Öğretmenleri hedef alan PKK kınandı!

İstanbul, Diyarbakır, Tokat, Siirt ve Mardin'deki sivil toplum kuruluşları terör örgütü PKK'nin öğretmenleri kaçırmasını protesto etti.

Öğretmenleri hedef alan PKK kınandı!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.09.2011 - 15:51

Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Kamu-Sen) İstanbul İl Başkanlığına bağlı bir grup, öğretmenlerin teröristlerce kaçırılmasını protesto etmek amacıyla, Beyoğlu'nda yürüyüş yaptı.

Taksim Meydanı'nda toplanan grup üyeleri, ''PKK, öğretmeni yıldıramaz'', ''Öğretmene kalkan eller kırılsın'' gibi sloganlar atarak, İstiklal Caddesi boyunca yürüdü.

Grup adına açıklama yapan Kamu-Sen İl Başkanı Hanefi Bostan, bölücü terör örgütünün bugüne kadar 100'ü aşkın öğretmeni katlettiğini, okulları bastığını ve eğitim yuvalarını yakarak eğitim hizmetini sekteye uğratmayı amaçladığını ifade etti. Bostan, ''Tek amaçları, öğrencilerini ülkesine ve milletine faydalı ve donanımlı bireyler olarak yetiştirmek olan öğretmenlerimize yönelik bu hain saldırıları şiddet ve nefretle kınıyoruz. Hükümetin, kaçırılan meslektaşlarımızın bir an önce yuvalarına ve çok sevdikleri mesleklerine sağlıkla dönmelerini sağlamasını istiyoruz'' dedi.

Sivil yurttaşlara yönelik saldırıların arttığını ifade eden Bostan, ''Anne karnındaki bebeğe bile kasdedecek kadar çıldırmış olan cinayet şebekesi, bombalarla büyükşehirleri kana bulamakta, Türk-Kürt ayrımı yapmadan vatandaşlarımızı öldürmekte, şehir merkezlerinde cinayet işlemektedir. Türk Devleti'ne kimse kafa tutma cesaretini gösteremez'' diye konuştu.

Konuşmasında terör örgütüne de seslenen Bostan, ''Hiç ümitlenmeyin, ülkemizin fedakar ve inançlı eğitimcileri, ülkemizin neresinde olursa olsun memleket evlatlarını ülkelerine ve milletine sadık ve faydalı bireyler olarak yetiştirmeye devam edecektir'' dedi.


Tokat

Türkiye Kamu-Sen'e bağlı sendika üyeleri, Cumhuriyet Meydanı'nda toplanarak teröristlerin öğretmenleri kaçırmasını protesto etti. Grup adına basın açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Tokat Şube Başkanı Hakan Akkaya, son 6 günde 12 öğretmenin teröristlerce kaçırıldığını söyledi.

Terör örgütü PKK'nin otuz yıldır ülkenin kanını emdiğini ifade eden Akkaya, ''Terör örgütü bugüne kadar yüzü aşkın öğretmenimizi katletmiş, eğitim yuvalarını yakarak eğitimi sekteye uğratmayı amaçlamaktadır'' dedi.

Öğretmenlerin tek amaçlarının öğrencilerini ülkesine ve milletine faydalı bireyler olarak yetiştirmek olduğunu belirten Akkaya, ''Öğretmenlerimize yönelik bu hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Hükümetin, kaçırılan meslektaşlarımızın bir an önce yuvalarına ve çok sevdikleri mesleklerine sağlıkla dönmelerini sağlamasını istiyoruz. Bölücü örgütün eğitimcilere ve okullara yönelik saldırısının asıl amacı çocuklarımızın iyi eğitim almasını, aydınlanmasını ve memleketine sadakatle bağlı vatan evlatları olarak yetişmesini engellemek ve böylece kendine insan kaynağını oluşturmaktır'' diye konuştu. Grup, açıklamanın ardından dağıldı.

 

Diyarbakır, Siirt ve Mardin'deki STK'lerden kınama

Diyarbakır, Siirt ve Mardin'deki sivil toplum kuruluşları terör örgütü PKK'nin öğretmenleri kaçırmasını kınadı.

Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölge halkı olarak eğitimi aksatmak için uzanan ellere prim vermeyeceklerini söyledi. Memiş, öğretmenlerin mesleğe başlarken bir kez ettikleri yemine sonuna kadar sadık kaldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''Öğretmenler eğitime yönelik sorunların üstesinden gelmeye çalışırken son zamanlarda bir de terör örgütü PKK'nın zorbalıkları ile uğraşmak durumunda kalıyor. Öğretmenlerin kaçırılmasında asıl hedef bölge halkını eğitimsiz bırakmak, öğretmenler arasında kaos ortamı yaratmaktır. Öğretmenlerin okula gitmelerini engelleyerek bölge halkının cahil kalmasını istiyorlar. Bilmelidirler ki öğretmenler göreve başlarken bir kez yemin ederler ve sonuna kadar bu yeminlerine sadık kalırlar. Biz öğretmenler, dağın başında da olsak canımız pahasına çocuklarımızın eğitimlerini düşünmeye devam edeceğiz. Terör örgütü PKK öğretmenleri kaçırarak kendi ayağına kurşun sıkmıştır. Terör örgütünün bu eylemleri düşündürücüdür. Örgüt bir yandan sözde özgürlük vaat ettiğini söylüyor, bir yandan da halka eğitim veren, halkı özgürleştirmeye çalışan geleceğe hazırlayan öğretmenleri kaçırmaya çalışıyor. Biz bölge halkı olarak bunların karşısında olmaya devam edeceğiz. Bölgedeki tüm sivil toplum kuruluşlarının da inisiyatif alarak eğitim camiasına uzanan bu kirli ellerin engellenmesi için girişimlerde bulunmasını bekliyoruz. Bu öğretmenlerimizi örgütün elinden kurtarmak amacıyla bölgedeki sivil toplum kuruluşları olarak seferber olacağız''.

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu, bölgede yaklaşık 30 yıldan bu yana bir çatışma ortamı yaşandığını ifade ederek, dünyanın hiçbir yerinde sivillere yönelik eylemlerin kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını söyledi.

Ebedinoğlu, sivillerin öldürülmesi ve sivillere yönelik eylemleri doğru bulmadıklarını vurgulayarak, çatışmalarda sivillerin hayatını kaybetmesi ve öğretmenlerin kaçırılmasının vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesinin mümkün olmadığını belirtti.

BDP'nin 1 Ekim'de Meclis'te yemin etmek konusunda aldığı kararın önemli olduğuna dikkati çeken Ebedinoğlu, ''BDP'nin dün aldığı karar son derece önemli. İnanıyorum ki bu karar Türkiye'de birçok kesimin yüreğine su serpti. BDP'nin Meclis'e gitmesi ve bu sorunun çözümü noktasında inisiyatif alması gerekiyor. Terör örgütü PKK'nın da BDP'ye inisiyatif vermesi gerekiyor. Legal anlamda da olsa burada BDP'nin arkalarında bir desteği var. 90'lı yıllarda da bölgede sivil vatandaşlar çok zarar gördü. Bölge halkı aynı günlere geri dönülmesinin söz konusu olacağını düşünmüyor. Ancak bu eylemler artarsa bölge halkının ortak bir tepkisinin oluşacağına inanıyorum. Şu anda bu durumdan rahatsız olan kesimler seslerini yükseltmeye başladılar'' dedi.

"Öğretmenlere yönelik saldırılar bölge insanını karanlığa mahkum etmeye yönelik"

Eğitim Bir-Sen Siirt Şube Başkanı Adil Doğrusever de öğretmenlere yönelik saldırıların bölge halkını karalığa mahkum etmeye yönelik olduğunu söyledi.

Bölgenin yıllardan bu yana eğitimsizlik ve cehaletten dolayı sıkıntı yaşadığını ifade eden Doğrusever, son yıllarda hem Siirt hem de bölge genelinde eğitim alanında sağlanan gelişmelerden birilerinin rahatsızlık duyduğunu belirtti.

Doğrusever, bölgede üniversite sınavlarında öğrencilerin aldıkları derecelerin bunun en iyi göstergesi olduğunu ifade ederek, ''Durum böyleyken son zamanlarda bölgede meydana gelen öğretmen kaçırma olaylarını kabul etmek mümkün değil. Bölgede eğitim alanında sağlanan gelişmelerden rahatsızlık duyuyorlar. Öğretmenlere yönelik saldırılar bölge insanını karanlığa mahkum etmeye yönelik. Bölge insanına aydınlık bir gelecek oluşturmaktan başka hiç bir gayeleri olmayan öğretmenlerin kaçırılmalarını tasvip etmek mümkün değil. Bu olaylara bir an önce son verilmesini ve kaçırılan eğitimcilerimizin bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz'' dedi.

Bölgede sükunete ihtiyaç var

Siirt Baro Başkanı Mehmet Cemal Acar ise kutsal bir hak olan eğitim hakkının bir insanın sahip olduğu olmazsa olmaz haklardan olduğunu ifade ederek, bunu kimsenin engelleyemeyeceğini, bunun öğretmenlerin kaçırılması yoluyla engellenmek istenmesinin kabul edilemez olduğunu, sebep ne olursa olsun hiç kimsenin bu hakkı engellemeye kalkışmaması gerektiğini söyledi.

Bu tür eylemlerden bir sonuç alınmasının beklenmemesi gerektiğini kaydeden Acar, ''Aksine bu tür olaylar süreci baltalıyor, derinleştiriyor ve çözüme ulaşmayı engelliyor. Bu nedenle bu eylemlerin bir an önce sona erdirilmesini istiyoruz'' şeklinde konuştu.

Mardin Baro Başkanı Azad Yıldırım da bölgede kalıcı bir barışın sağlanmasından yana olduklarını, bu tür çatışmalı ortamın ülkede yaşayan tüm kesimlere ciddi zarar verdiğini belirtti.

Sivillere yönelik her türlü eylemin bir an önce durdurulması gerektiğini ifade eden Yıldırım, şöyle dedi:
''Asıl olan bu çatışmalı ortamın bir an önce sona erdirilip özellikle sivil insanlara yönelik eylemlerin bir an önce durdurulmasıdır. Sivil insanların kaçırılmasını tasvip etmiyoruz. Bölgede genel olarak bir sükunete ihtiyaç var. Bu sükunet ortamının sağlanması her şeyden daha önemli. Öncelikli olan tekrar eski çatışmalı günlere dönmek değil, barışı bir an önce sağlayıp bununla beraber tüm sorunların çözümünü sağlamaktır. Çatışmalar, bombalar ve operasyonlar olurken diğer yandan ekonomik ve sosyal hayatın normale dönmesi mümkün değil. Bu nedenle asıl olan kalıcı barışın sağlanması. Barışçıl çabalar arttıkça hem bölge kalkınır hem de insanlar rahatlar. Aksi taktirde çatışmalı ortam tüm ülkeyi geriye götürür.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler