Kültür - Uygarlık ve Din
Türk tarihinde ve edebiyatında yanlış tanınan birçok kişi vardır. Bu tür yanlış tanımaların kökeninde tarih ya da edebiyat bilincinin oluşmaması ya da eksikliği gözlenir. Tarih ya da edebiyat bilincinin eksikliğini bilgi eksikliğine, altyapıya bağlamak yanlış olmaz. Verilecek en seçkin örnek Fatih Sultan Mehmet’tir.
İstanbul’da bir üniversite oluşturan, kütüphane kuran, resmini yaptıran, birçok yabancı dil bilen, İbn-i Rüşt felsefesi okuyan, Rönesans’a ilgi duyan, daha önemlisi “nakib-ül eşraf” adıyla anılan sahte bir sınıfın yerine gerçek din ve bilim adamlarını yeğleyen Fatih Sultan Mehmet ülkemizde kimi gerici ve tutucu kurum ve kuruluşlar tarafından bayrak ya da rozet yapılmak istenmektedir. Kuşkusuz bu bilgi eksikliğine, tarih bilinci yoksunluğuna dayandırılacak bir yaklaşımdır. Ancak denilebilir ki Fatih’in salt Ayasofya yaklaşımına bakılarak ölçek alınma söz konusu olmuştur...
Bu tür yanlış tanınan ve tanıttırılan kişilerden biri de Ziya Gökalp’tir. “Ziya Gökalp’i Doğru Tanımak” adlı kitabın yazarı sayın Orhan Karaveli toplum tarafından zaman zaman “Kürt” zaman zaman da “Turancı” olarak bilinen Gökalp’i gerçek yapısı ve boyutları ile tanıtmaktadır. Bu çerçevede Ziya Gökalp’in tarihsel gelişimi içinde ulus devlet anlayışını savunduğunu belirten Karaveli, tıpkı “Sakallı Celal” örneğinde olduğu gibi titiz bir araştırma yapmış ve doğru tanınmayan bir siyasa-edebi kişiliği aydınlığa çıkarmıştır.
Günümüzün ve ülkemizin en önemli sorunlarından biri de yanlış değerlendirmedir. Din toplumda birlik ve dayanışmayı sağlayan ana öğe olarak nitelendirildiği sürece laiklik tehdit altında kalmaya devam edecektir.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 6 asker şehit olmuştu