Krizin etkisi artıyor
Küresel krizin Türkiye'ye yansımaları işsizlik, fabrikaların kapanması, tekstil sektörünün tasfiyesi olarak kendini gösteriyor. Şimdiye kadar kapanan fabrika sayısı 129'u bulmuş durumda. Hâlâ önlem alınıp alınmaması tartışılıyor.
Dünyayı saran küresel kriz fırtınası giderek şiddetini artırıyor ve artık bu fırtına kasırgaya dönüşmek üzere. Türkiye’de de sessiz sessiz esen küresel kriz fırtınası da giderek şiddetini artırıyor. Maalesef ki bu durumun farkında olmayan ya da farkında olmak istemeyenler var. Ancak bu ekonomik krizin “polyannacılık” oynayarak atlatılamayacağını kapanan işyerleri, işsiz kalan insanlar, geçim derdiyle uğraşan dar gelirli bize yeterince anlatıyor olmalı. Pek çok sektörde yaşanan mali kriz nedeniyle işten çıkarmalar arttı. İşin en acı yanı ise 2009’un başından itibaren işten çıkarmaların daha da artacağı ve işsizler ordusuna binlerce kişinin daha katılacak olması.
Her ne kadar 2001 krizi ucuz atlatıldı dense de 2001 ekonomik krizinde büyük yaralar alan sanayi sektörünün bugünkü krizde yaralarının giderek daha da büyüdüğü görülüyor. Son aylarda neredeyse her sektörde özellikle de Türk sanayinin lokomotifi denilebilecek tekstil, otomotiv, inşaat ve çelik sektörlerinde kriz iyiden iyiye hissedilmeye başlandı. Pek çok işyeri, fabrika ve atölye kepenk kapatırken kapatmayanların da ciroları düştü. Peş peşe kapanan fabrikalar binlerce kişinin işsiz kalmasına yol açtı. Hatta o kadar ki artık en eski alışveriş merkezlerinde bile çaresizlikten ne yapacaklarını bilemeyen esnaflar dolara endeksli kiralarını ödeyemedikleri için kepenk kapatarak eylem yapma yoluna gider oldular.
Fabrikalar kapanıyor
Küresel kriz nedeniyle özellikle otomotiv sektöründe Eylül-Ekim aylarında başlayan sipariş iptallerinin Türkiye ihracatı üzerindeki olumsuz etkileri ilerleyen günlerde daha da derinden hissedilecektir. Sanayi üretiminde Eylül ayında yaşanan düşüş uzmanlarca rekor düşüş şeklinde yorumlanmıştı. Ne var ki Ekim ayı için açıklanan veriler daha da vahim. İmalat sanayi kapasite kullanım oranındaki küresel krize bağlı daralmayı gören uzmanlar bu sonucun küresel krizin sanayi sektörü üzerindeki tahribatını gözler önüne serdiği görüşünde birleşiyorlar. İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı, Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre 6.4 puan azalarak yüzde 76.7 düzeyine geriledi. Yani kısaca artık fabrikalardaki tezgahlar tam kapasiteli olarak çalışmıyorlar.
Türkiye’nin pek çok yerinden ardı ardına kapanan fabrika haberleri geliyor. Bursa, Denizli, Adana, Gaziantep, Kayseri, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Trakya’da kapanan ya da üretimi durduran fabrikalar ve binlerce işten çıkarmalar var. Özellikle tekstil sektörü çok zor durumda ve yapılan açıklamalara göre son bir yılda Adana’da 9, Denizli’de 8, Kahramanmaraş’ta 21, Gaziantep’te 23 fabrika kapanmış durumda. Özellikle Trakya’da yoğunlaşan işten çıkarmaların ise haddi hesabı yok. Trakya’da 50 bin’e yakın çalışanın işsiz kaldığı Türkiye genelinde ise 2008 yılı içerisinde kapanan firma sayısının 123 olduğu ve tekstil sektöründe işsiz kalanların 2 milyon kişiyi geçtiği söyleniyor. Kriz nedeniyle zor günler geçiren tekstil sektörünün kanayan yarasına tuz basan ise geçtiğimiz aylarda hükümet yetkilileri tarafından dile getirilen “Tekstil işini terk edip Çin’e bırakalım” sözlerinin tekrar konuşulur hale gelmiş olması. Şayet tekstilden vazgeçilirse gerçek işsiz sayısı olan yaklaşık 5 milyon kişiye ilave milyonların katılması, ihracatın büyük darbe alması ve sosyal patlamaların yaşanması da kaçınılmaz olacaktır. Bu bağlamda hükümetin krizden darbe yiyen firmaları kaderine terk etmediğini göstermesinin tam da zamanıdır. Bunun için de sanayinin pahalı elektrik, pahalı doğalgaz, yüksek vergiler ve yüksek faizler altında ezilmesinin önüne geçilmelidir.
'Bize bir şey olmaz'
Küresel kriz ilk hissedilmeye başlandığı zaman “bize bir şey olmaz” yaklaşımı hakimdi. Ancak -neden sonra- kriz Türkiye’yi tehdit etmeye başladığında “hamdolsun” söylemleri, az da olsa Türkiye’nin de bu krizden etkileneceği ancak bunun için gerekli önlemlerin alındığı ifadelerine dönüştü. Yaşanan son gelişmelerin ardından krizin Türkiye’yi sanılandan daha derin etkilediği anlaşıldı ve “Bu küresel kriz de inşallah bizi teğet geçecek” açıklamaları ile piyasalar rahatlatılmaya çalışıldı. Başbakan Recep Tayip Erdoğan küresel krizin en önemli ve kitlesel etkisinin, işsizlik ve hane halkı gelir kaybı olarak tezahür edeceğinin beklentiler arasında yer aldığını ifade ederken aslında Türkiye olarak küresel krize karşı her türlü tedbiri almıştık.(!) Ne var ki Başbakan’ın açıklamalarında sözünü ettiği üzere, bir takım tedbirler alınmasına karşın (!) yine de binlerce kişinin işsiz kalması ve işyerlerinin kapanması engellenemedi. Kriz, tüm hatları ile Türkiye’nin ceza sahasına girmişken, gerçekler apaçık ortadayken Başbakan “polyannacı” bir tavırla krizin inişe geçtiğini müjdelemekten geri kalmadı. Dünyanın dev ekonomilerinin bile büyük darbeler aldığı bir dönemde Türkiye'nin krizden etkilenmeyeceğini söylemek aşırı iyimserlikten başka bir şey olmasa gerek.
Dilek Filizdanoğlu / TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu