Öğrenci kenti çözüm süreciyle birlikte karıştı

Son dönemde üniversite kampuslarından arka arkaya 'karşıt görüşlü öğrenciler arasında' kavga haberleri gelmeye başladı. Eskişehir'de üniversite kampusunda dolaşıp öğrencilerle, öğretim üyeleriyle, halkla konuştuk...

Öğrenci kenti çözüm süreciyle birlikte karıştı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.05.2013 - 07:08

Eskişehir, iki üniversiteli bir kent. Anadolu Üniversitesi ve ondan doğan Osmangazi Üniversitesinde 50 bini aşkın öğrenci var. Anadolu Üniversitesinin 1 milyonu aşkın açık öğretim öğrencisini de unutmayalım.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Anadolu Üniversitesinin efsane rektörü. Büyükerşen, hem iki üniversiteye, hem de kente damgasını basmış. Eskişehire deniz getirip! plaj yapan Büyükerşen, kentini parklarla donatmış, heykellerle süslemiş. Porsuk Çayı boyunca kafeler ve barlar sokağı gençlerle dolu. Eskişehir genç bir kent ve herhalde öğrenci olmanın en rahat, en keyifli olduğu kentlerden biri. Ancak, çözüm süreciyle birlikte kampuslar karışmaya başlamış. Bildik sağ-sol kavgalarına eklenen ve ulusalcı, sosyal şoven” “Sorosçu, PKK kuyrukçusu suçlamalarıyla alevlenen kavgalar yeni gerilimlerin habercisi... Anadolu Üniversitesinin Yunus Emre ve İki Eylül kampusları, Osmangazi Üniversitesinin de Meşelik Kampusu var. Eskişehir muhabirimiz Can Hacıoğlu ile birlikte önce geçen günlerde karışan Yunus Emre Kampusuna uğradık.

8 Nisanda Silivride yapılacak olan duruşma öncesinde Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi gençler bildiri dağıtmak isteyince, kendilerini engellemek isteyen gruplara polis müdahale etmiş, camlar kırılmış, gaz bombaları atılmıştı. Kampusta Öğrenci Kolektifi üyesi gençler 1 Mayıs mitingine çağrı bildirileri dağıtırken, hoparlörden Bandistanın şarkıları yükseliyordu. Duvarlarda, Öğrenci Kolektifleri veGençlik Muhalefetinin afişleri vardı. Kolektif üyesi gençlerle son kavgayı konuştuk.

 

'AKP baskı yapıyor’

Gökhan Ergun, Dicle Üniversitesindeki olaylardan sonra başlayan bir süreç var. Hizbullah, ülkücüler saldırılarda bulunuyor. Burada saldırıda bulunan grup da TGB. Organize bir saldırı. Burası sosyal demokrat bir kent, TGB ulusalcı. İslamcıların saldırısı olunca herkes yanınızda olur ama TGB olunca anlatmakta zorluk oluyordiyor. Bu zorluğu anlatmasını istediğimizde şunları söylüyor:

Biz, TGBnin üniversitede olmasını istemiyoruz. TGBliler İstanbulda AKPli bir bakana karşı eylem yaptılar, gericileri, faşistleri, AKPlileri üniversiteye sokmayacağız, dediler. Şimdi burada öğrenci kimliği olan herkes üniversiteye girsindiyorlar. TGByi sol grup olarak görmüyoruz. Onlar sosyal şoven.

Caner Ertay, Kolektif yönetim kurulu üyesi. Burada TGB-Kolektifler kavgası yok, soldaki tüm gruplar TGBye karşıdiyor. Öğrenci hareketi ivme kazanırken Hizbullahın, faşistlerin devreye girdiğini, provokasyonlar yapıldığını söylüyor. Karşıt görüşlü öğrencilerin çatışması ifadesine tepki gösteren Caner Ertay, şunları söylüyor:

TGB, AGD (Anadolu Gençlik Derneği), ülkü ocakları ve Hizbullahı kullanıyorlar. TGBnin bildirilerinin içeriğini tartışmıyoruz. AKPye de karşıyız. Eski derin devlet AKP ile hesaplaşıyor. Eski kontrgerillanın bir yansıması TGB. Akil insanlara karşıyız. Ama akil insanları protesto edenlere bakın; TGB ile Alperenler, ülkücüler. TGB, kimliği olan herkese üniversiteye girsin kampanyası başlatıyor. Faşistlerin ve gericilerin özgürlüğü olmaz, onları üniversitede istemiyoruz. Milli değerleri kullanıyorlar. Türk bayrağı, Atatürk posteriyle yüzlerce kişi toplarsınız. Bunlar TGBnin gerçek gücü değil. Hiçbir mücadele yapmadan, bayrak sallayıp burada yer edinmek istiyorlar. Ülkücülerle birlikte hareket ediyorlar, onların milli merkezinde MHP de var.

Caner, çözüm sürecinin gerilimi artıracağını düşünüyor.AKP, PKKye karşı elini güçlendirmek için gerginlik yaratıyor görüşünde. Gökhan ve Caner, üniversitede ÖGB (özel güvenlik birimi) saldırıları ve en az oy almasına karşın atanan piyasacı, yandaş rektör Davut Aydındanyakınıyorlar.AKP, üniversiteyi ele geçirmek istiyor. Tabanda tutmadığı için yukarıdan aşağıya üniversiteyi dönüştürmeye çalışıyorlardiyorlar. Tiyatro kulübünü kapatıp kariyer kulübü açmak istediklerini anlatıyorlar. Gençlik festivali yapmak istedik, parasız diye salon verilmedi. Üniversiteye CEOlar getirtilip konferanslar verdiriliyor. Yaşam boyu eğitimdiye öğrencilere sürekli paralı sertifika programları konuyor. Mimarlıkta fotoshop dersi konmuyor. Fotoshop için ayrıca paralı sertifika programı yapılıyor. Kariyer kulüpleri ile müthiş bir bencillik yayıyorlareleştirilerini dile getiriyorlar.

 

‘Ortam daha da gerilecek’

Son olayları TGBli öğrencilerle de konuştuk. Güney Karagüllü ve Şafak Bayraktar, Osmangazi Üniversitesi öğrencileri. Güney Karagüllü, Yunus Emre Kampusunda yaşanan olayları şöyle anlatıyor:

8 Nisan Silivri duruşması öncesinde 3 gün boyunca çalışma yaptık. PKK kuyrukçusu grupların -Kolektifler, Gençlik Muhalefeti, ÖDP dahil- tehditleriyle karşı karşıya kaldık. İlk iki gün karşılıklı sloganlaşma oldu, 3. gün şişelerle, taşlarla saldırdılar; polisle çatıştılar. Elbette polisin sert müdahalesi doğru değil. Ama polisi üniversiteye çeken de onların eylem tarzı.

Soros destekli polis ajanları sızmış gruplar ne kadar sol olabilir? Biz onları solcu görmüyoruz. 4 yıldır Nevruz kutlamalarında PKK pankartları açılıyor, Cumhuriyetin üniversitesinde bölücü faaliyetler suç ama Rektör bunlara sessiz kalıyor. Her türlü fikir tartışılır ama bölücü, gerici faaliyetlerin önü kesilmeli. Eğitim bir haktır, öğrenci kimliği olan herkes fikrini açıklamalıdır. Ama Türkiyeyi bölmek ve gericileştirmek maksatlı bir yaklaşımı, liberal demokrasi anlayışını benimsemiyoruz.

Güney de bölünme süreci diye nitelendirdiği gelişmelerin ortamı daha da gereceği görüşünde. TGBliler Anadolu Üniversitesi Rektörünün her devrin adamı, yerel seçimlerde AKPnin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Osmangazi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönenin ise iktidarın adamı olduğunu ifade ediyorlar. Güney, Eskişehirin rahat bir kent olduğunu söylüyor, ama yozlaşmadan yakınıyor.Kent, Cumhuriyetin kültürünü yansıtmıyor. Yoz kültür var, barlar sokağından çıkmayan sistemin yarattığı bir apolitik gençlik vardiyor.

 

600 sandviç bombası!

Osmangazi Üniversitesinde yemek fiyatları yükseltilince protesto eylemleri yapıldı. Arkadaşlarına dağıtmak için 600 sandviç hazırlayan öğrenciler yemekhaneye sokulmadı. Rektörlüğün açıklamasına göre öğrencilerin yemekhaneye girmesine öğrencilerin hazırladığı sandviçlerin hangi koşullarda hazırlandığının bilinmemesinedeniyle izin verilmemiş. Olayların yaşandığı Meşelik Kampusunda bir grup öğrenciyle sohbet ettik. Mustafa, Yemekler çok kötü, meşhur bir çorba var, rengi değişiyor, tadı değişmiyor diyor. Son olaylarda dayak yiyip gözaltına alınan Emre Güneş, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

Nitelikli, sağlıklı ve ucuz beslenme istediğimiz için Rektör bizi terörist ilan etti. Yemek fiyatları sene başında 1 lira 20 kuruştan 1 lira 30 kuruşa, bu dönem başında ise 1 lira 50 kuruşa çıktı. Buna ek olarak ikinci basış fiyatı da artırıldı; önceden ikinci defa yemek alındığında karttan 3 buçuk lira çekilirken şimdi 4 lira çekiliyor. 5 bin imza topladık. 400 kişiye yakın bir grup bunlarla birlikte rektörlüğün önüne yürüdük, bir grup temsilci bu imzaları teslim edecektik.

 

‘Ben copa kafa atmışım’

Rektör kabul etmeyince oturma eylemi yaptık. Yemekhaneyi boykot kararı aldık, arkadaşlarımızla paylaşmak için 600 sandviç hazırladık. Özel güvenlikçiler yolumuzu kesti, sanki molotof kokteyli taşıyoruz, sandviç taşıyorduk! Yemekhaneye sokmadılar. Özel güvenlikçiler bizi coplayıp tekmeledi ve kelepçe takıp gözaltına aldı! Sonra sivil polislere teslim ettiler. Rektör, İlk saldırıyı üniversite öğrencileri yaptılar. Öğrencilerin ayaklarına oturdulardedi, ne demekse? Uçan tekmeler atmışız! Ben de copa kafa atmışım! Getirdiğimiz sandviç kasalarının içinden bıçaklar çıktığına ilişkin söylentiler yayıyorlar. Yakında o kasaların içinden başka silahlar, uyuşturucu maddeler de çıkabilir, bilemiyoruz!

Emre Güneş,Burada kantinciler özel güvenliğin, özel güvenlikçiler ise çevik kuvvetin görevini yerine getiriyor diyor. Olayları protesto için iki bin kişinin eylem yaptığını anlatırken, “ ‘Piyasacı, gerici, işkenceci rektör istifa pankartı açıldı. Rektör, eylemcilerin bizim üniversiteden olmadığını söylüyordu. Bu nedenle Arkadaşlar, kimliklerimizi çıkarıp gösterelim, Hasan Gönen Osmangazili olduğumuzu görsündedik. Kimliklerimizi topluca rektörlüğe doğru salladık. Osmangazi sol geleneği ve siyaset kültürü olan bir üniversite değil. Anadolu Üniversitesi solcuların, Osmangazi AKPlilerin, ülkücülerin, denirdi. Artık bu imaj sarsıldıdiye ekliyor. Grupta bir Emre daha vardı. Ona, Süreç üniversiteleri nasıl etkilerdiye sorduğumuzda Çözüm süreci, ulusalcı, faşist üslup için politik alan yaratıyor. ODTÜde faşistler yok, TBGliler oraya girmeye çalışıyor. Bu süreçte gerilim daha da artaryanıtını veriyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler