"Lozan'ı değiştirmeyi kabul ettiniz mi?"

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Bursa milletvekilleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Bursa'daki madende 19 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatan Şandır, milletvekillerinden oluşan bir heyetin bugün bölgeye giderek, maden şehitlerinin yakınlarının acılarını paylaşacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın, ABD Başkanı Obama ile yaptığı görüşmeden sonra, Obama'nın basın toplantısında ''Ve nihayet Başbakan Erdoğan'ı, dini ve etnik azınlıkların -demokratik ve siyasi süreç çerçevesinde- Türkiye'ye yeniden entegre edilmeleri için attığı ve çoğu kez zor olan adımlarından dolayı kutladım'' dediğini bildiren Şandır, Obama'nın, Heybeliada'daki ruhban okulunun devamı ve ekümenik patrikliğin Türkiye'de devamlılığını sağlamak açısından Türkiye'nin atacağı adımlarda ellerinden gelen desteği vermek istediklerini belirttiğini söyledi.

Konuyla ilgili Başbakan Erdoğan'ın cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığına da soru önergesi verdiğini bildiren Şandır, açıklamasında şu soruları yöneltti:
''Lozan Barış Antlaşmasını değiştirmeyi kabul ettiniz mi? Türkiye'de milli azınlıkların varlığını kabul ettiniz mi? Bu yönde Anayasayı değiştirmeyi kabul ettiniz mi? Eğer bunları kabul ettiyseniz bu doğrudan siyasi bölücülüktür, bu millete hakarettir, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin devlet hukukuna, kuruluş hukukuna aykırıdır. Bu, gaflet ötesi bir davranıştır. Bu soruların cevabını topluma vermeye Sayın Başbakanı davet ediyorum. Yoksa bu suçlamaların altında kalacaktır. Kendisini, tarih ve millet huzurunda, biz, gaflet ötesi davranışla sürekli suçlayacağız.''

Dini ve etnik azınlıklar olarak kimlerin kastedildiğini öğrenmek isteyen Şandır, ''Bir resmi görüşmede, Lozan Barış Antlaşması ile belirlenen dini azınlıkların dışında Türkiye'de 'etnik ve dini azınlık' varlığından bahsedilmesi, Türkiye'nin egemenlik haklarına karşı bir saldırı olarak kabul edilmesi gerekmez mi? ABD Başkanı Obama'nın bu beyanı karşısında bir tepkiniz veya bir açıklamanız oldu mu? İtiraz etmediğiniz bu açıklamadaki konularda ABD ve AB ile bir mutabakat mı oluşturdunuz?'' diye sordu.

Şandır, ABD Büyükelçisi Nabi Şensoy'un istifasının gerçek sebebinin ''Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik haklarına açıkça bir saldırı olan etnik ve dini azınlık talebine hükümetin itiraz etmeyişine, Sayın Büyükelçi Şensoy'un, bu suça iştirak etmeyişinin onurlu bir tepkisi olarak'' değerlendiren Şandır, ''Bunun cevabını hükümetin vermesi gerekir. Kapalı kapılar arkasında, kayıt altına alınamayan görüşmelerde, Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hangi hukukunu, kime, ne bedel karşılığında pazarladıklarını bu millete açıklamak mecburiyetindeler'' dedi.

"Süreci önlemek gayretindeyiz"

Şandır, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün siyasi parti liderlerini bir masa etrafında toplayabileceği yönünde açıklamaları bulunduğunu ve böyle bir davetin gelmesi halinde toplantıya katılıp katılmayacaklarına ilişkin soruyu da cevaplandırdı.

Şandır, şunları söyledi:
''Sayın Cumhurbaşkanı, bundan 8 ay önce 'güzel şeyler olacak' diye Türkiye'yi savaş alanına döndürdüler. Türkiye'yi kan gölüne dönüştürdüler. Türk Milletini etnik temelde ayrıştırdılar. Önce bu güzel olacak olan hususların gerekçesini bu millete açıklamaları lazım. Sayın Cumhurbaşkanının siyasi liderlere yaptığı tavsiyeyi önce kendisine yapması gerekir.
Biz bu Kürt açılımının, bu toplumun birliğini ve bu ülkenin bağımsızlığını, bölünmez bütünlüğünü tehdit eden önemli bir süreç olarak görmekteyiz. Bu süreci önlemek gayretindeyiz. Bunun için bu sürece asla katkı vermeyeceğimizi, bu yöndeki tüm davetlere katılmayacağımızı baştan ilan ettik. Cumhurbaşkanı 'güzel şeyler olacak' diyerek başlattığı bu sürecin sonucuna da katlanmak mecburiyetindedir. Kendisine yol arkadaşı olarak başkasını arayıp bulması gerekir.''

Şandır, Tokat'taki saldırıya ilişkin soruya ''Israrla söylüyoruz, bu Kürt Açılımı, AKP'nin PKK açılımıdır. AKP iktidarı girdiği bu yolun, PKK açılımı olduğunu, İmralı canisine ulaşacağını herkesten iyi bilmelidir. Millet nezdinde PKK'yı aklamak gibi bir mecburiyeti, her şeyden önce değerlendiriyorlar, önemli görüyorlar. PKK'nın yaptığı eylemlerin arkasına derin komplo, provokasyon gibi, milliyetçilik duygularını suçlamaya, MHP'yi suçlamaya kalkışıyorlar. Bu kabul edilemez. Bu derin komplo, AKP'nin millete yaptığı komplodur. Millet de cevabını verecektir'' karşılığını verdi.