Kurban Bayramı ruh sağlığını bozmasın
Uzmanlar, Kurban Bayramı'nda hayvanların kesim sürecinde çocukların bulunmasının, bayram öncesinde hayvanları kendi elleriyle beslemesine bağlı gelişen duygusal yakınlığın, kesim sonrasında çocuğun ruh sağlığını bozabileceği uyarısında bulundu.
Çocukların ruh sağlının korunması için, niçin kurban kesildiğinin onların anlayacağı bir dille, korkutucu olmayan ve suçluluk duygusu uyandırmayacak biçimde anlatılması gerektiğini belirten uzmanlar, özellikle kesme işlemi sırasında çocuğa bir görev ya da sorumluluk vermekten kaçınılması gerektiğini ifade ettiler.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilal Özcebe, Kurban Bayramı'nda çocukların kurban kesiminden ruhsal olarak olumsuz etkilenmemesi için ailelerin dikkatli olması gerektiğini söyledi.
İnanç ve isteklerimizi gerçekleştirirken toplumun ruhsal sağlığının korunmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Özcebe, özellikle çocukların bazı kavram ve olayları öğrenirken ruh sağlıklarını korumasının çok önemli olduğunu ifade etti. Özcebe, ''Kurban Bayramı'nda hayvanların kesilmesi bazı çocukların ruh sağlık durumları için travma yaratıcı olabilir'' uyarısında bulundu.
Çocukların, büyüme ve gelişme süreçleri içinde farklı duygularının geliştiğini ifade eden Özcebe, ''Bebeklik döneminde etrafı ile ilgilenmeye başlayan çocuklar, sadece gördükleri ve dokunduklarına inanırlar. Küçük ve okul dönemindeki çocuklar ise sosyal öğrenme süreci yaşarlar. Çocuklar, ergenlik döneminden itibaren ise somut dokunma ya da görme dışındaki görüşler ve inanışlar hakkında düşünce geliştirmeye başlarlar. Ergenlik döneminin sonuna doğru ise çocuklar manevi kavramlar hakkında yorum yapmaya başlayabilirler'' diye konuştu.
"Çocuk, hayvanın kurban edilmesini algılayamayabilir"
Özcebe, genellikle kurbanlık hayvanların bayramdan birkaç gün öncesinde eve getirildiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Evde bulunan çocuk bayram öncesinde kurbanlık hayvan ile karşılaşmakta; onları beslemekte, sevmekte, isim vermekte ve böylece bir yakınlaşma yaşamaktadır. Hayvanla yakınlaşan çocuk, hayvanın kurban olarak kesilmesini algılamayabilir ve ruhsal travma yaşayabilir.
Çocuğun oynadığı ya da sevdiği bir hayvanın kurban olarak kesilmesini anlaması çok zordur. Çocuğun düşünce sisteminde kurban kesme ve ölüm gibi soyut kavramların olmaması nedeniyle kurban kesilmesinin nedenlerinin anlamasını beklememek gerekir.
Ayrıca, çocuğa yapılan açıklamalar sırasında çocukların kavrayabilecekleri şekilde ifadeler kullanılmasına dikkat edilmelidir. Çocukları yanlış yorum ve yargılara yönlendirmeden, sağlıklı düşünce sistemini bozmadan durum açıklanmalıdır. Bu nedenle bayram sırasında kurban kesiminin onların gelecekteki duygu ve düşüncelerini etkileyecek görüntü ve olaylara şahit olmamasını sağlayacak şekilde olması gerekir.''
Ailelerin, kurbanlarını kentlerde belediyeler tarafından ayrılan yerlerde, kırsal kesimde ise muhtarların önderliğinde özel alanlarda kesmeleri ve çocukları bu ortamdan uzak tutmaları gerektiğini ifade eden Özcebe, bu şekilde çocukların kurban kesiminden olumsuz etkilenmelerinin azaltılabileceğini söyledi.
Özcebe, medyanın da kurban kesimine ilişkin görüntüleri yayınlarken seçici olması, uygun olmayan görüntülere bültenlerde yer vermemesi gerektiğine dikkati çekerek, ''Çünkü, kurban kesiminin gösterilmesi ya da bu ortamların gösterilmesi de çocukları olumsuz olarak etkilemektedir'' dedi.
Kesim görüntülerinin vejeteryanlığa etkisi
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya da çocukların ergenlik süresince kendilerine sürekli olarak rol modelleri aradıklarını belirterek, ''Bu modellerin başında aile üyeleri gelmektedir. Ana babaların, çocuklarına sevmeleri ve korumaları gerektiği yönünde telkinde bulundukları hayvanların ölümüne karar veren kişiler olmalarının, çocuğun gözünde ebeveynlerinin algılanışı açısından ciddi bir sorun yaratabilir'' dedi.
Kurban kesimine tanık olan çocukta, travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılan yakınmalara benzer sıkıntı, korku ve kaçınma davranışlarla karşılaşılabildiğini belirten Kaya, ''Çocuk, istek dışı sık sık anımsama ve korku verici kabuslar görebilir. Ayrıca bu işlemlerin yapıldığı yerler başta olmak üzere bir çok duruma ilişkin kaçınma davranışları gözlenebilir. Ayrıca bir süre sonra yas tutma gibi bulgular kendini gösterebilir, suçluluk duyguları gözlenebilir'' diye konuştu.
Kaya, gözlenen bir başka olumsuz sonucun ise kurban kesimi sonrasında çocuğun yeme tutumlarında görülen değişiklikler olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Klinik uygulamada azımsanmayacak oranda karşılaştığımız durumlardan biri, çocukların kurban kesimi sonrası 'vejeteryan' olmaları, et yemek istememeleridir. Özellikle kesilen hayvanı besleyen, bir bağlanma oluşturacak derecede birlikte zaman geçiren çocuklarda bu daha sık görülmektedir.
Bu gibi durumların yaşanmaması için öncelikle çocuklara, bu işlemin neden yapıldığı onların anlayacağı bir dille, korkutucu olmayan ve suçluluk duygusu uyandırmayacak biçimde anlatılmalı. Çocuğun, kurban kesme işlemi tamamlanana kadar hayvanlarla yakın ilişki kurmasına, onları beslemesine, ortamlarda bulunmasına izin verilmemeli. Özellikle kesme işlemi sırasında çocuğa bir görev ya da sorumluluk vermekten kaçınılmalı, çocuklarla kurban kesme üzerine konuşurken kullanılan sözcükler özenle seçilmeli.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama