Kore, Çin ve Japonya: Eller Aya, Biz Yaya
Çocukların eğitimi, ülkelerin geleceğine yön verecek temel unsurlardır. Gelecek kuşaklarımızın güçlü ülkeler tarafından ezilmesini istemiyorsak, çocuklarımızı ve ülkemizi seviyorsak duygusal intikam yasaları temelinde eğitmek yerine, ülkemiz ihtiyaçlarına uygun gerçekçi eğitim fırsatlarının sunulması çok önemlidir. Kuşkusuz bu öncelikle devleti yönetme sorumluluğu taşıyanların temel görevidir.
Ülkemizde tam da “28 Şubat” kararları tartışılırken AKP’nin 5 grup başkanvekili TBMM Başkanlığı’na yasa teklifi sundular, çoğumuz için sürpriz şekilde 4+ 4+ 4 kesintili eğitim dedikleri köklü bir sistem değişikliği karşımıza çıktı. Yasa teklifini hazırlayanların okulöncesi eğitimin önemini idrak etmemiş olmaları affedilmez bir hata. Tüm eğitim sistemi altüst edilirken Türkiye’nin birinci derecede önemli meselesi olduğu halde, eleştiriler üzerine okulöncesi eğitimden de lütfen söz edilir gibi yapılıyor. Ezber ve niteliksiz eğitim Türk eğitiminin temel sorunu olduğu halde, bunlar için hiçbir şey düşünülmezken, geçmişin intikamını alma hırsı ve telaşı ile sadece bazı inançlara cevap niteliğinde eğitim formülleri öne sürülüyor.
Bu yasa teklifinin pedagoji, çocuk psikolojisi ve eğitim bilimleri temel felsefesi açısından sayısız hata içerdiğini bir kenara bırakarak dünyada öğrenci eğitiminin ulaşmaya çalıştığı hedefleri ele almak istiyorum. Çünkü dünyanın öte ucunda eğitim konusunda büyük yarış var ve hızla köklü reformlar yapılıyor. Kore, Çin ve Japonya’da “öğrencilerimizi 21. yüzyılın toplumuna ve ekonomisine yeterli biçimde nasıl daha iyi hazırlarız?” konusu en büyük öncelik kazanmış. Bu konuda son on - on bir yıldır uluslararası düzeyde çok sayıda bilimsel araştırma var. Bu bağlamda gelecekte dünyanın süper gücü olarak öne çıkmaya aday Çin, Japonya ve Kore gençlerinin yetenekleri ve çalışma düzeyleri Amerikalı, İngiliz ve Alman öğrencileriyle karşılaştırılıyor.
Alman ve Japon gençler
Örneğin 2000 yılında yayımlanan bir çalışmada Almanya’da ve Japonya’da on birinci sınıf öğrencisine, temel kavramları ve yüksekokul matematiğinde operasyonları içeren testler verilmiş. Ayrıca kendi yeteneklerini, psikolojik uyumunu, matematikle ilgili inanç, tutum ve pratiği içeren anket sorularını cevaplamaları istenmiş.. Alman ve Japon öğrencilerinin performansları karşılaştırıldığında Japon gençleri lehine çok büyük farklar bulunmuş. Alman gençler, Japon gençlerinden çok daha düşük dereceler almış. Bu sonuç, anketlere verdikleri diğer cevaplar dikkate alınarak şöyle açıklanmış: Alman öğrenciler kendilerini ve akademik yeteneklerini çok daha az eleştirmişler; performansları için kendilerine daha düşük standartları uygun görmüşler. Japon gençleri ise çok iddialıdır, toplumun, ailelerin ve kendilerinin beklentileri çok daha yüksektir. Her iki ülkede de sonuçların gençlerle ilgili başka problemlerden kaynaklanmadığı da önemle belirtilmiş. (4)
Bir başka uzun soluklu karşılaştırmalı araştırma ABD’de, Japonya’da ve Çin’de yapılmış. Uluslararası Çocuk Sağlığı Komitesi yazarları Çinli, Japon ve Amerikalı çocuklardaki matematik başarısını on yıl süreyle incelemiş ve bulguları karşılaştırmışlar. Önce 1980 yılında yapılan araştırma, birinci ve beşinci sınıflardaki Çinli ve Japon çocukların matematikte Amerikalı yaşıtlarından çok daha başarılı olduklarını göstermiş. Dört yıl sonra 1984 yılında aynı çocuklar tekrar incelenmiş. Amerikalı çocukların matematik başarılarında belirgin bir gelişme görülmemiş. Altı yıl sonra 1990 yılında araştırıcılar çocukları yeniden incelemişler. Artık on birinci sınıfa gelmiş olan Amerikalı ve Asyalı çocuklar arasında birinci sınıftan beri var olan başarı farkının, çocuklar on birinci sınıfa geldiği zaman daha da büyümüş olduğu dikkati çekmiş. Amerikalı çocukların durumunda gene bir ilerleme bulunmamış (6).
Ülkelerin eğitim politikaları
Araştırıcılar şu gözlemlerini naklediyor: Çocuklarının akademik başarısı sorulduğu zaman, Amerikalı anneler çocuklarının başarısından çok memnundur; onların Çinli ve Japon çocuklarından daha yüksek notlar alacaklarını beklemişlerdir. Aksine Çinli ve Japon anneler tatmin olabilmeleri için çocukların aldığı derecelerden daha da fazlasını istemektedir. Amerikalı anneler, doğuştan gelen yetenekleri daha önemli bulurlar; Çinli ve Japon anneler ve öğrenciler ise çok çalışmanın en önemli husus olduğunu savunurlar. Bu çalışmada yaratıcılık veya problem çözme yetenekleri ele alınmamış, sadece matematikle ilgilenilmiştir. Uzun dönemde izlenen karşılaştırmalı araştırmaların, ülkelerin eğitim, ekonomi ve politikaları açısından önemli ipuçları verdiğine inanılıyor ( 6, 2, 3 ).
Konuyla ilgilenen başka yazarlar da şu düşünceyi savunurlar. Her üç ülkede de çocukların bilişsel yetenekleri birbirine benzer. Ama toplumun ve anne babaların destekleyen tutum ve inançları, çocuğun okul ödevleriyle ilgilenmeleri, çocuğun yaşı büyüdükçe Amerikalı ve Asyalılar öğrenciler arasında büyük farklar yaratmaktadır.
Japon eğitiminin teori ve pratiği Japonya’nın politik ve sosyal olarak gelişmesiyle birlikte çok değişmiş. Günümüzde şuna inanılıyor: Japonya’da eğitim sistemini, ABD politikaları ile geleneksel Japon değer ve pratiğinin bir birleşimi etkilemiştir. Bu prensiplerin birleşmesi, birbirinin içinde erimesi ile akademik başarı tablosu ortaya çıkmıştır. 1980’li yıllardan beri de Amerikalılar, Japon eğitimini dikkatle izliyorlar. Çünkü Amerikalılar Japonya’yı ekonomik bir tehdit olarak algılamaktalar. Japon yazarlara göre Amerikalıların gözünde Japon eğitimi hâlâ sihirli bir güce sahiptir. Japonya’nın başarılarına rağmen günümüzde Japon eğitim sisteminin daha da gelişmesi için çalışmalar ve büyük eğitim reform hazırlıklarının yapılmakta olduğu anlaşılıyor. Ancak bir noktayı belirtmek gerekiyor. Burada çeşitli araştırma sonuçlarını açıkladım. Bu araştırma sonuçlarının genelleştirilip tüm ülkelere mal edilmesi doğru değildir. Araştırmalar devam ettiği sürece bazılarının doğrulanmaması da olasıdır.
Bütünüyle, Çin, Japonya ve Kore’de nitelikli eğitime ve öğrencilerin okul başarısına çok önem verildiği görülüyor. Bu hem toplumun genel beklentilerinden, hem öğrencilerin kendi amaçlarına ulaşma çabasından, anne baba ve öğretmenlerin baskısından kaynaklanıyor. Gençlerin yaşadıkları akademik stresin etkileri incelendiği zaman, Koreli gençlerin yüzde 36’sında ve Amerikan yaşıtlarının yüzde 16’sında “eğitime bağlı kaygı” bulunmuş. Araştırıcıların dikkatini Koreli gençlerin tıpkı ülkemizde bazı kesimlerde olduğu gibi, prestiji olan iyi okullara girebilmek için okul saatlerinin dışında ve hafta sonraları başka özel dershanelere gitmeleri çekmiş (1, 5, 6). Bu olağanüstü çabayı eleştirmek ve yarışmacı çocuklara acımak yerine, Çin, Japonya ve Kore’de, her başarının bir bedeli olması düşüncesinin benimsendiğini vurguluyorlar.
Çocukların eğitimi, ülkelerin geleceğine yön verecek temel unsurlardır. Gelecek kuşaklarımızın güçlü ülkeler tarafından ezilmesini istemiyorsak, çocuklarımızı ve ülkemizi seviyorsak duygusal intikam yasaları temelinde eğitmek yerine, ülkemiz ihtiyaçlarına uygun gerçekçi eğitim fırsatlarının sunulması çok önemlidir. Kuşkusuz bu öncelikle devleti yönetme sorumluluğu taşıyanların temel görevidir.
Kaynaklar
1. Ang RP ve arkadaşları (2007) - Factorial Structure and Invariance of the Academic Expectations Stress Inventory across Hispanic and Chinese Adolescent Samples, Child Psychiatry and Human Development, 38, 1,73-87
2. Mikolajczyk RT ve ve arkadaşları (2008) Prevalence of depressive symptoms in university students from Germany, Denmark, Poland and Bulgaria. Social psychiatry and psychiatric epidemiology. 43, 2, 105-112.
3. Mikolajczyk1RT ve arkadaşları, (2008) Depressive symptoms and perceived burdens related to being a student: Survey in three European countries. Clinical Practice and Epidemiology in Mental Health 4:19
4. Randel B ve arkadaşları (2000) Attitudes, beliefs, and mathematics achievement of German and Japanese high school students. International Journal Behaviour Development 24, 2, 190-198
5. Stewenson HW ve arkadaşları (2002) Adolescence in China and Japan. Adapting to a chaning environment. The World’s Youth. Adolescence in eight regions of the globe. (ED) Bradford Brown, Reed W Larson, TS Saraswathi. Cambridge University Press. 141-171
6. Stevenson HW ve ve arkadaşları, ( 1993) Mathematics Achievement of Chinese, Japanese, and American children: Ten Years Later. Science. 259, 53-58.
(Aysel Ekşi’nin yakında yayımlanacak olan Dünyada Gençler kitabından alındı.)
Prof. Dr. Aysel Ekşi/Psikiyatr
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu