"Kriz damardan girmiştir"

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, ''Kriz, Türk ekonomisine damardan girmiştir, şırıngayı yapan da Başbakan ve hükümettir'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.12.2009 - 14:21

Mövenpick Otel'de basın toplantısı düzenleyen Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, İnsan Hakları Günü'nün insanlığa barış, huzur ve çağdaş bir yaşam düzeni getirmesini diledi.

Gündemin en önemli maddesinin, 2009 yılının 3. çeyrek büyüme rakamları olduğunu söyleyen Şener, Türkiye'nin 2008'in son çeyreğinden itibaren küçüldüğünü ifade etti.
Türkiye ekonomisinin 2009'un üçüncü çeyreğinde yüzde 3,3 küçüldüğünün açıklandığını ifade eden Abdüllatif Şener, ''Son 4 çeyrektir küçülen bir Türkiye var. Yapılan açıklamaya göre 2009'un ilk 9 ayında Türk ekonomisi yüzde 8.4 küçülmüştür. Bu küçülme oranı, dünyanın en yüksek küçülme oranlarından biridir'' dedi.

Krizin bazı ülkeleri az etkilediğini, bazı ülkeleri teğet geçtiğini belirten Şener, şöyle devam etti:
''Kriz bazı ülkelere de damardan girmiştir. 'Bunlar hangileridir' derseniz, küçülme oranı yüzde 3-4 olan ülkelerin krizden etkilendiğini, halen büyümelerini devam ettiren ülkeleri krizin teğet geçtiğini söyleyebiliriz. Ama özellikle Türkiye ekonomisini krizin derin yaşandığı bir ekonomi olarak değerlendirmek gerekiyor. Kriz, Türk ekonomisine damardan girmiştir, şırıngayı yapan da Başbakan ve hükümettir. Dünyanın hangi ülkesinde yüzde 8,4'lük küçülme vardır? Önce hükümet bunun hesabını vermelidir. Cumhuriyet tarihi boyunca geçtiğimiz krizlere bakın, tüm krizlerden daha derin bir küçülmeyi yaşıyoruz.''

 

"Hükümet dersine çalışmıyor"

Türk ekonomisindeki küçülmeye ilişkin verilerin revize edildiğini söyleyen Abdüllatif Şener, ekonomik verileri kamuoyuna sunan TÜİK'i ve tüm kamu kuruluşlarını daha dikkatli olmaya davet etti.

Devlet olmanın ciddiyet gerektirdiğini ifade eden Şener, ''Muhtemelen bu kurumlar hükümetin baskısını üzerinde hissediyorlar. Başbakan'ın kamu gücünü siyasi maksatlarla kullandığı, toplumu sindirmeye yönelik hükümet baskılarının yurdun her yerinde hissedildiği bir ortamda rakamları açıklayan kurumların eski rakamları sürekli revize etmeleri, üzerlerinde bir hükümet baskısı olduğunu göstermektedir'' dedi.

Ekonomi ile ilgili veriler kamuoyuna doğru yansıtılmazsa doğru çözümlerin ortaya çıkmayacağını söyleyen Şener, şunları kaydetti:
''Dünyanın en büyük küçülmesi Türkiye'de, dünyanın en yüksek işsizliği Türkiye'de ve Türkiye'de krizin olmadığını iddia eden bir Başbakan ve hükümeti var. Bu, açıkça Türk halkıyla alay etmek demektir. Halkın ıstırabıyla alay etmek demektir. Sorumsuz ifadelerdir. Sorumsuzluk duygusunu yansıtmak demektir. Başbakanlık görevi ve ekonomiden sorumlu bakanlık görevi, rakamları anlamsızlaştırmayı değil, gerekli önlemleri almayı gerektirir. Ancak hükümet dersini çalışmıyor. Başbakan ev ödevini yapmıyor, tembel öğrenciler misali ekonomiyi seyrediyor. Ortaya dünyanın en korkunç rakamları çıktığı halde sadece kamuoyunu oyalayıcı, aldatıcı beyanlar vermeye çalışıyor. Hükümet etmek demek, sorumluluk sahibi olmak demektir, işsiz insana iş bulmak demektir. Dünyanın en yüksek işsizliği bu ülkede varken Başbakanın sorumsuz davranma hakkı yoktur.''

 

Sorular

Toplantı sonunda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Abdüllatif Şener, kendisinin de bir dönem AKP hükümetinde yer almasına ilişkin olarak, ''2002 ile 2007 arasındaki ekonomiyle şimdiki ekonomi farklı. O zaman ekonomideki büyüme oranı, Cumhuriyet tarihindeki en yüksek büyüme oranlarından biriydi. Hükümet önceki kredisini kullanıyor. 2007 seçimlerinden bugüne kadar, 'Hükümet, Başbakan şunu iyi yaptı' denilebilecek bir tek cümle yoktur'' dedi.

İzmir'de DTP konvoyunun geçişi sırasında yaşanan olayları da değerlendiren Şener, ''İzmir'de vatandaşların gösterdiği tepkiler üzerine hemen İzmir'e yönelik itham edici ifadeleri DTP Genel Başkanının kullanmış olması, eski siyaset geleneğinin uzantısıdır, bunu demek yerine insanımız nasıl hassasiyet gösteriyor diye düşünülmesi lazım'' diye konuştu.

Basın toplantısı sırasında Şener'in Türkiye'de basın özgürlüğünün bulunmadığını, hiçbir basın mensubunun 'Ülkede özgür basın vardır' diyemeyeceğini öne sürmesi üzerine, toplantıya katılan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, ''Gazetecilik ve basın konusunda ayırdığınız zaman için teşekkür ediyoruz. Ancak, buradaki gazeteci arkadaşların, özellikle yerel basının, sizin söylediğiniz anlamda, iktidar anlamında hiç kimseyle ne ihale, ne göbek bağı vardır. Önünde havuç yoktur, sopadan da korkusu yoktur. Bu konuşmalarınızı çok üzülerek dinledim'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler