"Kolay fasıllar bitti, sıra zor konularda"

26. Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) toplantısında konuşan Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Türkiye Masası Şefi Jean-Christophe Filori, müzakerelerdeki kolay fasılların bittiğini ve zor konulara geçildiğini söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.04.2009 - 12:51

26. Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) toplantısında konuşan Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Eş Başkanı ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, dünyada finansal olarak başlayan krizin bugün sosyal alanlarda da kendini gösterdiğini ve 2009'un bütününü içine alacak gibi gözüktüğünü ifade etti.

Türkiye'nin, Gümrük Birliği kapsamında neredeyse yüzde 50-55 ekonomik entegrasyonu AB ile yapar duruma geldiğine işaret eden Kudatgobilik, ''Bu anlamda ithalatımız ve ihracatımız ile Avrupa'nın altıncı, yedinci büyük partneri haline geldik. Bunun ötesinde ülkemizde 21 bin 300 çok uluslu şirket faaliyet gösteriyor. Bunun yüzde 55'i AB şirketleri. Türkiye bu şirketlerle, ortaklık mekanizmaları içinde ciddi anlamda AB'nin ekonomik refahına, genişlemesine, pozitif katkıda bulunuyor'' şeklinde konuştu.

Bugün Türkiye'nin AB'nin krizden çıkması için bir kaldıraç ülke halinde görüldüğünü belirten Kudatgobilik, ''AB'nin krizden çıkmasında Türkiye çok büyük rol oynamıştır, yarın daha büyük rol oynayacaktır. Artık AB'nin Türkiye'yi tam üyelik yolunda hakiki bir yola, hakiki bir haritaya, beraberliğe oturtmasının zamanı gelmiştir ve geçmektedir' dedi.

Komitenin kurulduğu 14 yıldan bu yana komitede fiilen çalıştığını ifade eden Kudatgobilig, 2014 yılını tam üyelik hedefe olarak ortaya koyduklarını ve çalışmaları buna göre planladıklarını kaydetti.

Tuğrul Kudatgobilik, şunları söyledi:
''Türk sivil toplumu olarak, 9 sivil toplum liderleri artık tam üyeliğin bir tarihle bütünleşmesi gerektiği inancındadır. TBMM 3 gün evvel bütün AB'de kutlanılmakta olan 1 Mayıs gününü resmi talil olarak ilan etmiştir. Bu 29 seneden beri olmayan bir husustu. Burada işçi işveren, memur esnaf bir bütün içinde bu bayramın Türkiye'de de kabul edilmesi konusunda görüş vermişler biz işverenler de 'evet' biz de katılıyoruz demişizdir. Türkiye çok ciddi bir entegrasyon kararı vermiş ve hükümetimiz 1 Mayıs'ı tatil ilan etmiştir.''

Konuşmasında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'a da seslenen Kudatgobilig, ''Biz sivil toplum örgüleri olarak, bu komisyonda yer alan 9 sivil toplum lideri, önümüzdeki günlerde başlayacak katılım müzakeresinde sizin takımınızda yer almak, müzakere sisteminizin içinde bulunmak, el vermek istiyoruz. Yeni dönemde yapacağınız müzakerelerde her türlü vazifeyi almada emrinize amadeyim'' dedi.

Türkiye-AB KİK Eş Başkanı Sandy Boyle de sürece faydalı olmak için hep beraber çalışmak istediklerini belirtti.

 

"Kolay fasıllar bitti, şimdi daha zor fasıllara geliyoruz"

Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Türkiye Masası Şefi Jean-Christophe Filori de müzakerelerin 2005 yılında başladığını hatırlatarak, bu süreçte zaman zaman iniş çıkışların olduğunu ancak önemli bir yol alındığını belirtti.

Müzakere sürecinde aday ülkelerin yapmaları gereken en önemli şeyin reformlar olduğunu dile getiren Filori, bu yılın başına kadar Türkiye'de yapılan reformlarda bir yavaşlama olduğunu söyledi.

2009'un başından itibaren Türkiye'nin reformlara tekrar başladığını ifade eden Filori, ''TRT'de Kürtçe yayın yapılması ve sayın Egemen Bağış'ın Başmüzakereci olarak atanması önemli bir adım. Kolay fasıllar bitti. Şimdi daha zor fasıllara geliyoruz. Yasalar, kararnameler olması somut tedbirlerin alınması lazım'' dedi.

Toplumsal siyasetle, istihdam faslının çok önemli olduğunu vurgulayan Filori, sendikal haklara saygı gösterilmesinin, mevzuatlarda düzenleme yapılmasının, çalışma yerlerinde müzakereler yürütme hakkının verilmesinin, memurlara organize olma ve grev yapma haklarının tam olarak verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin bir eylem planı hazırlaması ve bunu kademe kademe uygulaması gerektiğine dikkati çeken Filori, ''Türkiye'deki iş gücünün bir kısmı sigortasız olarak çalıştırılıyor. Bu konunun dikkatle ele alınması lazım. Cinsiyet farklılıkları konusunun da hallolması lazım. Katılım müzakerelerinde ilerleme istiyorsanız, yapılması gerekenler reformlar, reformlar, reformlar... Bunlar Türkiye'nin yapacağı en önemli şeyler'' şeklinde konuştu.

 

"Türkiye'yi AB üyesi olarak mümkün olarak olduğundan erken aramızda görmek istiyoruz"

AB Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Frantisek Stepanek ise genişlemenin AB'nin en önemli politikalarından biri olduğunu bildirdi.

Stepanek, 2004 genişlemesinin 5. yılında ülkelerin AB ile işbirliğinin olduğunu, müzakerelerin ve reformların yapıldığını, böylelikle bölgede daha güçlü bir istikrar kurulduğunu ifade etti.

Türkiye'nin önemli jeostratejik konumu olduğunu dile getiren Stepanek, AB'nin enerji güvenliğinde Türkiye'nin önemli bir rol oynadığını, enerji işbirliği arttıkça, Türkiye ile AB arasında temel bir soruna cevap verilmiş olacağını bildirdi.
Stepanek, şöyle devam etti:
''Çek Cumhuriyeti, AB'ye tam üyelik konusunda Türkiye'ye çok güçlü bir destek vermektedir. Türkiye'yi AB üyesi olarak mümkün olduğunca erken bir tarihte aramızda görmek istiyoruz. Çek Cumhuriyeti kısa bir süre önce çok önemli siyasi değişiklikler yaşadı. 1999'da NATO'ya katıldık. 2004'te AB'ye girdik. Her şey 20 sene içerisinde oldu. Bu Türkiye için gerçekleşebilir bir örnektir.''

 

"Dünya genelinde 51 milyon kişinin işsiz kalacağı öngörülüyor"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem de krizin en acımasız etkisini çalışanlar üzerinde gösterdiğini belirtti.

ABD'de son 25 yılın en büyük işsizlik oranının ortaya çıktığını, Uluslararası Çalışma Örgütünün de 2009 yılında dünya genelinde 51 milyon kişinin işsiz kalacağını öngördüğünü belirten Erdem, Türkiye'de de işsizlik oranının yüzde 11,6'dan Ocak ayı itibariyle yüzde 15,5'e yükseldiğini ifade etti.

Her ülkenin krizin kendisine etkilerini değerlendirip tedbirler aldığını söyleyen Erdem, ''Ülkemizde de bu tedbirler alınmıştır'' dedi.

Erdem, AB müzakere sürecinde ikinci fasıl olan işçilerin serbest dolaşımı ile 19. fasıl olan sosyal politika ve istihdam çalışmaları fasıllarının tarama süreçlerinin tamamlandığını, ikinci faslın nihai raporunun beklendiğini, 19. faslın ise müzakereye açılması için sendikal özgürlükleri sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmasının açılış kriteri olarak belirlendiğini anlattı.

 

AB açısından Türkiye'nin vazgeçilmez bir önemi bulunuyor

TBMM AB UYum Komisyonu Üyesi ve AKP Siirt Milletvekili Afif Demirkıran da AB üyeliği amacına yönelik olarak yapılan reformların Türkiye'nin ve Türk halkının refahı ve daha modern bir yaşam düzeyine ulaşmasına yönelik olduğunu bildirdi.

Reform sürecinin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için AB'nin de Türkiye'nin yanında yer alması ve Türkiye ile aynı kararlılığı göstermesi gerektiğini belirten Demirkıran şöyle konuştu:
''Bazı üye ülke liderlerinin zaman zaman iç politikaya yönelik yaptıkları açıklamalar kamuoyumuzun güvenini sarsmakta, AB'nin güvenilirliğini azaltmakta ve hükümetin reform yapabilmesi için ihtiyacı olan halk desteğini etkilemektedir. Ancak halkımızın AB'ye olan desteğinin azalmakla birlikte devam ettiği de bir gerçektir.
Türkiye'de olduğu gibi AB ülkelerinde de üyeliğimiz konusunda çekincelerin hatta itirazların olduğu bir gerçektir. Ancak farklı görüş ve düşüncelerin bizi doğru bildiğimiz yolda ilerlemekten alıkoymaması gerekir. Diğer bir husus da AB'ye katılımımızın zaman alacağı ve geçecek sürede pek çok şeyin bu arada halen olumsuz görüş ifade edenlerin de değişmiş olabileceği gerçeğidir. Bu nedenle yıllar sonrasına bugünden bakıp olumsuz senaryolar oluşturmak, 'bizi almayacakları belli' yaklaşımı ile gayretlerimizi gevşetmek doğru değildir.''

A-Türkiye ilişkilerinde 40 yılı aşkın süredir hala arzu edilen seviyeye ulaşmamasının üzücü bir durum olduğunu belirten Demirkıran, ''Geçmişte 'onlar ortak biz pazar', 'gayeleri bizi bölmek' gibi şüpheci yaklaşımlar fırsatların değerlendirilmemesinde önemli bir rol oynamıştır'' dedi.

AB açısından Türkiye'nin vazgeçilmesi mümkün olmayan bir önemi bulunduğuna işaret eden Demirkıran, şunları kaydetti:
''Türkiye büyük bir pazardır ve bir çok başka ülkeye sıçrama noktası olarak kullanılabilir. Enerji zengini ülkeler ile Avrupa arasındaki tabi köprü ve stratejik konumu, askeri gücü, tarihi doğal güzellikleri ve harekete geçirilmeyi bekleyen zengin ekonomik potansiyeli ile Türkiye müstesna bir ülke konumundadır. Türkiye'nin AB üyeliği enerji kaynaklarının daha güvenli bir şekilde Avrupa'ya ulaşımını sağlayacaktır.''

Gümrük Birliği gereğince, AB'nin Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yaptığı üçüncü ülkeler ile Türkiye'nin de bir an önce STA yapmasının sağlanması gerektiğine işaret eden Demirkıran, vize konusunda da iş adamları başta olmak üzere akademisyen ve öğrencilere vize kolaylığının bir an önce sağlanmasının şart olduğunu belirtti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler