Mehmet Ergün'ün ilk duruşması yapıldı

Antalya'da geçen yıl 27 Ekim'de ''dur'' ihtarına uymadığı gerekçesiyle 18 yaşındaki Çağdaş Gemik'i tabancayla öldürdüğü iddia edilen polis Mehmet Ergün'ün yargılanmasına devam edildi. Ergün'ün tutukluluk halinin sürdürülmesine karar verildi.Duruşmayı polis tarafından öldürülen Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun ile yazar Temel Demirer de izledi.

Mehmet Ergün'ün ilk duruşması yapıldı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.04.2009 - 08:56

Antalya'da geçen yıl 27 Ekimde ''Dur'' ihtarına uymadığı gerekçesiyle 18 yaşındaki Çağdaş Gemik'i tabancayla öldürdüğü iddia edilen polis memuru Mehmet Ergün'ün tutukluluk halinin sürdürülmesine karar verildi.

Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasında sanık polis memuru Ergün ile avukatı Süleyman Çalıkuşu hazır bulundu. Çağdaş Gemik'in annesi Sevgi Efe, babası Haşim Gemik ve dayısı Cemal Efe de kendileri temsil eden 6 avukatla duruşmaya katıldı.

Mahkeme Başkanı Mehmet Zeki Söğüt, savcılığın iddianamesini okuyarak sanığa suçlamaları hatırlattı. İfadesinin başında olay nedeniyle üzgün olduğunu belirten ve Çağdaş Gemik'in ailesine baş sağlığı dileyen polis memuru Mehmet Ergün'e, Gemik'in dayısı Cemal Efe ''Katil'' diye bağırarak, tepki gösterdi.

''Kasten insan öldürme'' suçlamasını kabul etmeyen ve olayın meydana geldiği gün Yeşildere Mahallesi'nde devriye görevi yaparken şüphe üzerine durdurmaya çalıştıkları Çağdaş Gemik'in, motosikletle, uyarılarına karşın iki kez kaçmaya çalıştığını anlatan Ergün, silahıyla ilk olarak havaya uyarı ateşi açtığını, kaçmayı sürdüren Gemik'i yakalamak için mucurlu yolda koşarken silahının bir kez daha patladığını söyledi. Koştuğu yerin mucurlu olması nedeniyle dengesini kaybettiğini ve düşme tehlikesi geçirdiğini öne süren Ergün, ''İlk ateşi havaya uyarı amacıyla açtım. Silahım ikinci kez ise ise koşarken düşme tehlikesi geçirdiğim için patladı. Silahım iradem dışında patladı. Düşme anında kontrolümü kaybettim, mermiyi göremedim'' diye konuştu. Ergün, ''Görevimi yaptım. Olayın bu şekilde sonuçlanmasından üzgünüm'' dedi.

Mahkeme Başkanı Zeki Söğüt'ün, ''Gündüz vakti silaha sarılmışsın. Yardım isteyemedin mi?'' sorusuna sanık Ergün, telsiz sorumlusunun ekip arkadaşı Ahmet Üstün olduğunu söyledi. Mahkeme Başkanı Söğüt'ün kendisi yere düşerken, ateş alan silahındaki kurşunun neden Çağdaş Gemik'in ayağı ya da motoru yerine kafasına geldiğine yönelik sorusuna da polis memuru Ergün, düşme anında patlayan silahtaki merminin nereye isabet edeceğinin hesaplanamayacağı, kendisinin de çıkan mermiyi görmediği yanıtını verdi.

Ergün, silahının patlamasıyla 7-8 metre ileride motosikletten düştüğünü gördüğü Çağdaş Gemik'e müdahale yaptığını ve ambulans gelene kadar kan akan boynuna parmağını bastırarak tampon uyguladığını belirterek, olayın iradesi dışında geliştiği iddialarını yineledi.

Ölen gencin ailesinin avukatlardan Murat Erdoğan'ın ''Şahıs kaçsa ne olur?'' diye sorarken, Mehmet Ergün, olayın meydana geldiği bölgede gençlerin uyuşturucu kuryesi olarak kullanıldığını, kendilerinin de şüphe ve kontrol amacıyla durdurmak istedikleri Çağdaş Gemik'e, iki kez kaçması üzerine defalarca dur ikazı yaptıklarını söyledi. Avukatların soruları üzerine sanık Ergün, yılda iki kez atış ve silah eğitimi aldıklarını, derecesi kötü olan polislerin kursa alındığını, kendisinin ise bu kursa hiç çağrılmadığını belirtti.
 

"Hırsızların arasına bakın''

Duruşmada anne Sevgi Efe de şikayetini yineleyerek, sanığın cezalandırılmasını talep etti. Oğlunun, teyzesinin evine gitmek için kendisinin motosikletini aldığını, polislerin öğleden sonra motosikletin çalındığını ya da oğlunun hırsızlığa karıştığını söyleyerek kendisini karakola çağırdıklarını anlatan Sevgi Efe, karakola gittiğini ve oğlunu sorduğunda saatlerce net bir yanıt verilmediğini, gece de oğlunun öldüğünün kendilerine söylendiğini anlattı.

Polislerin karakolda oğlunun ölümünü saatlerce gizlediklerini ve kendisine, ''Çocuğunuz hırsızlık yapmış, hırsızların arasına bakın'' diye seslendiklerini, baktığında oğlunu göremediğini dile getiren Sevgi Efe, ağlayarak, oğlu Çağdaş'ın hiçbir kötü alışkanlığı olmadığını söyledi. Efe, sanık polis memuruna, ''O benim canımı acıttı. Allah da onun canını acıtsın. Allah sizin de ciğerinizi kopartsın'' diye seslendi.

Baba Haşim Gemik de yaklaşık 8 yıl önce eşi Sevgi Efe'den ayrıldığını, annesiyle yaşayan oğlunun halk oyunları grubunda oynadığını ve hiçbir kötü alışkanlığının olmadığını belirtti. Baba Gemik, sanıktan şikayetçi olduklarını bildirdi.

Çağdaş Gemik'in dayısı Cemal Efe de şikayetini yineleyerek, Çağdaş'ın saat 15.00 sularında yaşanan olaydaki ölümünün, polislerce saatlerce oyalandıktan sonra kendilerine ancak 23.00 sıralarında söylendiğini anlattı.

 

Diğer polis, "Neden ateş ettin" diyordu

Olayın meydana geldiği sokakta evi bulunan Raziye Alkan adlı kadın da duruşmada tanık olarak dinlendi. Evinin mutfağındayken arka arkaya silah sesi duyduğunu ve pencereden baktığında bir gencin motosikletinin üzerinden düştüğünü ve kasklı bir polis memurunun de eliyle gencin kan akan boynuna tampon yaptığını gördüğünü bildiren Alkan, ''Ayakta duran ve ambulansı çağıran diğer polis, meslektaşına iki kez 'Neden ateş ettin' diyordu'' dedi.

Sanık avukatı Süleyman Çalıkuşu, kadının daha önceki ifadelerinde bu beyanının bulunmadığını belirterek, çelişkinin nedeninin sorulmasını istedi. Mahkeme Başkanı Söğüt'ün bu yöndeki sorması üzerine Raziye Alkan, ''Panik yaptım, savcılıkta bunları söylemedim. Ne gördüysem burada onu anlattım. Hiç kimseden yönlendirme ya da baskı görmedim'' diye konuştu.
 

''Terörist mi kaçıyordu"

Polis memurunun olay günü devriye görevini birlikte yaptığı ekip arkadaşı Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Ahmet Üstün de verdiği ifadede, Çağdaş Gemik'i yakalamaya çalışan arkadaşı Mehmet Ergün'ün ateş açtığını görmediğini yalnızca silah seslerini duyduğunu söyledi.

İkinci atışın ardından Mehmet Ergün'ü mucurlu yolda düşme pozisyonunda ve kaskını tutmaya çalışırken gördüğünü, tabancasının namlusunun da yere dönük olduğunu anlatan Üstün, diğer tanık Raziye Alkan'ın ifadesinde geçen, ''Neden ateş ettin'' yönündeki sözleri panikle söylemiş olabileceğini ileri sürdü. Üstün, ''Mehmet'e nasıl ateş ettin, şahıs nasıl vuruldu demek istedim. Ağzımdan ''neden ateş ettin' diye çıkmış olabilir'' dedi.

Mahkeme Başkanı Zeki Söğüt'ün Çağdaş Gemik'in motosikletinin plakasının olup olmadığı ve ''Çok önemli bir ihbar mı almıştınız? Terörist mi kaçıyordu? Böyle bir durum mu vardı?'' şeklindeki sorusu üzerine de polis memuru Ahmet Üstün, motosikletin plakasının bulunduğunu, haklarında ihbar da almadıklarını, ancak Yeşildere Mahallesi'nde 14 yaşındaki çocukların bile eroin kullanmaları nedeniyle motosikletteki iki gençten şüphelenerek takip yaptıklarını ileri sürdü.

Kendisinin 12 yıllık memur olduğunu ve polis olarak görevleri sırasında şüpheli kişileri psikolojik tavırlarından anladıklarını dile getiren Tüzün, Başkan Söğüt'ün ''Sen olsan ne yapardın'' şeklindeki sorusuna, ''Ben de Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'na göre havaya uyarı ateşi açardım'' dedi.

Avukatların sorusu üzerine kendisinin motosikletinin 650, Çağdaş Gemik'in motosikletinin ise 110 cc gücünde olduğunu belirten sanık polis memuru Mehmet Ergün, yoğun suç potansiyelinin yer aldığı iddia edilen Yeşildere Mahallesi'nin bulunduğu Zeytinköy bölgesindeki bu durumun, kendilerini daha tedbirli davranmaya sevk ettiğini söyledi.
Sanık polis memuru ile avukatı ifadelerin ardından tahliye talebinde bulundu.
 

''Polis vazife ve selahiyetleri kanunu değiştirilmeli"

Duruşmada Çağdaş Gemik'in ailesinin avukatlarından Münip Ermiş de ''Ayağım kaydı, düştüm ve silahım patladı'' ifadelerinin bu davada hiçbir anlamı olmadığını, mucur olduğu iddia edilen yolla ilgili dava dosyasında 60 fotoğraf bulunduğunu söyledi. Yolun sadece kenarında mucur bulunduğunu, diğer tarafların asfaltla kaplı olduğunu anlatan Ermiş, polisin kuvvetli suç şüphesi ve suç üstü durumlarında direnmeye karşı orantı olmak üzere ateş edebileceğini savundu.

Çağdaş Gemik'in ehliyetsiz olması nedeniyle kaçtığını, ancak polise direnmediğini, bu iki kavramın birbirinden net olarak ayrılması gerektiğini ifade eden Ermiş, Cumhuriyet Savcısı'nın iddianamesinde de ''yakalama mesafesi nedeniyle ateş etmeye gerek olmadığı'' görüşünün yer aldığını kaydetti. Bu olayla ilgili Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına uygun olarak hazırlanan iddianamenin Türkiye'de bir ilk olduğunu ve savcıyı demokrasi adına alkışladıklarını belirten Ermiş, iddianamede de Çağdaş Gemik'in polise mukavemeti olmadığı görüşünün bulunduğunu bildirdi.

Ermiş, sanık polis memuru hakkında Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen soruşturmaya ilişkin bilgi istenmesini de talep etti.

Duruşmada, Zeytinköy bölgesinde uyuşturucu ve hırsızlık gibi çeşitli suçlarla ilgili yakalama ve tutuklanma oranlarına yer verildi. Çağdaş Gemik'in olay sırasında birlikte olduğu arkadaşı Halil Keşifçi'nin de mahkeme talimatıyla gönderdiği ifadesi okundu.
Mahkeme heyeti, verdiği ara kararda, hakkındaki suçlamanın niteliği nedeniyle polis memuru Mehmet Ergün'ün tutukluluk halinin sürdürülmesine, hakkında yürütülen idari soruşturmayla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğünden bilgi istenmesine ve tanık Halil Keşifçi'nin çelişkili beyanlarının yeniden talimatla ifadesi alınarak giderilmesine hükmederek, duruşmayı haziran ayına erteledi.

Duruşmanın ardından gazetecilere açıklama yapan avukat Münip Ermiş, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun 16. maddesinin ölümlere neden olduğunu ve acilen değiştirilmesi gerektiğini ileri sürdü. Ermiş, ''Bu yasa ile bu ölümler devam edecek'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler