'Olağan' bir devlet ideolojisi

Fındık'ın yeni belgesel filmi 'Olağan Haller' hep 1938 katliamıyla anılan Dersim'in başka bir yüzünü daha ortaya koyuyor. Film, 12 Eylül'le birlikte yaratılan inanç asimilasyonunu tanıkları ve belgeleriyle mercek altına alıyor.

'Olağan' bir devlet ideolojisi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.03.2013 - 10:33

“Caminin açılışı törenle yapıldı. Bir kişi içeriye namaz kılmaya girdi, geri kalan da kahveye gitti.” Dönemin kaymakamlarından Celal Dinçer, halkın tamamının Alevi olduğu Dersim’de hiç ihtiyaç duyulmayan camilerin devlet eliyle yaptırılmasıyla ilgili bunları söylüyor.

“Kara Vagon” belgeseliyle tanıdığımız yönetmen Özgür Fındık’ın yeni belgesel filmi “Olağan Haller - 12 Eylül Dersim İnanç Asimilasyonu”, 80 darbesinin Aleviler üzerinde nasıl izler bıraktığına odaklanıyor. İlk gösterimi 6 Nisan saat 18.00’de Şişli Kent Sineması Kültür Merkezi’nde yapılacak filmde, dönemin devlet memurları ve rütbeli askerlerinin yanı sıra mağdur halk da 12 Eylül sürecinde yaşadıklarını anlatıyor.

Yaklaşık üç bin öğrencinin ailelerinden koparılıp “iyi bir gelecek” umudu ya da “sofrasında bir kaşık eksilsin” düşüncesiyle imam hatiplerde okutulduğu ve günümüzde mezbelelik olan camilerin hızlıca yaptırıldığı süreci tanıklarından dinlediğimiz belgeselle en önemli çabalarının kimliksizleştirme politikalarını ve sonuçlarını açığa çıkarmak olduğunu belirtiyor Dersim doğumlu Fındık: “Yakın zaman önce 1937 - 38 Dersim katliamı tartışılıyordu. Bu tartışmalarda ’38 sonrası Dersim’de neler yaşandığı yoktu. Şimdiye kadar konuyu sadece işkence, katliam ve soykırım üzerinden tartışıyorduk. Dersim’deki alan çalışmamda 80 sonrası Dersim’de ciddi bir asimilasyon politikası geliştirildiğini gördüm. 12 Eylül’le birlikte özellikle Dersim’in bilinçli olarak eğitim sahası olarak kullanıldığını düşünüyorum. Celalettin Cerrah’tan birçok JİTEM üyesine kadar eğitim sahası olarak Dersim’i kullanmışlar.”

Filmde özellikle özel yetkilerle Dersim’e atanan ve inanç üzerinde sistemli asimilasyon uygulamalarını başlatan dönemin Tunceli Valisi Kenan Güven’in bu süreçte önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Fındık, Güven’in bir figür olduğunu söylüyor. “Kenan Güven o dönem Müslüman bir gençlik yetiştirmek istiyordu. Bu bir devlet ideolojisiydi. Kenan Güven’in kendi başına yaptığı bir şey değildi.”

Fındık, tek tip insan yaratmak isteyen 12 Eylül iktidarının bölgedeki sosyalist Alevi/Kızılbaş inancını hedef aldığını ve hızla Sünnileştirilmek istediğini ekliyor. Başka kentlere gönderilen üç bin öğrenciden sadece dört, beş tanesiyle konuşabilmiş Fındık. “Korku kültürü hâlâ yaygın. Alevi diye işkence gören çocuklar konuşamadı. ‘Yarın gelip beni almayacaklarına garanti veriyor musunuz?’ diye sordular. Aileler de aynı şekilde konuşmaktan çekindi. Şimdiye bakarsak cemevlerini kültür merkezi olarak gören bir algının da izleri var burada.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler