Mustafa Kemal’in Eğitim Politikası

Yayınlanma: 25.11.2009 - 06:59
Abone Ol google-news

Her yıl Öğretmenler Günü olarak kutladığımız 24 Kasım günü, Mustafa Kemal’in eğitime verdiği önemin ve öğretmenlerimize verdiği değerin bir kez daha vurgulandığı önemli bir gündür. Mustafa Kemal birçok konuşmasında ve yaptığı reformlarda daima eğitimin ve öğretmenlerin önemini vurgulamıştır. “En önemli, en esaslı nokta eğitim sorunudur. Eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da bir ulusu tutsak ve sefillik içinde bırakır” demiştir.Türk devrimi içinde Mustafa Kemal’in özellikle eğitim ve öğretim alanında yaptığı yenileşme göz önüne alınacak olursa; Osmanlı’dan beri süregelen eğitim düzenlemesinin dini kurumlarca yapıldığı ve dinsel ağırlıklı bir eğitim hareketinin yerine, ulusal eğitime geçişin adımı atılmıştır. Mustafa Kemal için en önemli gelişme ancak eğitimle olabilirdi. Ama ulusal eğitimle... 16 Temmuz 1921’de o ulusal eğitimden ne anladığını şu sözlerle açıklıyordu: “Bir ulusal eğitim programını söz konusu ederken; eski dönemin boş inançlarından, doğuş yapımızla hiç de ilişkisi olmayan yabancı düşüncelerden, Doğu’dan ve Batı’dan gelebilen bütün etkilerden tümden uzak, ulusal ve tarihsel yapımızla uygun bir kültüre değinmek istiyorum. Çünkü ulusal düşünüş yeteneğimizin iyi bir biçimde gelişmesi ancak böyle bir kültürle sağlanabilir. Gelişigüzel bir yabancı kültür şimdiye değin izlenen yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını yineleyebilir. Kültür bulunduğu yerle orantılıdır. O yer ulusun yapısıdır.”

3 Mart 1924, Türkiye’yi laikleştiren temel yasaların kabul edildiği bir devrim tarihidir. Nitekim Halifelik kaldırılırken aynı gün eğitimin ulusal eğitim olacağı da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan Tevhid-i Tedrisat yani eğitim ve öğretimin birleştirilmesini amaçlayan yasa ile gerçekleşiyordu. Bu yasa gereğince ilk iş olarak tek elden eğitim ve öğretime geçilmesi amaçlanarak, tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır, medreseler de kapatılmıştır. Bu büyük bir adımdır. Büyük bir reformdur. Çünkü yapılan şey laik eğitime geçiştir.

Mustafa Kemal Atatürk her şeyden önce bir eğitimcidir. Bilimsel düşünceye, eğitime ve eğitimcilere değer ve önem veren bir kişiliktir. Ona göre eğitimde başarı ancak özlü bir programla olacaktır. Bu program da başlıca iki noktada toplanabilir: 1- Sosyal yaşantımızın gereksinimlerimize uygun olması, 2- Yüzyılın gereklerine uygun olması. İşte başarının sırrı ona göre bu iki noktada toplanabilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler