, siyaset kurumunun yasama işlevini sonuçlandıran mahkeme olduğunu belirten İyimaya, ''1961 döneminde, liberal olmamasına, muhafazakar olmamasına, sol jargonda bulunmalarına rağmen Anayasa Mahkememize Parlamentoca üye seçilen hakimler, gerçekten yüz akımızdır'' dedi.
İyimaya, konuşmasında, eski ABD Başkanlarından Nixon'un kendisinin atadığı üyelerin, Watergate skandalında aleyhinde karar verdiklerini de hatırlattı.
Komisyon Başkanı Kuzu
Komisyon adına söz alan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da bazı Avrupa ülkelerinin Anayasa Mahkemelerine üye seçimini anlatarak, Almanya'da Parlamentonun 16 üyenin tamamını, Fransa'da 9 üyeyi, Belçika'da 12 üyenin tamamını seçtiğini söyledi.
Geçmiş yıllarda bazı partilerin bu konuda çalışma yaptığını belirten Kuzu, Türkiye Barolar Birliğinin yaptığı bir çalışmada, 21 üyeli bir Anayasa Mahkemesi öngördüğünü ve üyelerden 7'sinin Parlamento tarafından seçilmesini istediklerini kaydetti.
Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesinin üyelerinin tamamının hukukçu olmaması gerektiğine işaret ederek, ''Çünkü, bu Mahkemeye her konuda konular geliyor. O bakımdan iktisatçı ya da başka meslekten üyelerin mahkemede bulunması gerekiyor'' dedi.
Kişisel görüşlerini açıklamak üzere tekrar söz alan MHP'li Bal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine, mahkeme raportörü Alparslan Altan'ı atamasını eleştirdi.
Bunun üzerine TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, konuşmacıları, Mecliste olmayan kişilerin isimlerini vererek eleştirmemeleri yönünde uyardı. Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, teklifin getirdiği yeni düzenlemeleri anlatarak, ''Bu teklif, PKK terör örgütünün yolunu değil, hukuk devletinin, demokrasinin, 72 milyon Türk milletinin yolunu açıyor'' dedi.
Tartışma
Daha sonra kürsüye gelen MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Demokratik açılım, kardeşlik ve milli birlik projesi'' olarak adlandırdığı projeyi, başından beri ''yıkım projesi'' olarak adlandırdıklarını söyledi. Şandır, bu projenin, ileride ülkeyi yıkmaya götüreceğini söylediklerini belirtti.TBMM Başkanı Şahin, Şandır'ı konu dışına çıktığı gerekçesiyle uyardı. Konuşmasına devam etmesi üzerine Şahin, Şandır'ın sözünü kesti ve mikrofonu kapatarak yerine geçmesini istedi.
MHP'li milletvekilleri, sıra kapaklarına vurarak Şahin'in bu tutumunu protesto etti.Tartışmanın uzaması üzerine, Şahin birleşime ara verdi.
Verilen aradan sonra MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Şandır'ın kürsüde konuşmasını kestiği için TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in tutumu hakkında usul tartışması açılmasını istedi. Vural, ''Bu kürsü milletin kürsüsü, milletin sesini kesemezsiniz'' diye konuştu.
Şahin, iyiniyetinin suistimal edilmesi ve konu hakkında konuşulmaması yüzünden Şandır'ın sözünü kestiğini ifade etti.
Şandır, Şahin'in tutumu aleyhinde yaptığı konuşmada, ''Bana, 'güvenimi suistimal etti' ithamında bulunmaya hakkınız yok. Cümlemin ortasında sözümü kestiniz. Sabahtan beri tarafsız olmamakla suçlanıyorsunuz. Yorulduğunuzu biliyoruz ama bunun sorumlusu MHP değil, AKP Grubu'' görüşünü savundu.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da tutumun lehinde yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinin, Anayasa ve İçtüzüğe uygun devam ettiğini ifade etti.
Şahin'in tutumu aleyhinde söz alan Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Meclis Başkanlarının, çok istisnai zamanlarda Meclisi yönettiğini, Şahin'in ise ''ısrarla Meclisi yönetmeye çalıştığını'' ileri sürdü.
Genç, ''Mehmet Ali Bey, Meclisi yönetme kapasitesine sahip değil, vallahi de değil, billahi de değil'' dedi.
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise lehte yaptığı konuşmada, gizli oylamalar yapılırken, hiç oy kullanmayanların, gizli oy hakkında fikir beyan ettiklerini belirterek, ''Gizli oylamanın nasıl yapıldığı hakkında fikir edinmek istiyorsanız, geliniz, milletin size verdiği vekaleti yerine getirin ve oylamaya katılın. Şu kabinler içinde, içinizden geçtiği gibi oy kullanınız'' diye konuştu.
Bu arada, konuşmacılar, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok'un vefatından duydukları üzüntüyü dile getirerek, ailesine başsağlığı diledi.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani’nin arabası
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu