Mercan Dede: Müzik kısık ateşte pişmeli
Mercan Dede, 6 yıllık bekleyişini, 'Hayat, sanat, müzik insanın kalbinde Türk kahvesi gibi kısık ateşte pişmeli, oluşmalı, kabarmalı' diye açıklıyor.
DJ, neyzen, prodüktör kimlikleriyle karşımıza çıkan Mercan Dede, Mevlana’nın 800. doğum yılı için yaptığı albümden bu yana derin bir sessizlikteydi. Müzisyen 6 yıl süren bu sessizliğini yeni albümü “Dünya” ve Borusan Müzik Evi’nde verdiği konserle bozdu.
- “Dünya” için 6 yıl bekledik. Neden bu kadar uzun bir ara verdiniz albüm yapmaya?
Ben argo tabiri ile “otomatiğe bağlamış” halde bir şeyler üretmek isteyen, böyle ticari zihniyetle yaratılan eserlere inanan biri değilim. Hayat, sanat, müzik, insanın kalbinde Türk kahvesi gibi kısık ateşte pişmeli, oluşmalı, oturmalı, kabarmalı. İnsanın hayatta kaç albüm yaptığı, kaç sanat eseri yarattığı, ne kadar sürede yaptığı değil, bu eserlerin hakları olan zaman diliminde, yine hak ettikleri özen gösterilerek yapılıp yapılmadığı önemli.
- ‘Dünya’ derken üzerinde yaşadığımız gezegen mi, yoksa sizin kendi dünyanız mı kastettiğiniz?
“Dünya” kelime manası olarak aynı zamanda “yaşam” anlamına geliyor. Tabii burada bahsettiğim “Dünya”, benim öznel bir gözle gözlemlediğim, gözlemlerimi, tecrübelerimi içleştirip dış “Dünya”ya sesler, yankılar olarak yansıttığım bir dünya, bu anlamda belki de üzerinde yaşadığımız “Dünya”dan ziyade benim dünyamı anlatıyor.
Ama bizler bu dünya ile varız. Kim olursak olalım, ister gökdelende ister gecekonduda oturalım, hepimiz bu dünyada yaşıyor ve ona çok nankör, hor, hakir davranıyoruz. Buna rağmen dünya hâlâ muazzam bir ev, cömert, hoşgörülü, sıcak bir ev sahibi.
“100 yıl daha bu dünya böyle gider, benden sonra kıyamet diyoruz” ama torunlarımız bize sorduklarında ne diyeceğiz? Bunlar albümün sesleri arasında anlatmaya çalıştığımız konular. Bu yüzden albümde hem saz var, hem de davul zurna, hem sivrisineklere nazire hem de insanlığa işaret.
- Mercan Dede dendiğinde herkesin aklına önce ney geliyor. Nedir sizi neye yönelten?
O zamanlar neyin ne olduğunu bilmiyordum. Gerçi hâlâ biliyorum diyemem. İlk defa ney sesi duyduğumda 5 yaşındaydım ve kalbim deli gibi heyecanla çarpmıştı, hâlâ aynı heyecanı bana bu dünyada en çok tattıran, hissettiren saz ney. En önemlisi bütünlük, müzik ya da sanattan evvel gönlünüzdeki bütünlük; ney sesi bende, benim şizofrenik hayatımdaki bütün bölünmüşlüklerin üstünü örtüp hayatım ve gönlüm arasında bir bütünlük sağlayan tek ses, tek saz.
- Albümde iki parça var ki...
Bu albümde İran asıllı çok sevgili dostumuz Azam Ali “Haydar Haydar”ı, çok değerli sanatçı Sabahat Akkiraz “Tevhid”i söyleyerek bizi mutlu ettiler. Ayrıca Kanada’dan olağanüstü şair Jeff Bien, topraklarımızdan “Yalınayak Başıkabak’ üstadımız, genç kuşak şairlerimizden Mahir Karayazı gibi çok değerli şair dostlarımız bizi yalnız bırakmadılar.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev