Moda'da perde çektiren espri

Mizahi sosyal medya paylaşımlarıyla tanınan Moda Kitap’ın sahibi Hakan Tunç, Fenerbahçe’nin şike tartışmalarına göndermeyle attığı esprili bir tweet sebebiyle sosyal medyada hedef gösterildi. Bu yüzden Moda Kitap günlerdir kapalı.

Moda'da perde çektiren espri
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.07.2016 - 22:53

Kadıköy’de ikinci el kitap satan Moda Kitap, günlerdir kamuoyunun gündeminde. 'Yıkalım Moda Kitap’ı deniliyor, 'yakalım' deniliyor, 'teröristler' zaten öldürelim deniliyor...

Sahafların kapatıldığı, kitaplara değer veren insanların giderek azaldığı ülkemde bir kitapçının gayri ihtiyari attığı bir tweet nelere sebebiyet veriyordu. Şaşkınlık içerisinde izliyordum, izliyorduk... Ancak iş spordan ve eleştiriden çıkıp; ırkçılığa yönelince artık izlemememiz gerektiğini düşündüm...
Peki buraya nasıl geldik?

Her şey Moda Kitap’a ait Twitter hesabından Fenerbahçe hakkında atılan bir tweet ile başladı. Yıllardır okuyucularına sosyal medya üzerinden çekilişler ile kitap armağan eden Moda Kitap, Şeker Bayramı’nda da okuyucularına armağanda bulunmak için bir çekiliş yapılacağını duyurdu. Çekiliş öncesi Moda Kitap’ın takipçilerinden birinin, “RT ettim ama inşallah şike yoktur” şeklinde tweet atması, Moda Kitap’ın ise takipçisine; “Fenerbahçe değiliz” diye yanıt vermesi olayı çok farklı bir noktaya taşıdı. Saatler sonra Moda Kitap’a karşın sosyal medyada bir linç kampanyası başlatıldı. Çok sayıda takipçisi olan hesaplar, Moda Kitap’ı açık hedef gösterdi. Bu linç giderek daha da büyüdü. Moda Kitap’ın sahibi bu defa da Kürt olduğu için hedef gösterilerek, PKK sempazitanı ilan edildi. Olay neydi, nasıl bu boyuta geldi? Olayı birinci ağızdan dinlemek için Moda Kitap’ın yolunu tutuyorum.
Moda Kitap’ın önünden iki defa geçmeme rağmen Moda Kitap’ı bulamıyorum. Yanlış adrese geldiğimi düşüncesine kapılıp semt esnafına adresi soruyorum. Tam önünde durduğum binanın Moda Kitap olduğunu söylüyorlar. Şaşkınlık yaşıyorum. Tabelaları indirilmiş, perdeleri çekilmiş bir kitapçı... Kapıyı çalıyorum. Moda Kitap’ın sahibi Hakan Tunç açıyor kapıyı. Yüzünde derin bir üzüntü ve tedirginlik var. Kitapseverler bilirler sahafların nasıl koktuğunu, o kokuyu içime çeke çeke kitap dolu bir salonda oturuyorum. Hemen muhabbete başlıyoruz...

Burası kaç yıldır var?

Moda Kitapevi 4 yıldır var.

Her gün bir sahafın kapatıldığı bir süreçte nasıl karar verdiniz sahaf dükkanı açmaya?

Düşündüğüm bir işti. Uzun süre farklı işlerde çalıştım ,ayrıldım. Yıllardır kitap biriktiriyordum. Sosyal medyayı da aktif kullanıyordum. Diğer sahaf arkadaşlardan farklı olarak insanların dükkana gelmesini beklemek yerine biz onlara gitmeliyiz düşüncesiyle yola çıktım. Şuan sosyal medyada yaklaşık 25-30 bin takipçimiz var. İnsanların arayıp bulamadıkları kitapları kısa sürede bulup, ulaştırıyoruz.

Yani sosyal medyada hem satış, hem reklam mı yapıyorsunuz?

Evet... İşimizi ifade edip, kitabın dünyasından yazarından bahsediyoruz. Kitabın görselini paylaşıyoruz. Bazen sosyal medyada bir okuyucuyla kitap üzerine tartışıyoruz. Birçoğu ile espiri yapacak kadar yakınlaşmış durumdayız. Bazen insanların duygu durumları, olaylara yaklaşımları mantık süzgecinden çıkıp duygu sürecine girdiğinde daha hassas olabiliyorlar. Espiri, espiri olarak algılanmıyor.

Moda Kitap’a ait sosyal medya hesaplarını kimler kullanıyor?

Hesaplar burada açık, zaman zaman ben kullanıyorum. Zaman zaman çalışanlarım. Bu hesap kişisel ve kurumsal hesabın birleşimi.

Bizi takip edenler benim üslubumu bilirler, espirili yaklaşırız insanları alıştığı algının dışına çıkarıp paylaşımlarımıza espiri katıp merak uyandırma kaygımız var. Kısmen başarılıyız ama sosyal medyanın hızı, heyecanı ve şehvetine yenik düşüp bazı olumsuzluklar yaşıyoruz.

O olaylı tweeti siz mi attınız?

Evet ben attım o tweeti. Ortalama iki günde bir kitap paylaşıyoruz. Takipçilerimizler arasında çekiliş yapıyoruz. Kim çekilişe hak kazanırsa, çekiliş sonucunda çıkan kişiye kitap yolluyoruz. Çevremizden birinin kitabı kazanma şansı yok. Şike olduğu düşünülmesin diye. Olayın yaşandığı günde günde bayram dolayısıyla bayram hediyesi 6 kitabı müşterimize hediye etmek istedik. Normalde 300 paylaşım alan tweet 600-700 paylaşım aldı. Normalden daha fazla reaksiyon aldı. Bu işte şaibe var, şike olmadığı ne malum gibi espirili yaklaşımlar oldu. Bende espirili yaklaşarak, ‘Fenerbahçe değiliz’ diyerek güldüm. Niyetim kesinlikle ne camiyaya, ne klübe böyle bir suçlamada bulunmak değildi. Futbol ilgi alanım değil. Futbol fikir beyan edeceğim son mecra iken bu son mecrada söylediğim yalnış bir cümle olayı bu noktaya getirdi. Ben bir kitapçıyım, kitapseverim yaptığım iş bir kitleden, bir camiadan nefret edilerek yapılabilecek bir iş değil.

O gün neler oldu?

Biz o paylaşımı 6 temmuzda yaptık. Olay bir gün sonra patlat verdi. Bizi yaklaşık 14 bin insan takip ediyor. Takipçilerim ile bir şekilde temas etmişizdir. Üslubumuza aşinalar. Fikirlerimizi, düşüncelerimizi az çok bilirler. Paylaşımın olduğu gün olay olmamasının nedeni bizim uslubumuzu biliyor olmaları. Birgün sonrasında yaklaşık 30 saat sonra birilerinin çıkıp bunu paylaşması düşündürücü. Neyden kaynaklı böyle bir hedef göstermeydi bilmiyorum. Önce küçük bir hesap hedef gösterdi daha sonra ise Fenerbahçe camiasının bilinen büyük hesapları paylaşım yaptı. Olay büyüdü. Sosyal medya hesabımı kapatmak zorunda kaldım.

Ciddi tehditler aldınız. Bu tedirginlik yaratmadı mı?

Yaratmaz olur mu? Aldığımız tehditler zor ciddiydi. Toplu halde baskına gelmek için çağrılar yapıldı. Yakmaktan, yıkmaktan, öldürmeye... Daha sonra ise olayı farklı bir boyuta taşıdılar. Adını sanını bilmediğim bir örgütle bağlantılandırılıp, onların taşeronuymuşum gibi, içinde yetkili biriymişim gibi bir sürü paylaşım yapıldı. Bunlarla muhattap olup, ilişkilendirilmek istemiyorum. Biz bir kesime, bir gruba, bir siyasi fikre, bir cemaate ya da kitleye hizmet vermiyoruz. Kitabı muhafazakarı da, sağcısı da, solcusu da, lazı da, kürdü de, çerkezi de okuyor. Hedef gösterildim.

Sizce olay basit bir paylaşımdan çıkmış bir şey miydi?

Benim algıladığım kadarıyla ilk başta basitmiş gibi görünüyordu ancak bu kadar örgütlü olması bir hedef haline geldiğini gördüm. Biri hedef göstermiş. Bunu bazılarının bir fırsatı değerlendirmesi olarak görüyorum. Bana bazı duyumlar geldi. Bu duyumların daha fazla dillendirilip devam etmesini istemiyorum. Çünkü o kadar çok paylaşım yapıldı ki mevzu çok büyüdü. Bir gafletin, bir espirinin sonucu, bir yeri yakmak, yıkmak olmamalı. Yapılan bir yanlışın tepkisi bu olmamalı. Fenerbahçe camiası ya da başka bir kurum sen eğer bir şeyden rahatsız olmuşsan o işletmeyi boykot edersin. Dediğim gibi, o kişiyi öldürmekle, yakıp, yıkmakla tehdit etmek doğru değil.

Bu olay satışlarınızı nasıl etkiledi?

Günlerdir kapalıyız. Perdelerimizi çektik. Biz gecenin geç saatlerine kadar açık bir iş yeriydik. Sadece kitap satmıyoruz. Sohbet, sinema,ve söyleşi günlerimiz oluyordu. Böyle geniş bir hizmet ağı geliştirdik. Olayın patlak verdiği günden bu yana kapalıyız. Çok sayıda müşterimiz aradı ve sadece müşterimiz değil, kitapseverler buraya gelip bizi ziyaret etmek ve iyi olduğumuzu görmek istiyor. Ne yazık ki şu an kapalıyız.

Yeni bir mekana taşınmayı düşünüyor musunuz?

Ben bu işi yapacaksam Kadıköy’de yapacağım. Bunun dışında yapacağım bir iş yok. Burada yapamazsam, yaptırmazlarsa başka hiç bir yerde yapmayacağım.

Fenerbahçe camiasına neler söylemek istersiniz?

Öncelikle camiadan özür dilerim. Bilerek ve isteyerek atılan bir tweet değildi. Espiri amaçlı attım fakat olayın bu boyutlara geleceğini yalnış anlaşılabileceğini düşünemedim, üzgünüm...

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler