"Okullar depreme dayanıklı değil"

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ''Bırakınız evleri, binaları çocuklarımızın eğitim öğretimlerini yaptıkları okullar bile şu anda depreme dayanıklı değil'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.03.2010 - 18:29

Genel Başkan Koncuk, sendikanın Konya 1 No'lu Şube Başkanlığı'nca hekimevinde düzenlenen Konya ve ilçe temsilcileri toplantısında yaptığı konuşmaya, Elazığ'da meydana gelen depremde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı.

Türkiye'nin Marmara depremi, Erzincan depremi gibi büyük felaketler yaşadığını ancak halen gerekli tedbirlerin alınmadığını savunan Koncuk, şunları kaydetti:
''Ülkeyi iyi yönettiğini iddia edenler bu depremlerden sonra bu derece büyük acılar yaşatmaması için hangi tedbirleri aldıklarını millete bir izah etsinler. Bırakınız evleri, binaları çocuklarımızın eğitim öğretimlerini yaptıkları okullar bile şu anda depreme dayanıklı değil. Üzülüyoruz. Bazen 'Gece uykuda yakaladı' diyoruz. 'Okul açıkken yakalasa halimiz nice olur' diye de düşünmeden edemiyorum. Bu depremler elbette üzücü ama mutlaka tedbir alınması lazım. Bu tedbir yıllardır alınmıyor.''

Türkiye'nin gerçek gündeminin sanal tartışmalarla değiştirildiğini ileri süren Koncuk, Türkiye'de işsiz sayısının 1 yılda küresel ekonomik kriz sebebiyle 1 milyon arttığını ancak ülkenin gerçek gündemi olan işsizliği kimsenin tartışmadığını iddia etti.

Mevcut hükümetin 7 yıldır iktidarda olduğunu ancak işsizlik sorununun bu sürede daha arttığını ifade eden Koncuk, şöyle konuştu:
''Tüm bunları bu ülke tartışmıyor. Felaketler yaşıyoruz. Hangi tedbirleri almamız gerektiğini tartışmıyoruz. Eğitim fakültesi mezunu binlerce evladımız binbir güçlükle kazandıkları, okudukları, mezun oldukları bu okulları bitirdikten sonra hala öğretmen olmanın hayaliyle yaşıyor. 550 bin üniversite mezunu halen işsiz. Birileri çıkıp 'Bu ülke nereye gidiyor' demiyor. Başka şeyler tartışıyoruz. Bize ne balyozdan, varsa suçlusu tut içeri tık kardeşim. Türkiye hukuk devletidir. Kim darbeden yanaysa tut kulağından içeri at ama sanal darbelerin sorumlularını değil.

Nerede 28 şubatçılar, nerede 12 eylül ihtilalini yapanlar, neden bir tanesine ceza verilmiyor. Gerçekten samimiyetle demokrasiden yanaysak, samimiyetle darbeler ve darbecilere karşıysak o darbeyi yapanlar aramızda geziyor. Tutarsın kulağından, hukuk neyi emrediyorsa yaparsın. Artık Türkiye bu tartışmaları aşmalı ve gerçek gündemine dönmeli. Bir darbe mi aranıyor. Bir ülkede 8 milyon işsiz olmasından daha büyük darbe mi olur? 327 bin öğretmen adayının hala işsiz gezmesinden büyük bir darbe mi olur? 550 bin üniversite mezununun işsiz, çaresiz, umutsuz bırakılmasından daha büyük darbe mi olur?''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler