Molotof ''su şişesi'', eylem ''okey''
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Şırnak'ta izinsiz gösteriler düzenledikleri gerekçesiyle 61 sanık hakkında dava açtı. İddianamede, sanıklar hakkında 28'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Şırnak'ta terör örgütü PKK'nın ''Türkiye Meclisi (KCK-TM)'' çatısı altında faaliyet gösteren ''Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi'' (YDGM) üyesi olmak, terör örgütü adına suç işlemek ve terör örgütüne eleman temini suretiyle yardım etmek suçlarından 61 sanık hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 850 sayfalık iddianame, 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
İddianamede, yapılan teknik ve fiziki takipler sonucunda Şırnak'ta KCK-TM'nin alt birimi olan YDGM'nin kurup idare ettiği bir yapının mevcut olduğu, söz konusu yapının kentte, ''sadık ve eylem yapmaya hazır gençler'' tespit ettiğine yer verildi.
YDGM üyelerinin terör örgütü PKK'nin talimatları doğrultusunda faaliyet yürüttükleri belirtilen iddianamede, söz konusu oluşumun yasal olarak başlayan gösterileri yasa dışı pankart ve sloganlar ile emniyet güçlerine saldırılarda bulunmak suretiyle illegal hale getirdikleri kaydedildi.
İddianamede, yapılan incelemelerde merkezi Diyarbakır'da bulunan YDGM tarafından görevlendirilen kişilerin Şırnak'a gelerek il ve ilçelerde örgütlendikleri, gençleri yasa dışı eylemlere teşvik ettikleri, bazen de bu eylemlere bizzat katıldıklarının anlaşıldığı belirtildi.
Eylemlerde asıl amaç gizleniyor
İddianamede, yapılan tüm eylemlerin terör örgütünün sürece göre değişen talimatlarıyla gerçekleştirildiği bildirilerek, şu ifadelere yer verildi:
''Eylemlerin tamamında terör örgütünün sözde bayrakları ile örgüt elebaşının posterlerinin açıldığı, terör örgütü ve örgüt elebaşı lehine sloganların atıldığı tespit edilmiştir. Örgüt elebaşının avukatları aracılığı ile vermiş olduğu talimat niteliğindeki önerileri müzahir kitle tarafından birer eylem talimatı telakki edilerek yerine getirilmektedir. Eylemlerde çoğu zaman çocuklar ön plana sürülmektedir. Eylemler festival, etkinlik, konser ve basın açıklaması görünümünde yapılarak asıl amacı gizlenmektedir. Yapılan tüm eylemlerin amacı, müzahir kitleyi zinde tutup, eylemsellik sürecini üst seviyede muhafazasını sağlamaktır. Eylemlerle özellikle örgüt elebaşının serbest bırakılması hedeflenmektedir.
Yapılan silahlı ve bombalı eylemlerin amacı, bölgede korku ve paniğin devam etmesi, kaos ortamının sürmesi ve bu sayede halk üzerinde baskı oluşturulması, devlet güçlerinin zafiyet içerisinde olduğunun gösterilmesidir. Eylemlerde bayrak açan, slogan atan, güvenlik güçlerine taşlı ve molotoflu saldırıda bulunan şahısların 15-25 yaş aralığındaki gençler olduğu gözlenmektedir. Eylemci genç grubun örgütlü bir yapı içerisinde hareket ettiği, terör örgütünün gençlik yapılanması içerisinde oldukları, terör örgütünün merkezi gençlik örgütlenmesi içerisindeki şahıslar tarafından yönlendirildikleri, denetlendikleri, konumlarının belirlendiği anlaşılmaktadır.''
Kamyonla örgüte eleman taşındı
İddianamede, YDGM üyelerinin aynı zamanda terör örgütü PKK'ya eleman temini sağladıkları da belirtildi.
YDGM üyelerinin 4 kişiyi örgüte nasıl gönderdikleri de iddianamede şu şekilde yer aldı:
''Terör örgütünün kırsal alanına gitmek için Silopi'ye giden 4 şahsı, İ.T. karşıladı. İ.T. bahse konu 4 kişiyi tır parkına götürerek sınırı geçmek üzere hazır bekleyen ve çimento yüklü olan, arka arkaya park etmiş iki kamyonun şoförlerine, şahısları ikişer ikişer teslim etti. Kamyon şoförleri, bu şahısları kamyonlarında daha önceden hazırlanan gizli bir bölmeye koyarak, Habur Sınır Kapısı'ndan Irak'a geçirdi.''
Molotofa 'su şişesi', taşa 'nohut'
İddianamede, sanıkların telefon konuşmalarında bazı kelimeleri kodladıkları belirtildi.
Sanıkların yapılacak eylem için ''bilardo'', ''düğün'' ve ''okey oynamak''; molotofkokteyli için ''su şişesi''; el bombası için ''kek''; sapanla atılabilecek büyüklükte taş veya misket için ''nohut''; eylem yeri için ''halı saha''; Irak'ın kuzeyi için ''diğer taraf'' ve tabanca için de ''demir'' şifresi kullandıklarının tespit edildiği kaydedildi.
İstenen cezalar
İddianamede, 61 sanık hakkında, ''terör örgütü üyesi olmak, örgüt adına suç işlemek'' Terörle Mücadele Kanunu'nun ''terör örgütünün propagandasını yapmak'' ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 33/c maddesinde yer alan ''dağılma sırasında silah veya araçlarla mukavemet etmek'' suçlarından 28'er yıla kadar hapis cezası istendi.
Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.
12 kişi gözaltında
Hakkari'de son 3 günde terör örgütü PKK'nin elebaşı Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarını bahane ederek korsan gösteri yapan ve polise taş atan göstericilerden gözaltına alınan 12 kişiden 6'sı tutuklandı.
Hakkari Valisi Muammer Türker, yaptığı açıklamada, son 3 günde kent merkezinde 5, Şemdinli ilçesinde 7 kişi olmak üzere toplam 12 kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Vali Türker, il merkezinde gözaltına alınan 5 kişiden 2'sinin, Şemdinli'de gözaltına alınan 7 kişiden 4'ünün tutuklandığını belirtti. Hakkari'de daha önce çıkan olaylarda gözaltına alınan 33 kişiden 12'si tutuklanmıştı.
DTP İl Başkanı'ndan polis memurlarına suç duyurusu
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, bir kişinin yaşamını yitirdiği gösterilerle ilgili polis memurları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Anlı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusunun ardından adliye binası önünde, DTP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Meral Danış Beştaş ile basın açıklaması yaptı.
Fırat Anlı, görevli polis memurları hakkında, ''Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'na muhalefet'', ''İşkence ve kötü muamele'', ''Orantısız güç kullanılması sonucu birden fazla kişinin yaralanmasına yol açmak'' ve ''Kasten adam öldürmek'' suçlarını işlediklerini öne sürerek, suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti.
DTP İl Başkanı, suç duyurusunda, meydana gelen olaylarda görevli polis memurları hakkında gerekli soruşturmanın derhal başlatılmasını istediklerini söyledi.
Bir gazetecinin Tokat'ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit edilmesi ve Diyarbakır'daki olaylarda bir kişinin yaşamını yitirmesi olaylarıyla ilgili sorusu üzerine ise Anlı, şöyle dedi:
''Toprağa düşen her can, yüreğimizde patlayan bir bombadır. Bunun için ölümleri durdurmak lazım. Başbakan Erdoğan'ın ABD dönüşünde yeni bir yaklaşım süreci başlatması ve DTP'nin kapatılması davasının olumlu sonuçlanması önemlidir. Biz geç kaldıkça gençlerimiz yaşamını yitirmeye devam ediyor.''
Diyarbakır Valisi Mutlu: Çocukları öne sürmek yanlış
Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, izinsiz gösterilerle ilgili olarak, olaylara gençlerin, çocukların alet edilmemesi gerektiğini söyledi. Vali Mutlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, kentte söz konusu olayların yaşanmamasını arzu ettiklerini, özellikle izinsiz yürüyüşün yapılmaması konusunda da bu işle yetkili kişileri bizzat arayarak tek tek görüştüğünü bildirdi.
Vali Mutlu, olaylarda yaralanan polislerin yanı sıra vatandaşlardan yaralananların olduğunu, bazı iş yerleri ile parti binalarında ciddi hasarların meydana geldiğini belirterek, şöyle devam etti.
''Ama bunların içerisinde hepimizi çok üzen bir gencin hayatını kaybetmesi oldu. 23 yaşında üniversite öğrenimini sürdüren bir delikanlı bu olaylarda yaşamanı yitirdi. Bu tabi ki hepimizi üzen, etkileyen bir sonuçtur. Olay, şu anda Cumhuriyet savcılığımız tarafından, olayın vuku bulduğu andan itibaren bütün delilleriyle emniyet müdürlüğümüzün uhdesinden çok titiz bir şekilde takip edilerek izleniyor. Bundan sonrasını Cumhuriyet savcılığımız neticelendirecek. Biz de bu konunun aydınlatılmasını fevkalade önemsiyoruz.''
Hayatını kaybeden gence rahmet, ailesine de baş sağlığı dileyen Vali Mutlu, şöyle konuştu: ''Elbette ki istenmeyen bir olaydır. Evet olaylara katıldığı o bölgedeki kamere kayıtlarından görülüyor. Bunların detaylarına girmek istemiyorum ama netice itibariyle can kaybı hiç bir zaman istenilmeyen arzu edilmeyen bir şeydir"
Mutlu, Diyarbakır'da, bölgede ve Türkiye'de huzurun hakim olmasını temenni ettiklerini de ifade ederek, bütün Diyarbakırlılara çok özel olarak huzura katkı sağlama konusunda daha duyarlı, mevcut destekleri noktasında teşekkür etti.
Özellikle gençlerin, küçük yaştaki çocukların bu olaylarda öne itilmesi, sonradan ailelerin bu konuyla ilgili duydukları büyük üzüntülerin olduğunu ve bu olaylara gençlerin, çocukların alet edilmemesi gerektiğini vurgulayan Vali Hüseyin Avni Mutlu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Söylenecek ne varsa, memlekette konuşulacak ne varsa, demokrat bir kimlik içinde konuşmalıyız ve sözün ötesine hiç bir şeyi geçirmemeliyiz. Söz çok kıymetli olmalı, konuşmak çok kıymetli olmalı, kanun, kural çok kıymetli olmalı. Bunlar ihlal edilmemeli. Ama kanunu vermiş olduğu çerçeve içerisinde de bütün meselelerimizi konuşarak halletme kültürünü de mutlaka geliştirmeliyiz. Ama sözü bir tarafa bırakır, çocukları öne sürerek bir takım olaylar yaşanacak olursa memleketimizin son günlerde yaşamış olduğu sıkıntılar hepimizi üzen tablolardır. Bir kez daha böyle olayların yaşanmamasını, huzurun hakim olmasını temenni ediyorum.''
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti