Macron: Daha az silaha daha fazla beyine ihtiyacımız var

Davos’ta gerçekleşen 48. Dünya Ekonomik Forumu’ndaki konuşmasında dünyanın ortak sorunlarından bahsederek başlayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “Davos kadar dünyadan kopuk ve izole bir yerde küreselleşmeden bahsedeceğiz. Burada küresel ısınmaya inanmak da hayli zor” diyerek Davos Zirvesi katılımcılarını güldürdü.

“Fransa Avrupa’nın kalbine geri dönmüştür. Avrupa olmadan başarılı olamayız. Bu yüzden tüm stratejilerimiz Avrupa’yla birlikte ortak stratejiler olmalı.  Amacımız Fransa’yı tekrar Almanya ve Kuzey Avrupa ile aynı hizaya getirmek” diyen Macron küreselleşmenin büyük bir krize gittiğini belirtti ve “Ülkeler, kurumlar, STK’lar ve şirketler arasında büyük bir iş birliği gerekiyor” dedi. Bu sebeple Davos’a ülke liderlerine ve iş dünyası liderlerine çağrı yapmaya geldiğini söyledi. Macron, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine 10 yıllık bir Avrupa stratejisi geliştirilmesi gerektiği çağrısını yaptı.
“Özgürlük, adalet, bireysel haklar, bu değerler arasında eşsiz bir denge var Avrupa’da. Çin’de bu yok sürpriz değil. Biz çok taraflı bakabilmiştik, dünyanın çok taraflı hale gelmesini istiyorsak Avrupa olarak da bunu başarmalıyız” diyen Macron, tüm bunların bir gecede olamayacağını, bu yüzden bu stratejinin on yıllık olacağını söyledi.

“Kendi ülkemde bile Ulusalcı bir parti ile mücadele etmek zorunda kaldım” diyen Macron, popülist ve ulusalcı siyasetinin yükselmesinin sebebinin vaatlerin yerine getirilememesi olduğunu, işsizlik, kamu açığı vb. sorunların hala da tam çözülmemiş olduğunu söyledi. “Bazı insanlar da bundan faydalanıp küreselleşmeden çıkalım önerisi getirdi. Bu da bana önemli bir sorumluluk veriyor; Fransa’yı dünyaya açmak, küreselleşmenin geride bıraktıklarına da fayda sağlamak – orta sınıfa ve işçi sınıfına fayda sağlamak. Fransa’da bunu yapmaya çalışıyoruz.

Bu bağlamda reformların beş önemli alanda olması gerektiğini söyleyen Macron “insan sermayesi, yatırım ve sermaye, hızlanma ve esneklik, iklim değişikliğiyle mücadele ve kültürel değişim; bunlar değişimin stratejisinin beş önemli sütunudur” dedi.

Macron reform stratejisi ve beş ana sütunu konusunda şu taahhüt ve değerlendirmelerini paylaştı: 
 “Eğer küreselleşmeye karşı insanları korumak istiyorsanız onları eğitmeli ve yetenekli hale getirmelisiniz. Böylece yeni bir iş bulabilsinler. Biz bu amaçla eğitime ve mesleki öğrenime 15 milyar euro yatırım yapacağız. GSYH’mizin yüzde 5’ini eğitime aktaracağız. Küresel eğitim endekslerinde geriledik, bu sebeple eğitim sistemimizi yeniden iyileştirmeliyiz. Üniversitelerimize ve mesleki eğitime daha fazla yatırım yapacağız.”

“İnovasyonu Fransa ekonomisinin merkezine yerleştirecek, inovasyon programlarını – özellikle de yıkıcı inovasyonları finanse etmek için 10 milyar euroluk bir fon oluşturacağız. Ar-Ge yatırımları gerçekleştireceğiz. Bu da yine insan sermayesine yapılacak yatırım anlamına geliyor. Tasarruflarımızı inovasyon yönünde kaydıracağız. Sermaye üzerindeki vergileri artıracak ve inovasyona finansman sağlayacağız. Yüzde 32 olan kurumlar vergisini yüzde 25’e indirmek için gerekli yasaları geçirdik”

““En önemli reformlardan biri de kanunlar kadar önem taşıyan kültürel değişim. Fransa’nın tekrar risk alması gerekiyor. Hep söylerim, eskiden Fransa’da başarısız olmak da başarılı olmak da yasaktı. Fakat reform stratejilerimiz kapsamında artık risk almak ve başarısız olmak daha kolay olacak. Yani insanlar deneyecek, başarısız olacak ama tekrar deneyecek. Bence bütün bunlar risk almakla ilişkili. Fransa’da bunu değiştireceğiz. Fransa girişimciler ülkesidir. Bu yüzden de daha esnek düzenlemelere ihtiyacımız var. Bazen iş modellerini değiştirip çevreye ayak uydurabilirler. Mikro-ekonomik reformlar için de bunlara ihtiyacımız var. Ekonomimizi daha hızlı ve verimli hale getirmek için esneklik gerekiyor. Bürokrasiyi azaltmayı hedefliyoruz. Yeni bir yasa geçiriyoruz yönetim, girişimciler ve vatandaşlar arasındaki bürokrasiyi azaltmak için.”

“İklim değişikliğiyle mücadele konusu da en önemli sütunlardan biri. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında alınacak önlemleri cazibe ve rekabet anlamında bu büyük bir avantaj olarak görüyorum. Kiracı iyi olan yere gelir yaşar. Bu kapsamda 2021 yılında tüm kömür santrallerini kapatıyoruz ve dünyayı daha yeşil hale getiren start-up projelerini destekleyeceğiz”