Nafakayı az buldu, temyizde hepsinden oldu
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davası reddedildikten sonra 3 yıl ayrı yaşadığı kocasının açtığı ikinci davada boşanan kadına tazminat ödenmesine ilişkin yerel mahkeme kararını bozdu.
Isparta'da 2006 yılında evli bir çift, boşanma talebiyle ayrı ayrı dava açtı. Yerel mahkeme tarafından birleştirilen dava, reddedildi. Çift, mahkemenin boşanmayı reddetmesine rağmen ayrı yaşayama başladı.
Aradan geçen 3 yılın ardından koca, 2009 yılında yeniden boşanma davası açtı. Isparta Aile Mahkemesi, bu ikinci davada, çifti boşayarak kocanın, kadına nafaka ödemesine hükmetti. Kadın, boşanma ve nafaka miktarı yönünden, koca da kusura ilişkin gerekçe, tazminat ve nafaka yönünden kararı temyize götürdü. Temyiz itirazlarını görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kadına tazminat ödenmesine ilişkin kararını bozdu, boşanma kararını ise onadı.
Daire kararında, Türk Medeni Kanunu'nun evlilik birliğinin sarsılması hükmünü düzenleyen 166. maddesi uyarınca daha önce eşlerden biri tarafından açılmış ve retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasının mevcudiyeti ile kesinleşme tarihinden itibaren en az 3 yıl süreyle evlilik birliğinin yeniden kurulamamasının boşanma için gerekli ve yeterli olduğu belirtildi.
Fiili ayrılık nedenine dayalı bu boşanma davasında, boşanma kararı için kusur aranması gerekmediği ifade edilen kararda, kusurun nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde bir unsur olarak araştırılması gerektiği kaydedildi.
Kararda, şöyle denildi: ''Tarafların retle sonuçlanan önceki boşanma davalarında, taraflara yüklenebilecek bir kusurlu davranışın varlığı iddia ve kanıtlanmamıştır. Davanın dayanağı olan önceki boşanma davasında her iki tarafın davası da mevcut olup, her ikisi de reddedilmiştir. Bu nedenle boşanma sebebi yaratma bakımından da taraflardan sadece birisine kusur yüklenemez. Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı bu davada, taraflara bir kusur yükleme imkanı yoktur ve boşanmaya yasal koşulların gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmiştir. Maddi ve manevi tazminatlar ise kusurlu olan taraftan istenebilir. Bu davada davacı kocaya yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu