Mango'dan Atatürk'e övgü dolu sözler
Yazar Dr. Andrew Mango, "Atatürkçülükte mensup olduğunuz medeniyet insan medeniyetidir. Ne Batıdır, ne İslamdır, evrensel insan medeniyetidir" dedi.
Türkiye Barolar Birliği'nce düzenlenen "21. Yüzyılda Atatürk'ü Düşünmek" adlı etkinlikler çerçevesinde düzenlenen, "Yabancı Yazar ve Bilim adamlarının Gözüyle Atatürk" adlı panel TBB'de yapıldı. TBB Başkan Yardımcısı Avukat Talay Şenol'un yönettiği panele, Rus asıllı İngiliz yazar Dr. Andrew Mango, Teksas Baylor Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. George W. Gawrych ile İtalyan Tarihçi ve Dil Bilimci, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fabio L. Grassi katıldı.
Panelde konuşan ünlü yazar Dr. Andrew Mango, konferansa gelirken televizyonda tesadüfen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın El Beşir'le ilgili, "İslam medeniyetine mensup bir kişinin soykırım yapmayacağı" yolundaki sözlerini duyduğunu anımsattı. Mango, "Atatürkçülükte mensup olduğunuz medeniyet insan medeniyetidir. Ne Batıdır, ne İslamdır, evrensel insan medeniyetidir" dedi.
Atatürkçülüğün yöntem olarak akılcılık, öz olarak medeniyetçilik olduğunu vurgulayan Mango, 2003 yılında, Avrupa Birliği Türkiye Raporu'nu kaleme alan Hollandalı raportörün, Türkiye'nin Kemalizm'den vazgeçmesi gerektiği yolundaki görüşlerini de "Atatürk'ü hiç anlamamış" sözleriyle eleştirdi. Mango, Atatürk'ün 10'uncu yıl nutkunda, çağdaş medeniyetin üzerini işaret ettiğini hatırlatarak, bunun çağdaş medeniyetin hem parçası olmak, hem de ona katkıda bulunmak anlamını taşıdığını söyledi.
1923 yılında halkın tamamen bilgiden yoksun olduğunu söyleyen Mango, "Türkiye'nin esnafı da yoktu, uzmanı da yoktu, marangozu da yoktu, nalbandı da yoktu. Türk süvarisi, Ermeni nalbandı vardı. Şimdi Türkiye uzman ihraç ediyor. Her alanda büyük gelişme oldu. Bu, Atatürkçü medeniyet sayesinde oldu" diye konuştu.
"Sorun Kürt milliyetçiliği sorunu"
"Bugünlerde dünyayı pek de anlamayan bazıları, demokrasiyi bütün dünyaya yaymak istiyorlar. Afganistan'da, Irak'ta 24 saat içinde demokrasi kurmak istiyorlar. Demokrasi için ilk adım hukuk devletidir" diyen Mango, Atatürk'ün hukuka verdiği önemi vurguladı.
Atatürkçülüğün "umulmadık bir şekilde" başarılı olduğunu söyleyen ve Güneydoğu'daki sorunu "Kürt milliyetçiliği sorunu" olarak adlandıran Mango, bölgeyi gezip gördüğünü ve geri kaldığı nitelemesinin doğru olmadığını ifade etti. Mango, "Devlet Güneydoğu'da almadı, verdi" diye konuştu.
"Diktatörlük, Kemalist rejimin hedeflerine hiçbir açıklama getirmiyor"
İtalyan Tarihçi ve Dil Bilimci, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fabio L. Grassi de pek çok Türk'ün Atatürk'e hayran olduğunu ve dünyanın onu ve eserini daha iyi tanıması gerektiğini düşündüğünü ifade ederek, "Kesinlikle haklılar. Fakat şunu da kavramalılar ki bir yabancının Atatürk'ü büyük ihtimalle "onların" Atatürk'ü olmayacaktır. Demek istediğim büyüklüğü daha düşük derecede olan veya önemi daha az olan bir Atatürk olacağı değil. Tam tersine, daha büyük ve daha önemli bir Atatürk olabilir. Fakat farklı bir Atatürk olacaktır" diye konuştu.
"Diktatör ve diktatörlük" tanımlarının yüzeysel olduğunu ve Kemalist rejimin derin ruhuna ve hedeflerine dair neredeyse hiç bir açıklama getirmediğini söyleyen Grassi, "Fakat teknik olarak hatalı olduklarını iddia etmek mümkün değildir ve sıklıkla bu kelimeleri kullananların Atatürk'ün eserine pozitif bir yaklaşımı olduğunu iddia etmek de mümkün değildir. Sonuç olarak, hayatlarının bir döneminde diktatör unvanını alanların ve tarihçilerin ve halklarının nezdinde olumlu olarak değerlendirilen kişilerin oluşturduğu liste kısa bir liste değildir" dedi.
Atatürk'ün Vahdeddin ile Almanya'ya yaptığı yolculuktan sonra Cumhuriyet seçeneğinin ruhunda derin kökler saldığının varsayılabileceğini söyleyen Grassi, "Böylesine köklü bir tasarı karizmatik bir kişiliğin önderliği olmadan hayata geçirilebilir miydi?" sorusunu yöneltti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüzlerce yıldan beri iktidarda olan bir hanedan evladı olmayan Atatürk, hedeflediğini gerçekleştirmek için yaptıklarından çok farklı şeyler yapamazdı. Tabii ki eğer Vahdeddin Bey Anadolu'ya kaçıp halkını direnişe çağırsaydı Türkiye'nin tarihi çok farklı olacaktı, birkaç saniyeliğine hayal edecek olursak bugün Osmanlı Hanedanı Avrupa'daki hanedanlar kadar kendi ülkelerinin demokrasi ve refahın sevilen simgesi olacaktı."
Vicdan ve Dimağ
Teksas Baylor Üniversitesi Öğretim Üyesi Amerikalı Tarihçi Prof. Dr. George W. Gawrych de, Atatürk'ün gençlik yıllarında, milli mücadele yıllarında ve devlet adamlığı yıllarında "dimağ" ve "vicdan" kavramlarını kullanma sıklığına vurgu yaptı. Söz konusu kavramların derin anlamlarını bugünün gençleri tarafından bilinmediğini anlatan Gawrych, "Atatürk düşünen, Entelektüel bir kişiydi. Çok okurdu. Vicdan ve dimağı kendisinde kişiselleştirmişti" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu