Obama'ya tepkiler
ABD Başkanı Barack Obama'nın 1915 olayları için soykırım dememesine rağmen "Meds Yegern" yani 'büyük felaket' terimini kullanmasına tepkiler gecikmedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Obama'nın açıklamasında katılmadığım yönler var'' derken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Başkanın hazırlanan metnini bir denge metni olarak görüyorum. Bu metin bir defa bizi tatmin eden bir metin değildir'' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD Başkanı Barack Obama'nın 1915 olaylarıyla ilgili açıklamasını değerlendirirken, açıklamada katılmadığı yönler bulunduğunu belirterek, ''Özellikle 1915'te hayatını kaybeden yüz binlerce Türk ve Müslüman var. Hayatını kaybeden herkesin acısının paylaşılması gerekir'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, ''Avrupa İçin Doğalgaz: Güvenlik ve Ortaklık'' başlıklı enerji zirvesine katılmak üzere geldiği Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da gazetecilerin soruları üzerine, ABD Başkanı Obama'nın dün yaptığı açıklamaları değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, Obama'nın açıklamasında katılmadığı yönler bulunduğunu belirtti. Özellikle 1915 yılında yüz binlerce Türk ve Müslüman'ın hayatını kaybettiğinin altını çizen Gül, ''Dolayısıyla hayatını kaybeden herkesin acısının paylaşılması gerekir'' dedi.
Tarihi olaylara siyasilerin ve devlet adamlarının karar vermesinin mümkün olmadığını ifade eden Gül, Obama'nın Türkiye ziyaretinde düzenledikleri ortak basın toplantısında bu yöndeki görüşlerini geniş biçimde anlattığını anımsattı. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:
''Şimdi geleceğe bakmak lazım. Gelecek için, bugünlerde bazı çevrelerce farklı yerlere çekilebilir ama yapılan diplomasiye fırsat vermek gerekir. Yapılanlar bütün bölgenin çıkarı için yapılan çalışmalardır. Bütün bu çalışmaları bölgeyle ve bu konuyla ilgili ülkelerin desteklediğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Bütün bu sorunları çözmek için sadece Türkiye ile Ermenistan arasında değil, Ermenistan ile Azerbaycan arasında ve bölgenin bütün konularını çözmek için ilgili herkesin gayretlerini birkaç misli artırması gerekir ki o ilk defa oldu. Buna herkesin dikkat etmesini özellikle isterim. Ortada ilk defa bir büyük gayret var. Rölantide giden çalışmalar, adeta birkaç misli hızlanmış vaziyette. En üst seviyede herkes bu problemlerin çözümüne yapıcı katkıda bulunmak için devreye girmiş vaziyette. Problemler derken, bütün bölgenin problemlerini kastettiğim anlaşılıyordur. Ümit ederim ki bütün sorunlar çözülür ve bu bölgede herkes daha fazla iş birliği içerisinde olur.''
"Tatmin edici değil"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'nın ''Ermeni Anma Günü'' dolayısıyla dün yaptığı açıklamaya ilişkin, ''Sayın Başkanın hazırlanan metnini bir denge metni olarak görüyorum. Bu metin bir defa bizi tatmin eden bir metin değildir'' dedi. Göktürk beldesindeki açılış töreninin ardından Eyüp Belediyesinin ek hizmet binasına gelen Erdoğan, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, ''ABD Başkanı Obama'nın 24 Nisan Başkanlık açıklamasıyla'' ilgili bir soru üzerine tarihi, geçmişi araştırmanın siyasetçilerin değil, tarihçilerin işi olduğunu, hatta hukukçuların da işin içine dahil edilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, ''Araştırmalar yapılsın ondan sonra biz siyasilerin önüne bu konulsun'' diye konuştu. Bu konuyla ilgili kendisinin önceden açıklamalar yaptığını, bu açıklamalarında ''Geçmişimizle yüzleşiriz'' ifadesini kullandığını hatırlatan Erdoğan, ''Sayın Başkanın hazırlanan metnini bir denge metni olarak görüyorum. Bu metin bir defa bizi tatmin eden bir metin değildir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Dolayısıyla bu süreç içerisinde burada devam etmekte olan normalleşme sürecini gölgede bırakacak açıklamalardan kaçınmak gerekir. Yani hiçbir siyasinin, kendi verdiği söz veya kendi geleceğine yönelik yatırım için kalkıp da ülkeler arası barışı gölgeleyecek açıklamalar yapmaması gerekir.''
Erdoğan, bir gazetecinin ''Azerbaycan, Türkiye'ye verdiği doğal gaza zam yaptı bu konuda neler düşünüyorsunuz?'' sorusuna da ''Bunlar tek taraflı olacak şeyler değil. Benim konudan haberim yok. Ama şu anda zam yapmışsa neye göre yapmış, dünyada petrol fiyatlarının düştüğü bir dönemde doğal gaza zam yapılması olayı tabii ki düşündürür. Bunlar değerlendirilir. Bakılır ona göre de bazı adımlar atılır'' yanıtını verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Aliyev'le görüşmek için Azerbaycan'a gidecek misiniz?'' sorusu üzerine de dünkü açıklamayı beklediğini ifade ederek, Azerbaycan'a gitmeyi düşündüğünü ancak kesinleşen bir tarih olmadığını bildirdi.
"Obama'nın yorumu kabul edilemez"
Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Barack Obama'nın "Ermeni Anma Günü" vesilesiyle dün yaptığı açıklamada yer alan bazı ifadelerin ve 1915 olaylarıyla ilgili tarih yorumunun kabul edilemez olduğunu bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Daha önceki yıllarda olduğu gibi ABD Başkanı Obama da 24 Nisan tarihinde 'Ermeni Anma Günü' vesilesiyle yazılı bir açıklama yapmıştır. Söz konusu açıklamada yer alan bazı ifadeleri ve 1915 olaylarıyla ilgili tarih yorumunu kabul etmemiz mümkün değildir" denildi.
1915 olayları bağlamında o dönemde ve o bölgede yüz binlerce Türkün hayatını kaybettiği gerçeğinin unutulmaması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Tarih ancak gerçekliği tartışılamayacak kanıt ve belgeler temelinde yazılır ve değerlendirilir. Türk ve Ermeni uluslarının ortak tarihleri ancak tarafsız ve bilimsel verilerle incelenebilir ve değerlendirmeler tarihçiler tarafından bunun ışığında yapılabilir. Biz Türk-Ermeni diyaloğunun tarihsel boyutunu bu anlayışla destekliyoruz."
"Soykırım şantajınıTürk dış politikasının konusu olmaktan bir an önce çıkarmalıyız''
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Giresun'a gitmek üzere geldiği Trabzon Havalimanı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, dün Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Barack Obama'nın 1915 yılında yaşanan olaylarla ilgili yaptığı açıklamanın, Türkiye'de yaratılan umut ve bekleyiş doğrultusunda olmadığını söyledi.
Obama'nın açıklamasında soykırım sözünü kullanmamış olmasından bir teselli çıkarmanın çok güç gözüktüğünü ifade eden Baykal, ''Çünkü soykırım dememiştir, ama soykırım konusunda Ermenistan'ın ve Ermeni diasporasının terminolojisini ve yorumunu Ermenice paylaştığını ifade etmiştir. Bu 1915'te yaşanan olayların yol açtığı karşılıklı insani trajedinin, bütün tarafları kapsayacak şekilde bir anlayışla olayın değerlendirilmediğini bize göstermektedir. Bu üzüntü vericidir'' diye konuştu.
Yaşanan olaylarda hem Ermeni hem Türk insanının çok büyük acılar çektiğinin bir gerçek olduğunu dile getiren Deniz Baykal, şöyle devam etti:
''Bugün ayrım yapmadan bütün bu acılara birlikte sahip çıkma ihtiyacı vardır. Bunu ABD Başkanı'nın ifade etmesi beklenirdi, bu gerçekleşmemiştir. Ayrıca Türkiye ile Ermenistan arasında karşılıklı iş birliğinin geliştirilmesine çalışıldığı, bu doğrultuda çarpıcı yeni adımların atılmakta olduğu bir sırada ABD Başkanı'nın bu olaylarla ilgili diaspora yorumunu sahiplendiğini ifade eden açıklaması, Türkiye'de haklı olarak bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu tablo umut ederim, gerçeklerin ortaya çıkarılması konusundaki Türkiye'nin çabalarının bundan sonra zaafa uğramasına yol açmaz, açmamalıdır.''
Türkiye ile Ermenistan'ın daha sağlıklı bir ilişki düzeni içine girmesi bakımından Türkiye'yi haksız bir soykırım suçlaması baskısı altına almanın, bu baskıyı Türkiye'yi yeni açılımlar yapmak için bir zorlama unsuru gibi değerlendirmenin çok kabul edilebilir gözükmediğini vurgulayan Baykal, şunları söyledi:
''Türkiye artık soykırım konusunda uluslararası tehditlerin ve şantajların hedefi olmaktan bir an önce çıkmalıdır. Bu konudaki söylemlerin Türkiye'yi yönlendirmek için Türk dış politikasına yön vermek için bir baskı unsuru gibi kullanıldığını artık herkesin anlaması lazım. Soykırım konusunda bir aşırı hassasiyet sergileyerek, bunu önlemek için politikamızdan ödünler vererek, birilerini tatmin etmeye çalışarak bir yere ulaşmamızın mümkün olmadığı artık anlaşılmalıdır. O nedenle biz Türkiye olarak bu olayların iç yüzünün ortaya çıkarılması için ortaya attığımız iyi niyetli önerilere sahip çıkmaya devam edeceğiz.
1915'te yaşanan acı olayların kurbanlarına insani saygımızı hiçbir ayrım gözetmeden ortaya koyacağız ve yüz yıla yakın bir süre önce yaşanmış olayların bugünün Türkiye'sini baskı altına almak için, sindirmek için, bu Türkiye'nin dış politikasından tavizler koparmak için haksız bir unsur gibi kullanılmasına, bir tehdit unsuru gibi, bir baskı unsuru gibi kullanılmasına fırsat vermemeliyiz. Artık yeter. Bu soykırım şantajı söyledi söylemedi, bu konuda açıklamasında Ermeni diasporasının yorumunu paylaştı, paylaşmadı tedirginliklerinden Türkiye'yi kurtarmak lazımdır.''
CHP Genel Başkanı Baykal, ''Soykırım sendromunu, tehdidini, şantajını Türk dış politikasının bir konusu olmaktan bir an önce çıkarmalıyız'' diyerek, ''Bu konuda hepimiz ABD Başkanı Obama'nın çok daha dengeli, kucaklayıcı, çok daha geleceğe yönelik umutları arttıran bir yaklaşım sergilemesini beklerdik. Bu konuda bir hayal kırıklığına uğradığımız açıktır'' dedi.
Bahçeli'den tepki
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama'nın, 24 Nisan anma gününde ne söyleyeceğinin son dönemde Türk kamuoyunda en çok merak edilen ve tartışılan konu olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
''Türkiye ile ABD ilişkilerinde kronik bir güvensizlik unsuru ve kırılma noktası haline gelen '24 Nisan sendromu' bu yıl da yoğun biçimde yaşanmıştır.
Başkan Obama'nın, açıklamasında, 'soykırım' sözcüğünü doğrudan telaffuz etmeden, Ermeni terminolojisinde 'soykırım' yerine geçen 'büyük felaket' ifadesini kullanarak, 1915 olaylarını Ermenistan gibi 'soykırım' olarak gördüğünü açıkça ortaya koymuştur.
Kelimeler üzerinde oynanması, bunların hukuki ve siyasi anlamı etrafında beyhude bir çarpıtma yarışı başlatılması, özü ve esası etkilemeyecek, gerçeği değiştirmeyecektir.
Başkan Obama'nın açıklamasının bütününe bakıldığında, bunun çok ağır ve kabul edilemez olduğu görülecektir.
Obama'ya göre '1915 olayları tartışılmaz bir tarihsel gerçektir ve Türkiye bunu kabul etmelidir.'
Tarihi tahrif ederek böylesine ağır bir hüküm tesis edilmesinin ifade ettiği anlamın, kelimelerin arkasına saklanarak gizlenemeyeceği açıktır.''
Obama'nın son konuşmasında, Ermenice ''soykırım'' sözcüğüyle eş anlamlı kelimeyi kullanarak, bu konuda ne düşünüyorsa onu ortaya koyduğunu ifade eden Bahçeli, Türkiye-ABD ilişkilerinde sürekli kriz odağı olan 1915 olayları konusunun, Türkiye üzerinde bir baskı ve tehdit aracı olarak ''Demokles'in kılıcı'' gibi sallanmasıyla son bulduğunu belirtti.
Bahçeli ayrıca, "Türkiye'nin, gelinen bu noktada, ABD Kongresi şantajına boyun eğerek Ermenistan'la ilişkiler ve kardeş Azerbaycan konusunda milli çıkarları, onuru ve haysiyeti üzerinden ödeyeceği bir bedel kalmamıştır.
ABD, birkaç yüz bin ermeni oyu için Türkiye'yi feda etme gafletine düşerse, bunun sonuçlarına başta Ermenistan olmak üzere herkes katlanacaktır.
Bu bakımdan Başbakan Erdoğan, Erivan'la başlattığı teslimiyet sürecinden bir an önce vazgeçmelidir.'' dedi.
"Ermeni diasporasının ağzıyla konuşmuştur"
ABD Başkanı Obama'nın sözde soykırım iddialarıyla ilgili açıklamasına tepki gösteren Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, "Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın sözde soykırım iddialarıyla ilgili 24 Nisan konuşmasında kullandığı sözleri ve üslubu kabul etmemiz mümkün değildir. Maalesef Obama tarihi gerçekleri göz ardı ederek tamamen Ermeni diasporasının ağzıyla konuşmuştur. Bu yaklaşımı iyi niyetli bulmuyor ve kınıyoruz" dedi.
1915 olaylarının irdelenmesinin siyasetçilerin değil, tarihçilerin işi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu konuda yapılması gereken iki ülke arşivleri açılarak, Türk ve ermeni tarihçilerin yapacağı araştırmalarla 1915 olaylarının objektif bir şekilde ortaya konmasıdır" diye konuştu. Saadet Partisi Lideri Kurtulmuş, şunları söyledi:
"ABD Başkanı Obama'nın 24 Nisan konuşmasıyla bir kez daha görülmüştür ki; buradaki amaç tarihi gerçekleri aydınlatmak değil, Türkiye'nin üzerinde siyasi baskı kurmaktır. Maalesef Türkiye, sözde Ermeni soykırımı iddiaları ile köşeye sıkıştırılmaya çalışılmaktadır. Ermeni diasporasının sözde soykırım iddiaları ile Türkiye dış politikada güçsüz bırakılmak istenmektedir.
Obama'nın da Ermeni diasporasının ağzıyla konuşması da bu amacın değişmediğini göstermiş ve kendisine yüklenen olumlu beklentileri hayal kırıklığına dönüştürmüştür. Obama yönetiminin bu tavrı, Amerika ile Türkiye arasındaki 'stratejik ortaklık' iddia ve söylemiyle de çelişmektedir. Çok açıktır ki; Sayın Obama, Ermeni diasporasını stratejik müttefik olarak tanımladığı Türkiye'ye tercih etmiştir."
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev