Muhalefetten Atalay'a yanıt

CHP'li Özyürek, MHP'li Şandır ve DSP'li Türker, Bakan Atalay'ın "Kürt açılımı" konusunda yaptığı açıklamaları değerlendirdi. Özyürek "Sorunun esası akan kandır, susmayan silahlardır. Bunları nasıl çözeceklerini açıklasınlar" derken; Şandır "Projenin arkasında ABD ve AB var'' diye konuştu.

Muhalefetten Atalay'a yanıt
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.08.2009 - 11:01

İçişleri Beşir Atalay'ın günlerdir beklenen "Kürt açılımı" değerlendirmesi gerçekleşti. Atalay'a muhalefetin cevabı gecikmedi.

CHP Genel Saymanı ve Basın Sözcüsü Mustafa Özyürek, gazetecilerin, Bakan Atalay'ın açıklamalarına ilişkin sorusu üzerine, bir ay önceki açıklamalarla bugünkü açıklamalar arasında somut bir fark görmediğini söyledi.

''Sayın Bakan'ın daha çok serzenişte bulunmak, muhalefeti eleştirmek için bu basın toplantısını yaptığı anlaşılıyor'' diyen Özyürek, ''Anayasa değişikliği düşünmüyorsanız bazı açılımları nasıl yapacaksınız?'' diye sordu.
 

''CHP'nin görüşü nettir''

Konunun Meclise gelmesi halinde partisinin gerekli tavrı ortaya koyacağını belirten Özyürek, ''Meclis zemini, çözüm zeminidir. Bu zemini kullanabilmek için de somut, net önerilere, ifadelere ihtiyaç var'' dedi.

İçişleri Bakanı Atalay'ın ısrarla ''biz somut öneri getirmiyoruz, herkesin görüşünü alıyoruz'' dediğini aktaran Özyürek, şunları söyledi:

''CHP'nin görüşünü merak ediyorsanız nettir; Biz, Türkiye'nin ulusal bütünlüğünün, üniter devlet yapısının asla zarar görmesini istemeyiz. Türkçe'nin resmi dil olduğu, bütün eğitimin ana dilde değil, resmi dilde yapılmasını isteriz. Ama herkes ana dilini özgürce öğrenebilir, yayın yapabilir, özel televizyonlar kurabilir.

Sayın Bakan ısrarla demokrasini altını çiziyor. Türkiye'de şu anda hukuk faciası yaşanıyor. Ergenekon davası ortada. Deniz feneri davası ortada, bir arpa boyu yol alınamadı. Ergenekon'da, insanlar 2 yıldır neyle suçlandığını bilmeden yatıyor. Hukuk devleti ayaklar altında.

Demokrasinin ve özgürlüklerin önündeki engelleri hemen kaldıralım ama sorunun esası akan kandır, susmayan silahlardır. Bunları nasıl çözeceklerini ortaya koysunlar. Onun etrafında toplum verimli, sonuç alıcı tartışmalar yapsın. Biz, hangi limana gideceği belli olmayan gemiye binmeyiz. Geminin rotasını, ana hatlarını belli etsinler, oturup görüşelim.''

 

''En başta söylediklerini, bugün yine tekrarladı''

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın bugünkü basın toplantısını neden yaptığını anlayamadığını, Atalay'ın daha önceki açıklamalarını tekrarladığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''yaratılan beklentiler nedeniyle sorunun, kendi içinde çözümsüzlüğe mahkum bir sorun haline geldiğini'' söyledi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ''Açıklamalar sizi tatmin etti mi?'' sorusu üzerine, Atalay'ın basın toplantısını niye yaptığını anlamadığını belirterek ''En başta söylediklerini, bugün yine tekrarladı'' dedi.

Atalay'ın, ''Anaların gözyaşı dinsin, kan akmasın'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Sayın Bakan bunu yeni mi keşfediyor? Terörün sonlandırılmasını herkes istiyor. Sorun şu: Biz bu sorunu nasıl çözeceğiz? Sayın Bakan muhalefeti eleştiriyor, 'hiçbir şey söylemiyor' diye. İyi de siz bir şey söyleyin. Basın toplantısında 'şu konuda şu öneri var' diye bir şey yok. Sadece gelen önerileri değerlendireceklerini söyledi'' diye konuştu.

Atalay'ın ''kurumlar arası değerlendirmelerin sürdüğünü'' söylediğini kaydeden Kılıçdaoğlu, ''Ülkenin Cumhurbaşkanı, kurumlar arası mutabakatın sağlandığını söylemişti. Demek ki kurumlar arası mutabakat da sağlanmamış'' dedi.

 

''Samimiyet yok"

Türkiye'nin 30 yıldır bir terör olgusu ile karşı karşıya bulunduğunu, terör örgütünün temel hedefinin, Türkiye'den ayrılmak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Peki ne sendromundan bahsediyoruz biz. Yani bir gerçek yok mu ortada? Bütün bunlara rağmen biz CHP olarak bütün tarafların, ama bütün tarafların çok sorumlu davranmalarını, sağduyulu hareket etmelerini, demeçlerine dikkat etmelerini, sert tutum takınmamalarını söyledik. Şu ana kadar CHP dışında hiçbir partinin açık, seçik öneri ve tutum sergilediğini de görmüş değiliz. Bizim 1989 raporumuz var, 1999 raporumuz var, 2001 raporumuz var. Bana söyler misiniz Adalet ve Kalkınma Partisinin görüşü nedir? Diğer partilerin görüşü nedir? Kimse 'bizim görüşümüz şudur' demiyor.

Sayın Bakan, 'Kürtçe eğitim dili olmayacaktır' diyor. Peki Hayati Yazıcı başka bir ülkenin bakanı mı? Kendisi söyledi. Eleştireceklerse önce iğneyi kendilerine çuvaldızı başkalarına batırsınlar. Samimiyet yok. Samimiyet olsa, bu soruna daha farklı yaklaşılırdı. Önce kurumsal altyapı oluşturulur, kurumsal olarak bakılır, araştırmalar yapılır. Ondan sonra diğer partilere gidilir, öneriler götürülür. Partilerin bakışı öğrenilir.

Kamuoyunun önüne çıkılıp öyle bir beklenti yaratıldı ki bu soruna bundan sonra nasıl bir çözüm getirilirse getirilsin artık kendi içinde çözümsüzlüğe mahkum hale gelen bir sorun haline geldi. Herkesin beklentisi çok farklı. Kimisinin beklentisi anayasanın değişmesiydi. Sayın Bakan 'yok' dedi. Kimisinin beklentisi eğitimdi. Sayın Bakan 'eğitim dili Türkçedir' dedi. Kimisinin beklentisi toprak reformuydu. Sayın Bakan toprak reformu ile ilgili hiçbir çalışmalarının olmadığını söyledi. Nedir peki bu çalışmalar? Biz de merak ediyoruz. Türkiye, bir süredir bu soruna kilitlenmiş gidiyor. Yaklaşım tarzı yanlış. Bir sorun böyle yönetilirse, sorunun kendisi bizatihi sorun olmaya devam eder. Sayın Bakanın ve AKP hükümetinin yaptığı da bu.''

 

''Sayın Bakan milletin aklıyla alay ediyor''

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, projenin arkasında ABD ve AB'nin bulunduğu iddiasını yineleyerek, ''Bu kompleks değildir'' görüşünü dile getirdi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şandır, Atalay'ın bir ay önce de aynı şeyleri söylediğini vurguladı. Şandır, terör örgütü PKK'nin de 4 askeri daha şehit ettiğini hatırlatarak ''Bu şehitlerin hesabını nasıl verecekler? Sayın Bakan ve AKP hükümeti Türk milletinin aklıyla alay ediyor ve maalesef PKK kan akıtmaya devam ediyor'' dedi.

''Açılımın'', PKK'yi cesaretlendirdiğini söyleyen Şandır, ''Bu Kürt açılımının sahiplerini ve destekçilerini şiddetle ve nefretle kınıyoruz'' diye konuştu.

Hükümetin Mecliste neyi çözeceğini soran Şandır, şunları kaydetti:
''(Anayasa değişikliği yapmayacağız) diyorlar. Anayasa değişikliği yapmadan PKK'nın taleplerine nasıl cevap verecekler? Milleti oyalıyorlar. Meclis çözecek, muhatap millet... Siz kimsiniz, sizin göreviniz ne? Dün 4 şehit vardı. Bunları önlemek sizin göreviniz değil mi? Meclis çözecek... Meclis neyi çözecek? Hangi içerikle bu meseleyi çözeceksiniz? Hala temenniden öte bir şey söylemiyorsunuz. Sayın Bakan milletin aklıyla alay etmiştir. Sayın Bakan ve hükümeti bu anlamda kınıyorum.''

Mehmet Şandır, ''Terör örgütü PKK süreci tıkamak için olayı gerçekleştirmiş olabilir mi'' sorusuna karşılık da ''PKK bizi ilgilendirmez. Hükümete güvenmediği için bu terör olayına devam ediyor olabilir. Onun sebebi bizi ilgilendirmez. Bizi bizim insanımızın can güvenliği ve bu ülkenin birliği ilgilendirir'' dedi.
 


"Sorun, CHP ve MHP ile iktidar partisi arasında sıkışmış durumda"

DSP Genel Başkanı Masum Türker de, İçişleri Bakanı Atalay'ın basın toplantısını değerlendirdi.

Bakan Atalay'ın açıklamalarından, ortaya konulan biçimiyle "Kürt açılımı"nın "gerçekleşmeyeceği" izlenimi edindiğini söyleyen Türker, "Çünkü sorun CHP ve MHP ile iktidar partisi arasında sıkışmış durumda. CHP ve MHP ile bir uzlaşı yolu olmadan yeni bir programın hazırlanması mümkün değildir. Bu nedenle muhakkak, vakit kaybedilmeden, gerilim katsayısı artmadan Cumhurbaşkanı'nın parlamentoda temsil edilen parti liderleriyle çok acil bir yuvarlak masa toplantısı yapması gereği ortaya çıkmıştır" dedi.

Hükümetin muhalefetle uzlaşmadığı ve açılımın yeniden gözden geçirilmediği takdirde "çabaların" boşa gideceğini belirten Türker, şöyle devam etti:
"Oysa toplumda demokratik açılımın gerçekleşeceğine dair bir umut var. Bu ortamın kaybedilmemesi için, başlangıçta usul ve yöntemde yapılan hata nedeniyle çıkmaza sokulan demokratik açılımın, usul ve yönteminin değiştirilerek, önce bir yuvarlak masa toplantısıyla, sonra ikili toplantılarla yeniden görüşülmesi gerekiyor. Böylece, bu yanlış anlamalar ve gerilmeler yerini, çerçevesi belirlenmiş bir sürece bırakır ancak."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler